Türk-Alman ilişkilerine can suyu: Otomotiv sektörü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türk-Alman ilişkilerine can suyu: Otomotiv sektörü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Türkiye-Almanya arasındaki köklü tarihi ilişkileri ve artarak gelişen ticaret hacmini AA Analiz için kaleme aldı.

Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler yumağını bir vücuda benzetirsek iki ülke arasındaki siyasi ve tarihi ilişkiler ana yani, atardamarları temsil eder. İki ülke arasındaki sanat ve ticari ilişkiler ise kılcal damarlardır. Atardamarlarda arada sırada sorun yaşansa da kılcal damarlar yeteri kadar gelişmişse, vücutta kriz yaşanmadan da sorunlar atlatılır; hatta eskisinden daha sağlıklı bir yapıya kavuşur. Son 25 yılda tüm dünyadaki baş döndürücü değişim hepimize gösterdi ki bu kılcal damarlar iki ülke arasındaki kalıcı huzuru sağlıyor.

Köklü Türk-Alman ilişkileri
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye ile ilişkileri statü gereği AB başlığı altında değerlendirilse de konu Almanya olunca kesinlikle ayrı bir başlık açmak gerekir. Bu iki ülkenin 150 senelik köklü geçmişe sahip sanayi ve ticari ilişkileri ortak hedeflere ulaşma yolunda kesintisiz şekilde sürüyor ve katlanarak artıyor. 1980’lerden bu yana bir Türk girişimci için yurt dışına açılmak, Almanya’daki sektörel fuarlara katılım anlamına gelirken, kalite ve sevkiyat seviyesinin göstergesi ise Almanya’ya ihracat yapmaktır.

Her iki ülke de otomotiv sektöründe güçlü bir geçmişe sahip olmalarının yanı sıra endüstrideki teknolojik gelişmelerde de önemli roller üstlendiler. Türkiye, coğrafi konumu, işgücü potansiyeli, üretim altyapısı ve yaygın tedarikçi ağıyla otomotiv üretiminde önemli bir konuma sahipken; Almanya ise otomotiv endüstrisindeki yenilikçi yaklaşımı ve yüksek kaliteli ürünleriyle dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumundadır.

İhracatımız 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,3’lük bir artışla 3 milyar 966 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece Almanya, toplam sektör ihracatımızdan aldığı yüzde 13,6’lık payla Fransa’nın ardından 2'nci en büyük ihracat pazarımız oldu. 2024’ün ilk 3 ayında durum değişti; ilk 3 ayda Almanya’ya olan ihracatın artışıyla Almanya en büyük pazarımız durumuna geldi. Türkiye Almanya’ya parça ihraç ederken seneler içinde her iki yönde küçük oynamalar olmakla birlikte ihracata denk bir miktarda daha çok araç ithal ediliyor.

Türkiye otomotiv sanayi
Türkiye otomotiv sanayi, gerek Almanya gerekse tüm dünyada araç veya parça ihraç etmenin ötesinde, belli bir süredir hizmet de ihraç eder duruma geldi. Bu da oldukça önemli bir nokta, yani artık parça ve araç ihracatımızın yanında mühendislik hizmetlerimizi de ihraç ediyoruz. Mühendislik ihracatı kadar önemli bir başka konu da Almanya otomotiv firmalarına iş gücü de ihraç etmemiz. Almanya otomotiv sektöründe, gerek ana sanayilerde gerekse tedarik sanayindeki önemli firmalarda kilit rollerde Türk yöneticiler var. Bu insanlar Türkiye'de edindikleri tecrübelerle Almanya’da kilit rollerde yer alarak ülkemizin de bir bakıma elçiliğini sürdürüyorlar. Türk mühendis ve yöneticileri sadece Almanya’daki otomotiv firmalarında değil, gerek Alman otomotiv firmalarının farklı coğrafyalarındaki tesislerinde gerekse de küresel diğer otomotiv firmalarında önemli roller üstleniyor. Türk kültüründeki esnek çalışma ve problem çözme becerisi, Alman disipliniyle birleşerek önemli bir güce dönüşüyor.

Türkiye'nin otomotiv endüstrisi, son yıllarda hızla büyüdü ve uluslararası alanda önemli bir oyuncu haline geldi. Ülkenin stratejik konumu, güçlü tedarik zinciri altyapısı ve yetenekli işgücü, birçok uluslararası otomotiv üreticisinin Türkiye'yi üretim üssü olarak tercih etmesine olanak sağladı. Türkiye, Avrupa'nın en büyük 2. üreticisi konumundadır ve özellikle Alman otomotiv şirketleri, Türkiye'deki tesislerinde üretim yaparak Avrupa pazarına erişim sağlıyor. Bunun yanı sıra, Türk otomotiv tedarik sanayi firmaları da Almanya'nın otomotiv endüstrisi için önemli bir tedarikçi konumundadır.

Türkiye ve Almanya arasındaki otomotiv sektörlerinin ikili ilişkileri, karşılıklı bağımlılık ve ortak çıkarlar üzerine kuruludur. Her iki ülke de birbirinin pazarlarına erişim sağlayarak ve ortak projeler yürüterek avantaj elde ediyor. Örneğin, Türk otomotiv tedarik sanayi firmaları, Alman otomotiv şirketleri için önemli bir tedarikçi olmanın yanı sıra, Almanya'nın teknoloji ve mühendislik uzmanlığından faydalanarak ürün geliştirme süreçlerinde işbirliği yapıyor. Bunun yanı sıra Alman otomotiv devleri de Türkiye'deki üretim tesislerinde Avrupa pazarına yönelik araçlar üreterek rekabet avantajı elde ediyor. Türkiye, Alman otomotiv şirketleri için önemli bir üretim üssü olmasının yanı sıra Almanya'nın önde gelen otomotiv firmaları da Türkiye'deki pazar fırsatlarından faydalanıyor.

Her iki ülkenin otomotiv endüstrileri birbirlerine karşılıklı bağımlıdır ve ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliğinin geliştirilmesi önemlidir.

Örneğin, teknolojik değişim ve dönüşüm süreçleri her iki ülkenin otomotiv endüstrisini etkileyerek yeni işbirliği alanları ortaya çıkarabilir. Bununla birlikte siyasi ve ekonomik faktörlerle teknolojik değişimler, bu ilişkileri etkileyebilecek potansiyel zorlukları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle, her iki ülkenin mutlaka birlikte hareket edip iş hacmini artırarak otomotiv sektörleri arasındaki ilişkilerin sürdürülebilirliği ve güçlendirilmesi için sürekli olarak çaba sarf etmesi gerekiyor.



ÇKP'nin büyüme hedeflerini eleştiren Çinli iktisatçı "susturuldu"

Çin, uzun vadede büyüme hedeflerini yakalamak için para politikalarını tekrar gözden geçiriyor (Reuters)
Çin, uzun vadede büyüme hedeflerini yakalamak için para politikalarını tekrar gözden geçiriyor (Reuters)
TT

ÇKP'nin büyüme hedeflerini eleştiren Çinli iktisatçı "susturuldu"

Çin, uzun vadede büyüme hedeflerini yakalamak için para politikalarını tekrar gözden geçiriyor (Reuters)
Çin, uzun vadede büyüme hedeflerini yakalamak için para politikalarını tekrar gözden geçiriyor (Reuters)

Çin'de devletin ekonomi politikasını eleştiren iktisatçı Gao Shanwen'e kamuoyu önünde konuşma yasağı getirildiği iddia ediliyor.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Gao'nun 12 Aralık'ta Washington'da düzenlenen bir ekonomi forumunda yaptığı eleştirilerle Çin lideri Şi Cinping'i kızdırdığını yazıyor. 

Gao, Çin'in yaklaşık yüzde 5'lik büyüme tahmininin gerçekçi olmadığını ve asıl oranın bunun altında kalacağını savunmuştu. 

Çin devletine ait finans firması SDIC Securities'in başekonomisti Gao, şu ifadeleri kullanmıştı: 

Çin'in gerçek büyüme rakamını bilmiyoruz. Benim tahminim, resmi rakam yüzde 5'e yakın olsa da son iki ila üç yılda gerçek gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyüme rakamının ortalama yüzde 2 civarına çıkabileceği yönünde.

İktisatçı, Pekin yönetiminin ekonomiyi canlandıracak adımları atamayabileceğini de iddia etmişti: 

Ekonomiyi canlandırma çabaları çok oportünist. Neticede vaat ettiklerini çok iyi şekilde yerine getirebileceklerini sanmıyorum.

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen kaynakların paylaştığı bilgilere göre Şi, bu açıklamaları nedeniyle ekonomist hakkında inceleme başlatılmasını talep etti. Ayrıca Gao'ya belirsiz bir süre kamuoyu önünde konuşma yasağı da getirildi. 

Diğer yandan yetkililer, Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetimine ekonomi politikaları hakkında danışmanlık hizmeti veren Gao'nun işten atılmadığını belirtiyor. 

Çin'de önde gelen bir düşünce kuruluşunda çalışan üst düzey ekonomistlerden Zhu Hengpeng'in de Şi'nin politikalarını eleştirdiği gerekçesiyle geçen yıl görevinden alındığı bildirilmişti. WSJ'nin eylüldeki haberinde paylaşılan bilgilere göre Zhu, sözkonusu eleştirileri özel bir sohbet grubunda yapmıştı. 

Çin bir süredir ekonomideki olumsuz gidişatı tersine çevirmeye çalışıyor. ÇKP Merkez Komitesi Politika Bürosu'nun aralıktaki toplantısında, 14 yılın ardından para politikasında gevşemeye gidilmesi kararı alınmıştı. 

Pekin, yerel yönetimlerin karşılaştığı finansman zorluklarını hafifletmek ve zayıflayan ekonomik büyümeyi istikrara kavuşturmak için kasımda 10 trilyon yuanlık (yaklaşık 48 trilyon TL) bir borç paketi de açıklamıştı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times