6 maddede Silikon Vadisi'ni sarsan DeepSeek

Çin merkezli şirket, Batılı muadillerini geride bırakarak "şok dalgası" yarattı

DeepSeek'in çıkışı, ABD'li şirketlerde yüzlerce milyar dolarlık kayba yol açtı (Dado Ruvic/Reuters)
DeepSeek'in çıkışı, ABD'li şirketlerde yüzlerce milyar dolarlık kayba yol açtı (Dado Ruvic/Reuters)
TT

6 maddede Silikon Vadisi'ni sarsan DeepSeek

DeepSeek'in çıkışı, ABD'li şirketlerde yüzlerce milyar dolarlık kayba yol açtı (Dado Ruvic/Reuters)
DeepSeek'in çıkışı, ABD'li şirketlerde yüzlerce milyar dolarlık kayba yol açtı (Dado Ruvic/Reuters)

Dünyanın en değerli şirketini tarihi bir kayba uğrattı, hisseleri alt üst etti ve bazılarına göre yapay zekada yeni bir çağ başlattı. 

Henüz iki yaşını bile doldurmayan Çin merkezli bir şirket, Silikon Vadisi'ne şok dalgaları göndererek teknolojiyle yakından uzaktan ilgisi olan kimsenin son birkaç gündür başka bir şey konuşmasına izin vermiyor.

DeepSeek'in birkaç hafta arayla piyasaya sürdüğü iki ayrı modeli, hem performansı hem inanılmayacak kadar ucuza mal edilip satılmasıyla dünya çapında endişe, korku, merak ve heyecan yaratıyor.

ABD'yle Çin arasındaki teknoloji savaşında yeni bir sayfa açan gelişmeler, Batı'nın üstünlüğü elinde tutmak için kısıtlamalar dışında yöntemler bulması gerektiği düşüncesini beraberinde getiriyor.

Logos'ta bu hafta DeepSeek'in yarattığı sarsıntıyı, yapay zekanın geleceği için ne anlama geldiğini, yeni modellerle ilgili iddiaları ve güvenliklerine dair endişeleri tüm yönleriyle masaya yatırıyoruz.

1) DeepSeek: OpenAI'ın en büyük rakibi 

Çin'in Hangzhou kentinde 2023'te kurulan DeepSeek, ilk yapay zeka geniş dil modelini aynı yıl piyasaya sürdü. 

Ancak sırayla Aralık 2024 ve geçen hafta kullanıma sunduğu V3 ve R1 modellerinin, OpenAI gibi devlerin araçlarını geride bıraktığı iddialarına kadar pek dikkat çekmedi.

V3 modeliyle desteklenen yapay zeka aracı, dün (27 Ocak Pazartesi) itibarıyla ABD'de en çok indirilen iPhone uygulamasıydı. 

ABD merkezli şirketlerle yarışan modelleri daha ucuza geliştirip sattığını öne süren DeepSeek, Nvidia'dan Microsoft'a kadar teknoloji devlerinin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine neden oldu. 

Bağımsız testlerde V3, OpenAI'ın GPT-4o ve Anthropic'in Claude Sonnet 3.5 gibi araçlarının performansını yakaladı ve Meta'nın Llama 3.1'i ve Alibaba'nın Qwen2.5'ini de geride bıraktı. 

DeepSeek, V3 modelini sadece iki ay içinde 6 milyon dolardan daha düşük fiyata eğitildiğini iddia ediyor. Ayrıca bunu Nvidia'nın daha az gelişmiş H800 çiplerinden sadece 2 bin adet kullanarak yaptığını savunuyor. 

Buna karşın OpenAI'ın GPT-4'ü geliştirmek için 80-100 milyon dolar civarında para harcadığı tahmin ediliyor. Diğer yandan uzmanlar, V3'ü geliştirmek için harcanan miktarın 6 milyonun daha üstünde olduğunu ve bu paranın sadece bilgi işlem gücü için harcandığını ifade ediyor.

DeepSeek'e göre 20 Ocak Pazartesi günü piyasaya sürülen R1 ise pek çok testte OpenAI'ın o1'inden daha iyi performans sergiledi.

Bu iki araç, V3 veya ChatGPT gibi modellerden farklı olarak "düşünebilen" veya "mantık  yürüten" yapay zeka modelleri olarak adlandırılıyor. 

Kendi doğruluklarını kontrol eden bu modellerin, cevap verme süresi uzasa da hata yapma ihtimali epey düşüyor. Bu açıdan özellikle bilimsel çalışmalarda öne çıkıyorlar.

R1'in geliştirilmesine ne kadar para veya çip harcandığı net bir şekilde bilinmiyor. Ancak modelin açık kaynak olarak yayımlanması, kodunun incelenip değiştirilmesine imkan tanıyor.

DeepSeek modelin nasıl eğitildiği gizli tutmasına karşın açık kaynak özelliğiyle de her şeyi kapalı kapılar ardında saklayan OpenAI'a rakip olduğu söylenebilir. 

Çinli şirket ayrıca iki modelini de ABD'li rakibinden çok daha ucuza kullanıma sunuyor. 

Bütün bunlar göz önüne alınınca yapay zeka sektörüne gerçekten bu kadar para harcanmasına gerek olup olmadığı sorusu teknoloji gündeminin merkezine oturdu. 

2) Nvidia'dan tarihi kayıp

Son yıllarda yapay zeka çalışmalarındaki patlamayla çip satışlarında fırlama yaşayan Nvidia, dünyanın en değerli şirketi haline bile gelmişti.

Ancak kendisini tahtından indiren de yine yapay zeka oldu.

DeepSeek'in yarattığı dalganın etkisiyle Nvidia'nın hisseleri pazartesi günü yüzde 17 değer kaybetti.

Forbes'a göre piyasa değerinde 589 milyar dolar kaybeden şirket, ABD tarihindeki herhangi bir şirketin bir günde yaşadığı en büyük değer kaybına imza attı. 3 Eylül 2024'te 279 milyar dolar değer kaybeden Nvidia, önceki rekorun da sahibiydi.

Son gelişmeyle birlikte çip üreticisi en değerli şirket ünvanını da tekrar Apple'a teslim etti.

Yatırımcıların, daha az çiple gelişmiş yapay zeka modelleri üretilebileceği endişesinden kaynaklanan krizden en çok Nvidia etkilenmesine karşın diğer şirketler de durumdan nasibini aldı.

Google'ın çatı şirketi Alphabet 100 milyar dolara yakın değer kaybı yaşarken, Microsoft da 7 milyar civarında kayba uğradı.

Nvidia'nın rakibi Advanced Micro Devices'ın hisseleriyse yüzde 6'dan fazla düşüş yaşadı.

Diğer yandan Nvidia, DeepSeek'le ilgili gelişmelerin, kendi çiplerinin ne kadar işe yaradığını gösterdiğini düşünüyor.

Kaliforniya merkezli şirket dün yaptığı açıklamada R1 modelinin "mükemmel bir yapay zeka gelişmesi" olduğunu ifade ederek şöyle ekledi:

DeepSeek'in çalışması, bu tekniği kullanarak ve yaygın olarak kullanılabilen modellerden ve ihracat kontrolüne tamamen uygun hesaplamalardan yararlanarak yeni modellerin nasıl yaratılabileceğini gösteriyor.

3) ABD ve Çin'in soğuk savaşı: "Yapay zekanın Sputnik anı"

Pek çok uzmana göre DeepSeek, ABD'nin çip kısıtlamalarının Çin teknolojilerine ket vurmak yerine daha fazla gelişmesine neden olduğunun kanıtı. 

Yapay zeka ve savunma teknolojileri yarışında öne geçmek isteyen ABD, ilk olarak Ekim 2022'de gelişmiş çip ve işlemcilerin Çin'e satışına kısıtlamalar getirmişti.

Görevden yeni ayrılan Joe Biden yönetimi, bu kısıtlamaların kapsamını genişletmeyi amaçlayan yeni düzenlemeler önererek kararı Donald Trump iktidarına bıraktı.

Henüz net bir açıklama yapılmadı ancak Trump, "mevcut ihracat kontrollerindeki boşlukları tespit edip ortadan kaldırmaya" yönelik bir karar imzalayarak Biden'ın önerisini kabul edeceği sinyali verdi.

Ancak DeepSeek'in son atılımları bu kısıtlamaların pek işe yaramadığını düşündürüyor. Şirket her ne kadar Nvidia ürünlerini kullansa da en azından V3, daha az gelişmiş çiplerle geliştirildi.

Daha önce Çin'in en büyük serbest yatırım fonlarından High-Flyer'ın kurucu ortaklarından biri olan DeepSeek CEO'su Liang Wenfeng'in kısıtlamalardan önce, 10 bin adet Nvidia A100 grafik işlemci çipi aldığı söyleniyor. 

V3'ün arkasındaki H800'ün Çin'e satışıysa 2023'te yasaklanmıştı.

Liang, 2024'te yaptığı bir açıklamada "Yaşadığımız sorun hiçbir zaman finansman olmadı; gelişmiş çiplerin ihracat kontrolü oldu" demişti.

Fakat uzmanlar, ABD kısıtlamalarının Çinli bilim insanlarını daha yenilikçi yöntemler arayışına ittiğini ve DeepSeek'in de bunun göstergesi olduğunu düşünüyor.

ABD'deki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nden Gregory Allen ise "Teknoloji yeniliği gerçek ancak piyasaya sürülme zamanlaması doğası gereği politik" diyor:

İhracat kontrollerinin boşuna olduğunu ya da ters etki yarattığını göstermeye çalışmak şu anda Çin dış politikasının gerçekten önemli bir hedefi.

DeepSeek'in yarattığı etkiyle ilgili en ilgi çekici yorumlardan biriyse teknoloji yatırımcısı Marc Andreessen'den geldi. Andreessen, Sovyetler Birliği'yle ABD arasındaki Soğuk Savaş dönemindeki uzay keşfi yarışını başlatan olaya atıf yaparak "Deepseek R1, yapay zekanın Sputnik anı" dedi.

Trump'a teknoloji politikaları danışmanlığı yapan yatırımcı, ABD'nin yapay zeka endüstrisini aşırı düzenlemesinin kendi şirketlerini engelleyeceğine ve Çin'in öne geçmesini sağlayacağına dair uyarıyor.

ABD Başkanı Trump ise DeepSeek'in ABD şirketleri için bir "uyandırma çağrısı" olduğunu söylüyor. 20 Ocak'ta başkanlık koltuğuna oturan Trump, dün yaptığı açıklamada "Çin ve Çin'deki bazı şirketler hakkında bir şeyler okuyorum, özellikle bir tanesi daha hızlı ve çok daha ucuz bir yapay zeka yöntemi geliştiriyor" diyerek ekledi: 

Bu iyi bir şey çünkü çok fazla para harcamanız gerekmiyor. Ben bunu olumlu ve değerli bir şey olarak görüyorum.

4) Yapay zekanın geleceğini nasıl etkileyecek?

Trump'ın sözünü ettiği gibi DeepSeek'in hamlesi, yapay zeka modellerinin daha düşük fiyata geliştirilebileceğini gösteriyor. 

Ancak şirketin etkisi bununla sınırlı değil.

Modellerin uygun fiyata sunulmasının yanı sıra açık kaynaklı olmasının, yapay zeka modelleri geliştirmede demoktatikleştirici bir etki yaratacağını düşünenler var.

Bunlara R1'in daha az gelişmiş versiyonlarının dizüstü bilgisayarlarda çalışması da eklenince, sektörün daha geniş bir kitlenin erişimine açılması bekleniyor.

Henüz net bir şey söylemek için erken ama kısa süre içinde daha küçük girişimlerin yapay zeka alanına girmeye başladığını görebiliriz.

Bunların yanı sıra DeepSeek, diğer şirketlerin fiyatları düşürmesine de yol açabilir. 

Diğer yandan pazar araştırma şirketi eMarketer'dan Gadjo Sevilla, "OpenAI gibi (kâr için bastıran) pazar liderlerinin kısa vadede fiyatlandırmayı düşürmesi pek olası değil" diyerek ekliyor:

Muhtemelen kurumsal kullanıcılar için önemli olan temel farklılaştırıcı özellikler olarak güvenlik üzerinde duracaklar.

5) Güvenlik ve sansür endişeleri

Çin'in kişisel verileri çaldığı iddiaları, bazılarının DeepSeek'e çekimser yaklaşmasına neden oluyor.

Şirketin kullanıcı bilgilerini Çin'deki sunucularda sakladığını belirtmesinin, teknolojinin ABD'de benimsenmesine engel olacağını düşünenler var.

Ancak DeepSeek'in verileri saklayan tek şirket olduğu söylenemez. OpenAI, yeni piyasaya sürdüğü Operator'da kullanıcılar konuşmayı silse bile verileri 90 güne kadar saklayabileceğini duyurmuştu.

Ayrıca ChatGPT'deki konuşmalar da aracı geliştirmek için kullanılabiliyor. 

DeepSeek'e yönelik bir diğer endişeyse taraflı davranması. Çin merkezli modeller, "temel sosyalist değerleri içermesi" gerektiği için Tayvan'ın özerkliği gibi belirli konular hakkında yanıt vermiyor. Ancak Ars Technica'ya göre model bulutta değil, Çin dışında yerel olarak çalıştırıldığında böyle bir sınırlama yaşanmıyor. 

Bazıları bu şekilde uygulanan sansürün, yapay zekanın yanlış cevaplar üretmesinden daha kötü olduğunu düşünüyor.

6) DeepSeek yalan mı söylüyor?

DeepSeek'in yeni modellerinin sergilediği performansı ölçen testlerin güvenli olmadığını öne sürenler var.

Ayrıca şirketin, modelleri bu testleri geçecek şekilde eğittiği ihtimali de tartışılıyor.

Bu iddiaların doğruluğu hakkında net bir şey söylemek henüz mümkün değil. Ancak diğer şirketlerin araçlarının da benzer testlere tabi tutulduğunu söylemekte fayda var. Uzmanlar bu testlerin her zaman gerçek kullanımdaki performansı yansıtmayabileceğini ifade ediyor.

Şirkete yönelik bir diğer suçlamaysa, modelini aslında 50 bin adet NVIDIA H100 çipiyle geliştirdiği ancak ihracat kısıtlamaları nedeniyle bunu açıklayamadığı yönünde.

Teknoloji milyardei Elon Musk da bu iddialar hakkında "Belli ki öyle" diyerek görüşünü ifade etti.

Çin merkezli şirketin başarısıyla ilgili en çarpıcı soru işaretlerinden biriyse kendisini ChatGPT sanması.

TechCrunch'ın geçen ay aktardığı üzere V3'e hangi model olduğunu soran kullanıcılar "Ben ChatGPT'yim" yanıtını alıyor. Bu durum, V3'ün eğitiminde kullanılan verilere dair soru işaretleri yaratıyor.

DeepSeek, V3'ün eğitim verilerinin kaynağı hakkında fazla bilgi vermiyor. Ancak GPT-4'ün ürettiği halka açık metinleri içeren verilerle eğitildiyse, model GPT-4'ün çıktılarından bazılarını ezberlemiş ve bunları tekrarlıyor olabilir.

Uzmanlar bunun kazayla yaşanabileceğini ancak kasten OpenAI aracının verisiyle eğitilmiş olabileceğini de söylüyor.

OpenAI, kendisiyle rekabet eden modeller geliştirmek için araçlarının yanıtlarını kullanmaya izin vermiyor.

Independent Türkçe



Sudan’da kaynaklar ve yağmalanan zenginlikler için çatışma

Görsel: Peter Reynolds
Görsel: Peter Reynolds
TT

Sudan’da kaynaklar ve yağmalanan zenginlikler için çatışma

Görsel: Peter Reynolds
Görsel: Peter Reynolds

Şerif Muhammed

Sudan’da ordu ile ayrılıkçı paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında patlak veren iç savaş üçüncü yılını doldururken, ufukta barışçıl bir çözüm umudu görünmüyor. Bu savaş, savaşan tarafları meşruiyet kazanma umuduyla nüfuzlarını genişletmek için savaşmaya itiyor.

Sudan ordusu ve HDK, son aylarda kendi destekleri hükümetlerin kurulduğunu duyurdu. Sudan’da çatışan taraflar, dünyanın en kötü insani krizlerinden birine ve savaş suçlarına yol açan çatışmanın ardından uluslararası tanınma arayışına girdiler. Başta ABD, Suudi Arabistan ve Mısır'ın öncülüğündeki çabalar olmak üzere Sudan’da savaşı sona erdirmek için yapılan diplomatik çabalar çıkmaza girdi.

Londra King's Koleji Güvenlik Çalışmaları Fakültesi'nde kıdemli öğretim üyesi olan Dr. Andreas Krieg, “Sudan savaşında meşruiyet ve kaynaklar aynı madalyonun iki yüzüdür” değerlendirmesinde bulundu. Dr. Krieg, Al Majalla’ya verdiği röportajda, “Sudan ordusu ve HDK, savaş çabalarını finanse eden, nüfusu besleyen ve sadakat ağlarını sürdüren kaynaklar üzerinde kontrol sahibi olmadan hükümeti güvenilir bir şekilde destekleyemezler. Petrol ihracatı, altın satışı, tarımsal fazlalıklar veya gümrük gelirleri yoluyla işleyen bir ekonomi sergileyebilenler, iktidarı ele geçirme konusunda daha güçlü bir iddiaya sahip olacaklar” ifadelerini kullandı.

Sudan’da iç savaş, ordunun ve HDK adlı ayrılıkçı paramiliter grubun arasında üçüncü yılını doldururken, barışçıl bir çözüm umudu görünmüyor. Bu çatışma, savaşan tarafları meşruiyet kazanma umuduyla etkilerini genişletmek için savaşmaya itiyor.

Dr. Krieg: Tamamen ekonomik açıdan bakıldığında, HDK ülkenin en değerli doğal kaynaklarını kontrol ederken, ordu ise bu kaynakların uluslararası pazarlara ulaşmasını sağlayan limanları, kurumları ve altyapıyı kontrol ediyor.

Doğu'da limanlar ve tarım, Batı'da altın ve petrol

Halen üstünlüğü elinde bulunduran ordu, hayati önem taşıyan Kızıldeniz kıyılarını, tarım ürünlerini, kamu hizmetlerini, petrol taşımacılığı altyapısını, Sudan'ın elektriğinin çoğunu üreten hidroelektrik barajlarını, uluslararası yardımı ve başkent Hartum'u kontrol ediyor.

gy
Görsel: Peter Reynolds

Darfur ve Kordofan’da HDK, Sudan'ın altın ve hayvancılık zenginliklerinin yanı sıra, akasya ağaçlarından elde edilen ve esas olarak tatlandırıcılar ve diğer ürünlerin üretiminde kullanılan bir madde olan arap zamkının (akasya sakızı) çıkarıldığı alanların çoğunu kontrol ediyor. Dünyadaki arap zamkının yaklaşık yüzde 80'i Sudan tarafından karşılanıyor.

Dr. Krieg, değerlendirmesinde, “Tamamen ekonomik açıdan bakıldığında, HDK ülkenin en değerli doğal kaynaklarını kontrol ederken, ordu ise bu kaynakların uluslararası pazarlara ulaşmasını sağlayan limanları, kurumları ve altyapıyı kontrol ediyor” diye ekledi.

RANE Sahra Altı Afrika Güvenlik Analisti Muzungu: HDK'nın varlıkları önemli gelirler sağlasa da Sudan ordusu limanlar, finans kurumları, tarım arazileri ve devlet altyapısı üzerindeki kontrolü, ona daha güçlü bir stratejik temel sağlıyor.

Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) Sudan'daki petrol kaynakları için savaşıyor. Bu kaynakların kontrolü, iki taraf arasındaki çatışmada belirleyici bir dönüm noktası olabilir.

Dr. Krieg, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Her iki tarafın da tanınması, meşruiyet, davranış ve uluslararası hukuka olduğu kadar kaynakların kontrolüne de bağlı. Ancak bu çıkmaz durum uzarsa, petrol, onu kontrol edenlerin Sudan’da meşru bir hükümet olarak kendilerini tanıtmak için kullanabilecekleri güçlü bir araç haline gelecek. Şu anda, uluslararası anlamda meşruiyet Sudan ordusunda kalmaya devam ediyor. Sudan ordusu, Sudan'ın Birleşmiş Milletler’deki (BM) resmi koltuğunu elinde tutuyor ve bir devlet kurumu olarak görülmeye devam ediyor.”

Orduya uluslararası destek

Sudan ordusunun HDK'dan çok daha fazla uluslararası siyasi destek gördüğü açık. İran, Sudan ordusuna silah ve insansız hava araçları (İHA) tedarik ederek, HDK'nın savaşta ilerleme kaydettiği ve Afrika'nın üçüncü büyük ülkesinde başkent Hartum da dahil olmak üzere daha fazla toprağın kontrolünü ele geçirdiği bir dönemde dengeleri değiştirdi.

vfgth
Sudan'ın başkenti Hartum'un 800 kilometre doğusundaki çöldeki Ariab altın madeni, 3 Ekim 2011 (AFP)

Bu güçlü dış destek, Sudan ordusunun son zamanlarda elde ettiği zaferlerle taçlandırıldı. Mart ayında Hartum'un kontrolünü geri alan ve kısa süre sonra aynı adı taşıyan eyalet üzerindeki hakimiyetini güçlendiren ordu ayrıca HDK'dan, ihracat gelirlerinin önemli bir kaynağı ve Sudan'ın büyük bir kısmına gıda sağlayan başlıca tarım merkezi olan el-Cezire eyaletinin kontrolünü de geri aldı.

Tehdit Değerlendirme ve Değişim Ağı'nda (RANE) Sahra Altı Afrika Güvenlik Analisti Hellen Abatoni Muzungu, konuyla ilgili Al Majalla’ya yaptığı değerlendirmede, “HDK'nın varlıkları önemli gelirler sağlasa da Sudan ordusu limanlar, finans kurumları, tarım arazileri ve devlet altyapısı üzerindeki kontrolü, ona daha güçlü bir stratejik temel sağlıyor” dedi.

Afrika'nın üçüncü büyük altın üreticisi olan Sudan’da bu kıymetli metal Darfur'un Libya, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile olan sınırlarından kaçak olarak getiriliyor.

Sudan ordu, bu yıl hükümetini önemli bir ticaret yolu olan Kızıldeniz'deki Port Sudan'dan Hartum'a taşımayı planlıyor. Bu, ordunun üstünlüğünü sağlamak için atılan sembolik bir adım. Şehir harabeye döndükten sonra bu taşınma konusunda şüpheler var.

Darfur’dan altın kaçakçılığı

Çatışmaların yoğun olduğu ve kıtlık riskinin arttığı el-Faşir şehri hariç, Batı Darfur eyaleti şu anda HDK'nın kontrolü altında bulunan en önemli bölgelerden biri. HDK, bölgedeki sivillere karşı yıllarca süren ve yüzbinlerce kişinin ölümüne ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olduğu düşünülen zulümlerin ardından, 2017 yılından bu yana Kuzey Darfur'daki altın madenleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmış durumda.

Eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in iktidarı döneminde Darfur, isyancılarla aynı etnik gruba mensup kişilere karşı yürütülen yakıp yıkma kampanyasından büyük zarar gördü. O dönemde Cancavid milisleri olarak bilinen HDK, belirli toplulukları hedef alarak onlara sürekli hava saldırıları düzenledi.

dft
Başkent Hartum'un kuzeydoğusundaki Sudan çölünde bir altın madeni üretim hattında çalışan Sudanlı bir adam, 3 Ekim 2011 (AFP)

Burhan ve Hamideti, 2019 yılının nisan ayında Beşir’i devirmek için güçlerini birleştirdi ve onun 30 yıllık diktatörlüğüne son verdi. Ancak üç yıl sonra, aynı ay içinde, ikisi birbirine düşman oldu. O zamandan beri savaşın finansmanı için altın kaçakçılığı yapıldığına inanılıyor.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Afrika’nın üçüncü büyük altın üreticisi olan Sudan’da bu kıymetli metal Darfur'un Libya, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile olan sınırlarından kaçak olarak getiriliyor. HDK, bu metali ‘uluslararası pazarlar aracılığıyla yurt dışına kaçak olarak çıkarmakla’ suçlanıyor.

“RANE Sahra Altı Afrika Güvenlik Analisti Muzungu:

HDK'nın Kordofan üzerindeki kontrolünü güçlendirmesinin, mali tabanını ve siyasi etkisini genişletmesi, paralel hükümet yapılarını güçlendirmesi, çıkmazı derinleştirmesi ve Sudan ordusunun ulusal otorite iddiasını zayıflatacağı düşünülüyor.

Sudan ordusu geçtiğimiz haziran ayında Libya komutanına sadık savaşçıların HDK ile birlikte çatışmalara katıldığını duyurdu. Kenya, bu yılın başlarında HDK ve destekçilerinin kontrol ettikleri bölgeleri yönetmek üzere sözde birlik hükümetini ilan eden bir anlaşma imzaladıkları bir toplantıya ev sahipliği yaptı.

Kordofan’ın stratejik önemi ve petrol

Kordofan, Sudan ordusunun kontrolündeki Hartum eyaleti ile HDK'nın kontrolündeki Darfur arasında yer alıyor. Son aylarda, iki tarafın petrol zengini olan bu eyaletin kontrolünü ele geçirmek için rekabet etmesi nedeniyle, bölge şiddetli çatışmalara sahne oluyor. HDK şu anda Kordofan'ın kuzey, batı ve güney bölgelerini kontrol ediyor.

Sudan ordusu Kordofan'da galip gelirse, bu durum onları Darfur'daki HDK kalelerini tehdit edecek güçlü bir konuma getirecek. Eğer aksi bir durum olur ve HDK eyaletin kontrolünü ele geçirirse, Hartum'un kontrolünü geri kazanmaya bir adım daha yaklaşmış olacak.

gthy
Sudan’ın başkenti Hartum'un kuzeydoğusundaki Ariab çölündeki bir maden ocağından toplanan altın parçaları, 3 Ekim 2011 (AFP)

Muzungu, HDK'nın Kordofan eyaleti üzerindeki kontrolünü güçlendirmesinin (ki zaten büyük bir kısmını kontrol ediyor) mali tabanını ve siyasi nüfuzunu genişleteceğini, bunun da paralel hükümet yapılarını güçlendireceğini, çıkmazı derinleştireceğini ve Sudan ordusunun ulusal otorite iddiasını zayıflatacağını söyledi.

Kordofan'ın kontrolü, Sudan'ın petrol arzının büyük bir kısmının kontrolü anlamına da geliyor. Dr. Krieg, Kordofan'daki petrol sahalarının kontrolünün, pratik açıdan güç dengesini kesinlikle değiştireceğini belirtti. Petrol, Sudan'ın en önemli stratejik kaynağı olmaya devam ediyor, çünkü sadece iç tüketime yakıt sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomisi neredeyse tamamen Sudan'ın boru hatları üzerinden kuzeye ham petrol pompalamaya bağlı olan Güney Sudan’dan transit ücretleri de elde ediyor.

Dr. Krieg: Sudan’ın toplumsal yapısı Libya’dan daha karmaşık. Kabile ağları, etnik milisler ve değişen ittifaklar, doğu-batı arasında net bir ayrışma olasılığını ortadan kaldırıyor. Sudan, birden fazla derebeyliğe bölünme riskiyle karşı karşıyadır.

Sudan’ı geçen bir boru hattı, Kızıldeniz kıyısına 150 bin varilden fazla petrol taşıyor.

Dr. Krieg, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Port Sudan'a petrol akışının kesintisiz olmasını garanti edebilen taraf, hem ulusal hem de bölgesel düzeyde daha güçlü bir müzakere pozisyonuna sahip olacaktır. Orta ve uzun vadede, bu kontrol daha büyük bir diplomatik etkiye dönüşebilir. Güney Sudan gibi komşu ülkeler ve Çin gibi uluslararası yatırımcılar, petrol üretimini sürdüren otoriteyle anlaşmak zorunda kalacaklar. Bu durum, doğudaki petrol terminallerinin kontrolünün uluslararası tüccarları Bingazi'deki ayrılıkçı yönetimle anlaşmaya zorladığı Libya'daki deneyimi hatırlatıyor.”

Sudan umudunu yitirirken Libya senaryosu mu tekrarlanacak?

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden ve öldürülmesinden bu yana, biri BM tarafından tanınan Trablus'ta, diğeri Temsilciler Meclisi’nin (TM) desteklediği Bingazi'de olmak üzere iki yönetim tarafından yönetiliyor.

 Her hükümet farklı varlıkları kontrol ediyor. Sudan'daki iki rakip hükümet uzun süre kutuplaşmış pozisyonlarını sürdürürse, bu bölünme benzer bir durum yaratacak ve siyasi geçiş ve ekonomik toparlanmayı neredeyse imkansız hale getirecek bir senaryo ortaya çıkacaktır. RANE’den Muzungu, “Her iki taraf da kesin bir zafer elde edemezse, kaynakların ve toprakların bu bölünmesi kalıcı hale gelecek ve iki rakip hükümetin yıllarca bir arada var olmasına yol açacak” yorumunda bulundu.

dfgt
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’deki hayvan pazarından çıkan yangından dumanlar yükseliyor, 1 Eylül 2023 (AFP)

Sudan’daki savaş on binlerce kişinin hayatına mal oldu, 12 milyondan fazla insanı yerinden etti ve 30 milyondan fazla insanı gıda yardımına muhtaç bıraktı. Ayrıca ekonomiyi de çok kötü bir duruma düşürdü. Mevcut durum uzun süre devam ederse, Libya'daki ikilemle benzer şekilde daha da kötüye gitmesi kaçınılmaz olacak.

