Suudi Arabistan, Türk müteahhitler için yıllık 10 milyar dolarlık iş potansiyeli taşıyor

"Mevcut ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacıyla Ticaret Bakanımız Ömer Bolat'ın başkanlığında Suudi Arabistan'a bu yıl da bir müteahhitlik heyeti ziyareti düzenlemeyi programımıza almış bulunuyoruz"

(AA)
(AA)
TT

Suudi Arabistan, Türk müteahhitler için yıllık 10 milyar dolarlık iş potansiyeli taşıyor

(AA)
(AA)

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, farklı pazarlardaki zengin deneyimi, uluslararası standartlarda uygun maliyetli hizmeti, inisiyatif alma yeteneği, risk alma isteği ve kapsamlı ortaklık deneyimi ile "Türk Müteahhitliği"nin dünyanın her köşesinde aranılan bir marka haline geldiğini söyledi.

Eren, geleneksel pazarlardan olan Suudi Arabistan'ın ise yurt dışı müteahhitlik hizmetleri içinde Türk müteahhitlik firmaları tarafından gerçekleştirilen 27,8 milyar dolar tutarındaki 402 proje ile en çok proje üstlenilen 6'ncı ülke konumunda olduğunu dile getirdi.

Geçen yıl boyunca başta Suudi Arabistan olmak üzere siyasi ilişkilerde son derece olumlu gelişmelerin yaşanan Körfez ülkelerine ve Irak’a yönelik faaliyetlere odaklanıldığını aktaran Eren, "Yürütülen faaliyetlerin etkisiyle 2023 yılında Suudi Arabistan’da firmalarımızca 2,7 milyar dolar tutarında 16 proje üstlenilmiştir. Bu gerçekleşme ile 2018 yılı düzeyinin yeniden yakalanmış olması da sevindiricidir." diye konuştu.

Erdal Eren, mevcut ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacıyla Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın başkanlığında Suudi Arabistan’a bu yıl da bir müteahhitlik heyeti ziyareti düzenlemeyi programlarına aldıklarını ifade etti.

Türk müteahhitlerin Suudi Arabistan’ın "Vizyon 2030" projesinde kilit rol oynayacağını ve büyük işlere imza atacağını belirten Eren, "Ülkemizin Suudi Arabistan ile mevcut ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde, ülkenin Türk inşaat sektörü için yıllık 10 milyar dolarlık yeni iş potansiyeli taşıyan bir pazar konumuna geldiği görülmektedir." diye konuştu.

Eren, ilgili kuruluşların açıkladıkları çalışmalara göre gelecek dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde yüzde 52’si üstyapı olmak üzere 3,9 trilyon dolar tutarında projenin hayata geçirilmesinin öngörüldüğünü ve en büyük yatırımı ise Suudi Arabistan’ın yapmasının beklendiğini ifade etti.

Geçen yıl gerçekleştirdikleri müteahhitlik heyeti ziyaretleri ve üst düzey temaslarla da ilk elden bilgi alma fırsatlarının olduğunu anımsatan Eren, "Bu vesileyle edindiğimiz bilgilerden Suudi Arabistan’da önümüzdeki 15 yılda 1,4 trilyon dolar tutarında alt ve üstyapı projesi gerçekleştirilmesinin planlanmakta olduğunu anlamış bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Neom, Suudi Arabistan’ın gündemindeki projelerden en büyüğü olarak dikkati çekiyor"

TMB Başkanı Eren, Türk müteahhitler olarak Suudi 2030 vizyonu ve Giga projeleri programı kapsamındaki Neom, Diriyah Gate, Qiddiya, Red Sea Global, Al’Ula projeleri ile ülkedeki diğer enerji, su, konut ve altyapı projelerinde yer almak istediklerini ve bu yönde çalışmaları ve girişimleri sürdürdüklerini ifade etti.

Eren, Neom'un Suudi Arabistan’ın gündemindeki projelerinden en büyüğü olarak dikkati çektiğini kaydederek, "Üye firmalarımız sadece bu projede değil ülkedeki tüm alt ve üst yapı projelerinde yer almak hususunda isteklidir. Bu amaçla firmalarımız Suudi Arabistan mevzuatının gerektirdiği kayıt ve sertifikasyon prosedürlerini tamamlamak amacıyla faaliyetlerini ve girişimlerini sürdürmektedir." dedi.

"Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkeleri gibi yeni pazarları da yakından izliyoruz"

Yurt içinde mevcut verileri göz önünde bulundurarak 2024 yılında sektörün rotasının ağırlıklı biçimde yurt dışı projeler olacağına işaret eden Erdal Eren, en büyük potansiyeli taşıyan hedef ülke olarak da Suudi Arabistan'ın öne çıktığını belirtti.

Eren, Irak'ın da Kalkınma Yolu projesi ile ülkede gerçekleştirilmesi planlanan enerji, sağlık, konut, okul, hastane gibi projelerle diğer hedef ülke olarak ortaya çıktığını kaydetti.

Türk müteahhitler olarak Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde çalışmakta ve Sahra Altı Afrika bölgesindeki faaliyetleri artırmakta olduklarına dikkati çeken Eren, "Bunun yanı sıra Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkeleri gibi yeni pazarları da yakından izliyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yurt dışında her yıl üstleneceğimiz yeni proje tutarı hedefimizi, kısa vadede 20 milyar dolar, orta vadede ise 50 milyar dolar olarak korumaktayız." ifadelerini kullandı.



Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elektrikli araçların şarj edilmesi gerekiyor ve halka açık şarj cihazlarının sayısı, benzin pompalarıyla karşılaştırıldığında daha az, işlemi tamamlamak için de daha fazla zamana ihtiyaç duyuluyor.

Ancak The Automobile Association'ın yeni verileri, elektrikli araçların şarjının bitmesi ve arızalanma kaygılarının fazla büyütülmüş olabileceğini ortaya koyuyor.

Son istatistikler, 2024'te The Automobile Association'in aldığı yardım çağrılarından yalnızca yüzde 1,85'inin elektrikli araçların biten bataryalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu oran, geçen sene yüzde 2,26'ydı.

Her 5 sürücüden 2'si aracın şarjının biterek arızalanmasından endişelenirken, veriler bu durumun çok az sayıda sürücüyü etkilediğine işaret ediyor.

The Automobile Association, günde yaklaşık 8 bin arızaya müdahale ettiğini aktardı. Batarya bittiği için çağırıldıklarında asıl sorun, genellikle aracın şarj edilememesi oluyor.

Kurum, arızaların çoğunun lastikler veya 12 voltluk batarya sorunları gibi hem benzinli hem de elektrikli araçlarda ortak olan problemlerden kaynaklandığını belirtti.

2015'ten bu yana boş batarya yüzünden yaşanan arızalar azalıyor. O yılda yardım çağrılarının yüzde 8'i, tükenmiş batarya hücreleri yüzünden yapılmıştı.

O zamandan beri, daha fazla şarj cihazı ve daha iyi menzile sahip araçlar, sürücülerin düşük şarj nedeniyle arıza yaşamasını önlemeye yardımcı oluyor.

The Automobile Association, çağrıların yüzde 1'inin benzin ve dizelle çalışan araçların yakıtının bitmesinden kaynaklandığını ve zamanla düşük şarj yüzünden yapılan çağrıların da bu seviyeye ineceğini söyledi.

The Automobile Association'in başkanı Edmund King şöyle dedi:

The Automobile Association'in son sayıları, elektrikli araç arızalarının yüzde 2'sinden azının 'şarjın bitmesi' nedeniyle olduğunu gösteriyor, bu da menzil kaygısının geçmişte kalacağına işaret ediyor. 'Şarjın bitmesi' arızalarının çoğu, şarjın sıfıra inmesinden değil, ya şarjın azalması ya da araçların şarj kapaklarının takılması gibi teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Son 8 yılda şarjı biten elektrikli araçların oranı yaklaşık yüzde 80 azaldı, bunun nedeni şarj cihazlarının sayısının ve güvenilirliğinin artması, müşterilere şarj sonrası daha iyi destek verilmesi, yeni elektrikli araçların menzilindeki gelişme ve sürücü eğitimi ve bilgilendirme sürecinin iyileşmesi.

Birleşik Krallık'ta artık neredeyse 1 milyon elektrikli araba şarj cihazı var; bu sayı, sürücülerin ihtiyaçlarına yetişmeyi desteklese de otomobil endüstrisi, hâlâ piyasaya daha fazla ve daha hızlı modeller sürmekte istekli.

Ancak Zapmap'e göre, şarj cihazlarının çoğu evlere yerleştirilmiş halde ve sadece 65 bini halka açık.

Her halükarda bozuk şarj cihazları ve yüksek ücretlerin, elektrikli araç sürücüleri için sıkıntı yarattığı sıkça bildiriliyor.

Özel şarj şirketleri, istediği ücretlendirmeyi yapabiliyor ve ücrete KDV eklemek zorunda kalıyor, bu da kilovat saatlik ücretlerde büyük farklara yol açabiliyor.

Elektrikli araç satın alanların çoğu, filo işleten şirketler ya da sokak dışında park yerleri olan, araçlarını düşük maliyetle, kendileri şarj edebilen ev sahipleri.

Otomobil endüstrisi, araçların kitlesel olarak benimsenmesi için halka açık ucuz şarj imkanlarına ihtiyaç duyulduğu uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe