JPMorgan: Türkiye'nin yurtdışından borçlanma miktarı 2024'te rekor seviyeye ulaşabilir

JPMorgan'ın hesaplamalarına göre bu yılki dış borçlanma büyüklüğü tüm zamanların en yüksek ikinci değerini aldı

(AA)
(AA)
TT

JPMorgan: Türkiye'nin yurtdışından borçlanma miktarı 2024'te rekor seviyeye ulaşabilir

(AA)
(AA)

JPMorgan'ın Orta Avrupa, Ortadoğu ve Afrika borç sermaye piyasalarından sorumlu yetkilisi Stefan Weiler, Türkiye'nin ortodoks mali politikayı tekrar uygulamaya alması sayesinde 2024 yılında yurtdışı piyasalardan yapılacak borçlanmanın rekor kırabileceğini ve yabancı yatırımcıların Türk varlıklarına geri dönmeyi sürdürebileceğini söyledi.

Yabancı yatırımcılar, yüksek enflasyona rağmen yıllardır reel anlamda negatif faiz oranlarının yanı sıra karmaşık mali düzenlemeler ve döviz girişi ve çıkışına uygulanan kısıtlamalar nedeniyle Türkiye'den uzaklaşmışlardı.

Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayındaki seçimleri kazanmasının ardından, uluslararası kabul gören politikalara dönüşün başlaması uluslararası sermayeyi tekrar Türkiye'ye çekmeye başladı.

Reuters'a konuşan Weiler, "Bizim açımızdan bakılacak olursa Türkiye'yi gelecek yılın potansiyel büyük hikayelerinden biri olarak görüyoruz" dedi ve gelecek yıl devletin ve şirketlerin ihraç ettiği tahvil ve bono tutarının 25 milyar doları rahatlıkla aşabileceğini düşündüğünü söyledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran ayında Hafize Gaye Erkan'ın başkan olarak göreve getirilmesinin ardından hızla faiz oranlarını artırmaya başladı.

Sonbaharda daha büyük faiz artırımlarının başlamasıyla birlikte Türk şirketleri için borçlanma piyasaları tekrar açılmış oldu. Arçelik, eylül ayında 2022'nin başından bu yana ilk kez yurtdışından borçlanma gerçekleştirdi

Türk şirketleri, bankaları ve devletin 2023 yılında yaptığı tahvil ihraçlarının büyüklüğü 18 milyar doları aştı. JPMorgan'ın hesaplamalarına göre bu yılki dış borçlanma büyüklüğü tüm zamanların en yüksek ikinci değerini aldı.

Seçim öncesi yüzde 8.5 seviyesinde olan politika faizi şu anda yüzde 40 seviyesinde ve bugün 1400'da açıklanacak olan faiz kararı ile yeniden artırılarak yüzde 42.5'e yükseltilmesi bekleniyor.

Hükümetin 2024'te bu yılki rakamı tutturarak yurtdışı piyasalardan yaklaşık 10 milyar dolar borçlanması bekleniyor. Weiler, nakit açlığı çeken şirket ve bankaların borçlanmalarında "önemli bir artış" beklediğini söyledi.

Weiler, "Küresel piyasa koşulları yapıcı olduğu ve yapılan bazı değişikliklerden geri dönülmediği sürece, Türkiye uluslararası sermaye piyasası ihraç faaliyetleri açısından şimdiye kadarki en yoğun yılı kaydedebilir" dedi.

Weiler, Erdoğan'ın geçmiş yıllarda sergilediği merkez bankası başkanlarını aniden görevden alma ve politikayı tersine çevirme eğilimine rağmen, ülkenin mali politakada gerçekleştirilen son değişiklikten geri adım atmasını beklemediklerini de ekledi.

Weiler, "Yabancı sermaye şimdiden geri gelmeye başladı ve Türkiye için hava değişmiş gibi görünüyor" dedi.

Weiler, "Bu durum tersine dönerse oldukça şaşırırım ve yaklaşan yerel seçimlerin Türkiye'nin gidişatını daha da belirginleştireceğini düşünüyorum" diyerek 31 Mart'taki yerel seçimlere atıfta bulundu.

JPMorgan'ın önümüzdeki yıl gelişmekte olan ülkelerin döviz cinsinden borçlanma miktarında küresel bir artış beklediğini belirten Weiler, Çin'in yaptığı borçlanma azaldığı için toplam seviyenin tarihi zirvelere yaklaşmayacağını ifade etti.

Independent Türkçe



Trump: Şi, temel metallerin ABD'ye akmasına izin verecek

ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
TT

Trump: Şi, temel metallerin ABD'ye akmasına izin verecek

ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in nadir toprak metalleri ve elementlerin ABD'ye ihracatına izin verdiğini söyledi. Bu adım, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilimi azaltacak.

Bir gazeteci, başkanlık uçağında Trump'a Şi'nin bunu kabul edip etmediğini sorduğunda, Trump “Evet, kabul etti” diye cevap verdi.

Trump'ın bu yorumu, haftalardır bu konuda artan ticari gerilimi çözmek amacıyla Şi Cinping ile yaptığı nadir telefon görüşmesinden bir gün sonra geldi.

Trump, o dönemde görüşmelerin “oldukça olumlu sonuçlandığını” belirterek, “nadir metal ürünlerinin akışkanlığıı konusunda hiçbir şüphe olmaması gerektiğini” belirtti.

Bu konudaki gerginliğin azaldığına dair bir başka işaret olarak, Çin, konuyla ilgili iki kaynağa göre, en büyük üç Amerikan otomobil üreticisinin nadir metal tedarikçilerine geçici ihracat lisansları verdi.

ABD başkanının üst düzey yardımcıları, pazartesi günü Londra'da Çinli meslektaşlarıyla bir araya gelerek görüşmeleri sürdürecek.

Trump dün gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çin anlaşmasında büyük ilerleme kaydettik” dedi.

İki ülke, 12 Mayıs'ta İsviçre'nin Cenevre kentinde, Trump'ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana birbirlerine uyguladıkları gümrük vergilerinin çoğunu 90 gün süreyle kaldırmak üzere anlaşmaya vardı. Bu haberin ardından ticaretin bozulmasından endişe duyan finans piyasaları canlandı. Ancak Çin'in nisan ayında nadir toprak elementlerinin ihracatını askıya alma kararı, dünya çapında otomobil üreticileri, bilgisayar çipi üreticileri ve askeri müteahhitlerin ihtiyaç duyduğu tedarikleri kesintiye uğratmaya devam etti.

Trump, Çin'i Cenevre Anlaşması'nı ihlal etmekle suçladı ve çip tasarım programları ile Çin'e yapılan diğer sevkiyatlara kısıtlamalar getirilmesini emretti. Pekin bu iddiayı reddetti ve karşı önlemler alacağı tehdidinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre nadir metaller ve diğer temel elementler Çin için bir güç kaynağıdır ve şirketlerin metalden üretilen ürünleri üretememesi nedeniyle ekonomik büyüme yavaşlarsa Trump iç siyasi baskıya maruz kalabilir.

Trump, ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri ticaret ortaklarını bir dizi cezai önlem uygulamakla tehdit etti, ardından bazılarını son anda iptal etti. Bu tutarsız yaklaşım, dünya liderlerini şaşırttı ve şirket yöneticilerini endişeye sevk etti.