Bundesbank'tan Almanya ekonomisi için "resesyon" değerlendirmesi

Almanya Merkez Bankasının (Bundesbank), değerlendirmesinde, "Ekonomik üretim 2024'ün ilk çeyreğinde yine hafif düşüş gösterebilir. Ekonomik üretimdeki art arda iki çeyrekte yaşanan düşüşle Alman ekonomisi teknik bir resesyona girecektir." denildi.

AA
AA
TT

Bundesbank'tan Almanya ekonomisi için "resesyon" değerlendirmesi

AA
AA

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), dış talebin zayıfladığını, tüketicilerin harcamalarında temkinli olduğunu ve artan finansman maliyetlerinin yatırımları sınırlamaya devam edebileceğini belirterek, Almanya ekonomisinin geçen yılın son çeyreğinin ardından bu yılın ilk çeyreğinde de daralma göstererek teknik resesyona girebileceğini bildirdi.

Bundesbank, şubat ayına ilişkin yayımladığı aylık raporda, Almanya ekonomisinin 2023'ün son çeyreğinde daraldığı anımsatılarak, bazı "ters rüzgarların" muhtemelen 2024'ün başlarında da devam edeceği ve ekonomik üretimin ilk çeyrekte yeniden bir miktar düşebileceğine değinildi.

Alman ekonomisinde hala toparlanmanın olmadığına işaret edilen raporda, dış talebin son zamanlarda önemli ölçüde düşüş eğilimi gösterdiği ve tüketicilerin harcamaları konusunda hala temkinli davrandığı aktarıldı.

Raporda, artan finansman maliyetlerinin yatırımları sınırlamaya devam edebileceğinin altı çizildi.

Dönüşüm ve iklim politikasına ilişkin belirsizliklerin de artmaya devam ettiği belirtilen raporda, demir yolu ve hava taşımacılığı sektörleri de dahil olmak üzere çeşitli grevlerin üretimi etkileyeceği ifade edildi.

Raporda, sanayi ve inşaat sektörlerinde hala birikmiş siparişler olduğu ancak giderek azaldığı kaydedilerek, "Ekonomik üretim 2024'ün ilk çeyreğinde tekrar hafif düşüş gösterebilir. Ekonomik üretimdeki art arda iki çeyrekte yaşanan düşüşle Alman ekonomisi teknik bir resesyona girecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Alman ekonomisinde Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının başlangıcından bu yana devam eden zayıflığın sürebileceğine dikkat çekilen raporda, "Ancak ekonomide önemli, geniş tabanlı ve uzun süreli düşüş anlamında bir resesyon henüz tespit edilemiyor ve şu anda beklenmiyor." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, özellikle istikrarlı bir iş gücü piyasası, keskin şekilde artan ücretler ve düşen enflasyon oranı karşısında gelir durumunun ve dolayısıyla hane halkı tüketiminin iyileşmeye devam etmesinin muhtemel olduğu aktarıldı.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC