IMF, Mısır'ın 820 milyon dolar çekmesine izin verdi ve ‘daha fazla reform’ çağrısında bulundu

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Washington'daki genel merkezi (Reuters)
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Washington'daki genel merkezi (Reuters)
TT

IMF, Mısır'ın 820 milyon dolar çekmesine izin verdi ve ‘daha fazla reform’ çağrısında bulundu

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Washington'daki genel merkezi (Reuters)
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Washington'daki genel merkezi (Reuters)

Uluslararası Para Fonu (IMF) dün (pazartesi) yaptığı açıklamada, Mısır'ın 820 milyon dolar çekmesine izin veren incelemenin tamamlandığını duyurdu ve makroekonomik istikrarı yeniden tesis etme çabalarının meyvelerini vermeye başladığını söyledi. Ancak kamu iktisadi teşebbüslerinin kontrolünün kısıtlanması konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi çağrısında bulundu.

Bu, IMF'nin Mısır için 2022 yılında onaylanan ve bu yıl 8 milyar dolara çıkarılan 46 aylık son kredi programı kapsamında, yüksek enflasyon ve ciddi döviz sıkıntısının yaşandığı ekonomik krizin ardından yapılan üçüncü inceleme.

Mısır, IMF'nin ‘yetkililer tarafından benimsenen programın temeli’ olduğunu söylediği esnek döviz kuru politikasına geçtiğini söylüyor.

IMF tarafından yapılan açıklamada, “Enflasyonist baskılar giderek hafifliyor, döviz açığı ortadan kaldırıldı ve mali hedefler (büyük altyapı projeleri aracılığıyla yapılan harcamalarla ilgili olanlar da dahil) tutturuldu” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre açıklamada, “Bazı kritik yapısal reformlarda ilerleme kaydedilmiş olsa da, devlet mülkiyeti politikasının uygulanması için daha fazla çabaya ihtiyaç var” ifadesi yer aldı.

IMF, Mısır'a devlete ait şirketlerin elden çıkarılması programını hızlandırması ve bu şirketlerin haksız rekabet uygulamalarını engelleyecek reformları hayata geçirmesi çağrısında bulundu.

IMF ayrıca, düşük doğal gaz üretiminin geçen yıldan bu yana günlük elektrik kesintilerine yol açtığı Mısır'ın enerji sektörüne ilişkin mali riskleri kontrol altına alması gerektiğini de belirtti.

IMF’nin internet sitesinde Genel Müdür Yardımcısı Antoinette Sayeh’in şu ifadesi aktarıldı: “Aralık 2025'e kadar perakende yakıt fiyatları da dahil olmak üzere enerji fiyatlarının maliyetleri karşılayacak seviyelere çekilmesi, halka sorunsuz bir enerji arzının desteklenmesi ve sektördeki dengesizliklerin azaltılması için elzemdir.”

Mısır, 10 Temmuz'dan bu yana ertelenen IMF incelemesi öncesinde yurtiçi akaryakıt fiyatlarını yüzde 15'e varan oranlarda arttırdı.



Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
TT

Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla ABD-Çin ilişkilerinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini korurken Pekin, Washington'ın "arka bahçesi" Güney Amerika'daki yatırımlarına devam ediyor. Çin'in finansmanıyla Peru'da inşa edilen mega liman da Washington'ın radarında. 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte, Chancay Limanı'nın açılışını 14 Kasım'da gerçekleştirdi. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin analizinde, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında inşa edilen mega limanın "Kuzey Amerika'yı devre dışı bırakacak yeni ticaret rotaları oluşturabileceği" ifade ediliyor. 

Şi'nin açılışa katılmasının, Pekin'in bu limana ne kadar değer verdiğinin göstergesi olduğu yorumu da yapılıyor. Boluarte ve Şi, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya gelmişti. Chancay Limanı'nın açılışı da zirveye damga vurdu. 

Şi, Çin ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtirken, Boluarte de limanın açılışını "Peruluların gurur duyduğu tarihi bir an" diye niteledi.

BBC'nin analizinde, ABD'nin Güney Amerika'daki "komşularına ve onların ihtiyaçlarına kayıtsız kalmasının bedelini ödediği" değerlendirmesi paylaşılıyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Monica de Bolle, Pekin'in hamlesine ilişkin şu yorumu yapıyor: 

ABD, Latin Amerika'da uzun süredir etkin değil, Çin de çok hızlı adımlar attı, son 10 yılda bölgedeki durumu gerçekten yeniden şekillendirdi. Amerika'nın arka bahçesinde doğrudan Çin'le ilişki kuruluyor. Bu sorun yaratacak bir durum.

Çin devletine ait Cosco Shipping'in yürüttüğü 3,5 milyar dolarlık proje, Peru'nun Pasifik kıyısındaki balıkçı kasabası Chancay'ı devasa bir lojistik merkezine dönüştürdü. Peru'nun başkenti Lima'nın yaklaşık 70 kilometre kuzeyindeki mega liman, iki ülke arasındaki tek yönlü nakliye süresini 35 günden 23 güne indirdiği gibi, lojistik maliyetlerinde de yüzde 20'den fazla tasarruf sağlayacak. 

Ayrıca Peru'da her yıl 8 binden fazla kişinin doğrudan istihdama katılmasına ek olarak yıllık 4,5 milyar dolar gelir yaratması öngörülüyor. 

"Şanghay'dan Chancay'a" sloganıyla inşa edilen mega liman, 15 güvertesiyle Latin Amerika'nın en büyük derin deniz limanı olacak. Tüm aşamaları tamamlandığında bu mega liman sadece Peru'nun değil Şili, Ekvador, Kolombiya ve Brezilya'nın ürünlerinin de Asya'ya ulaşmasını sağlayacak.

ABD'li yetkililer, bu limanın askeri amaçlarla kullanılabileceğini de öne sürüyor. Britanya gazetesi Financial Times'ın (FT) görüştüğü ABD Güney Komutanlığı'ndan emekli General Laura Richardson, Çin donanmasının buraya gemi konuşlandırarak limanı "çift fonksiyonlu" şekilde kullanabileceğini savunuyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal, Çin'in Arjantin'den lityum, Venezuela'dan ham petrol ve Brezilya'dan demir cevheriyle soya satın aldığını hatırlatarak, Pekin'in Güney Amerika'daki projelerinin toplam değerinin 286 milyar doları bulduğuna işaret ediyor. 

ABD'nin Güney Amerika ülkelerini "ikinci plana atması" sebebiyle Pekin yönetiminden birçok diplomat ve bürokratın bölgede yoğun faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor. WSJ'ye konuşan Washington'ın eski Panama Büyükelçisi John Feeley, ABD'nin bölgeye yönelik politikasını değiştirmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: 

ABD, Latin Amerika'ya bir fırsat gözüyle değil bir sorun olarak bakıyor.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, Financial Times, RT