Sudan'daki sosyal yapı, kabile ağları, etnik kökenli milisler ve değişken ittifaklar nedeniyle Libya'dakinden daha karmaşık olduğunu düşünen Dr. Krieg, bu durum, doğu ile batı arasında net bir ayrım yapılmasını zorlaştırıyor. Sudan, iki uyumlu devletin ortaya çıkması yerine, her biri farklı kaynaklara ve dış destekçilere dayanan çok sayıda feodal beyliğe bölünme riskiyle karşı karşıya.

Dr. Krieg’e göre bu anlamda, Libya ile yapılan karşılaştırma Sudan krizinin derinliğini yansıtmayabilir, zira Sudan sadece iki paralel hükümetle karşı karşıya değil, aynı zamanda rakip savaş ağalarının kaynakları tükettiği uzun süreli bir kaos olasılığıyla da karşı karşıya.


Trump, ABD otomobil üretimine yönelik gümrük muafiyetlerini onayladı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, ABD otomobil üretimine yönelik gümrük muafiyetlerini onayladı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dün ABD merkezli otomobil ve motor üretimine önemli gümrük muafiyetleri sağlayan ve 1 Kasım'dan itibaren ithal orta ve ağır hizmet tipi kamyon ve parçalarına %25 oranında yeni gümrük vergileri getiren kararnameleri imzaladı.

Trump ayrıca ithal otobüslere %10 gümrük vergisi getirdi.

Trump, otomobil üreticilerine, 2030 yılına kadar ABD'de montajı yapılan araçların önerilen perakende fiyatının yüzde 3,75'ine eşit bir krediyi, yedek parçaya uygulanan gümrük vergilerini dengelemek amacıyla alma yetkisi verdi.


IMF: Ortadoğu'da büyüme 2025'te hızlanacak

Uluslararası Para Fonu (IMF) logosu (Reuters)
Uluslararası Para Fonu (IMF) logosu (Reuters)
TT

IMF: Ortadoğu'da büyüme 2025'te hızlanacak

Uluslararası Para Fonu (IMF) logosu (Reuters)
Uluslararası Para Fonu (IMF) logosu (Reuters)

Uluslararası Para Fonu (IMF) Ortadoğu ve Orta Asya Departmanı Direktörü Cihad Azur, bölgenin çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Ortadoğu ülkelerinin çoğunda enflasyonun yüksek seviyelerde seyrettiğini ve bu durumun politika açısından sürekli dikkatli olunmasını gerektirdiğini belirtti. Aynı zamanda, Bölgesel Ekonomik Görünüm raporunun sunumunda belirttiği gibi, Ortadoğu'da büyüme hızının 2025 yılında hızlandığını ve tahminlerin önceki yıla göre daha iyi bir bölgesel büyüme oranı gösterdiğini belirterek, bölgenin ekonomik görünümünün olumlu işaretler gösterdiğini ifade etti. Bu durum, bölgenin halen incelenmekte olan borç sorununa rağmen, Körfez ülkelerindeki petrol dışı sektörlerin dayanıklılığı tarafından destekleniyor.

Bazı ülkelerdeki toparlanma zorluklarına ilişkin olarak Azur, Lübnan ve Suriye'nin toparlanma yolunun derin reformlardan geçtiğini belirtti. İstikrarın sağlanması ve yeniden yapılanma sürecinin hızlandırılması için temel bir unsur olarak finansal istikrarın önemini vurguladı. Sonuç olarak Azur, son dönemde alınan ticaret önlemlerinin bölge üzerindeki etkisinin şu ana kadar sınırlı olduğunu söyledi.

Mısır ile ilgili olarak Azur, IMF'nin programının ekonomik istikrarın sağlanmasında ilerleme kaydettiğini belirterek, Mısır ekonomisinin son iki yılda somut bir iyileşme gösterdiğini kaydetti.