Suudi Arabistan Yatırım Bakanı: Dünyadaki en az zararlı petrolü üretiyoruz

Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı: Dünyadaki en az zararlı petrolü üretiyoruz

Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)
Suudi Arabistan NEOM’da dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalışıyor (SPA)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid Al-Falih, ülkesinin dünyadaki en az zararlı petrolü ürettiğini söyledi.

Falih, Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP28) oturum aralarında düzenlenen Yeşil Suudi Arabistan Girişimi Forumu’nda yaptığı konuşmada, hükümetin enerji üretiminin kaynaklarını yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan, yüzde 50’sini ise sıvılaştırılmış gazdan sağlayacak şekilde çeşitlendirebildiğini ifade etti.

Yatırım Bakanı, ülkesinin Suudi pazarındaki tüm araçları elektriğe dönüştürmek için zaman içinde hükümet sermayesi ve yatırımcılardan on milyonlarca dolar harcamayı taahhüt ettiğine dikkat çekti. Ayrıca, bütün bunların çevreye karşı sorumluluğu temsil eden çok büyük bir proje olduğunun altını çizdi.

Enerji Bakanlığı’nın daha düşük bir maliyetle karbonu azaltmayı amaçladığını belirten Falih, Saudi Aramco’nun dünya çapında en temiz ve en düşük metan emisyonuna sahip olması için belirli standartlara göre sıkı politikalar uyguladığını söyledi.

Suudi Arabistan’ın NEOM şehrinde dünyanın en büyük yeşil hidrojen projesini inşa etmek için çalıştığını söyleyen Falih, “Yatırım sektörü, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik başarılı girişimlerin desteklenmesine katkı sağlıyor” dedi.

Bakan, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve etkili politikaların varlığının sıfır karbon emisyonuna ulaşmanın anahtarı olduğunu söyledi. Falih, “Bu ülkeye güneş ve hidrojen enerjisi gibi diğer çevresel kaynaklardan yararlanma fırsatı sağlıyor. Aynı zamanda ülkenin diğer yollarla enerji üretme maliyetinin çok altında bir maliyetle yeşil ve mavi hidrojen üretmesine de olanak tanıyacak” diye ekledi.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC