Singapur’da araç sahibi olmak neden bu kadar lüks?

Singapur'a yerleşen milyarderlerin artması, ruhsat ve araç satışlarına da yansıdı (Reuters)
Singapur'a yerleşen milyarderlerin artması, ruhsat ve araç satışlarına da yansıdı (Reuters)
TT

Singapur’da araç sahibi olmak neden bu kadar lüks?

Singapur'a yerleşen milyarderlerin artması, ruhsat ve araç satışlarına da yansıdı (Reuters)
Singapur'a yerleşen milyarderlerin artması, ruhsat ve araç satışlarına da yansıdı (Reuters)

Dünyada araba kullanmanın en pahalı lükslerden biri olduğu Singapur’da araç sahibi olma hakkı için onbinlerce dolar ödeniyor.

Güneydoğu Asya ülkesinde hava kirliliği ve trafik sorununun önüne geçmek amacıyla 1990’da uygulamaya konan yasaya göre araç sahibi olmak isteyenler, devletten özel bir ruhsat satın almak zorunda.

New York Times’ın haberinde, aracın değerine göre artan ruhsat fiyatlarının 84 bin dolara kadar çıkabildiğine dikkat çekiliyor

Otomobil sahibi olmak isteyenler, ayda iki kez açılan başvurularda sınırlı sayıda ruhsatı satın almaya çalışıyor.  

100 kişiye 11 binek aracın düştüğü Singapur’da birçok vatandaş, ada ülkesinin dört bir yanına uzanan uygun fiyatlı toplu taşıma sistemini kullanıyor. Uber benzeri araç çağırma platformu Grab de rağbet görüyor.

Sigorta acentesinde çalışan Andre Lee, ikinci el satın aldığı 2010 model Kia Forte’yi kullanabilmek için ruhsata 24 bin dolar ödediğini söylüyor. 33 yaşındaki Lee, 2020’de aldığı araçla ve ruhsat sistemiyle ilgili şunları söylüyor:

Deri ayakkabılarla resmi kıyafetler giymek ya da Rolex takmakla aynı şey.

Diğer yandan düzenli zam yapılan ruhsat fiyatları araç satışlarını pek azaltmıyor. Hükümet 2024 mali yılında lisans satışlarından 5 milyar dolara yakın gelir elde etti. Bu beklenenden yaklaşık yüzde 40 daha fazlaydı.

Sayıları giderek artan milyarderlere ev sahipliği yapan Singapur'un en varlıklı sakinleri için bir araba ruhsatına onbinlerce dolar harcamak zor olmuyor.

Bir ithalat-ihracat şirketinin yöneticisi olan Su-Sanne Ching, kendisini ve ailesini gezdirebilmek için bir Mercedes-Benz satın aldığını, sedan aracın lisansına 60 bin dolar ödediğini söylüyor.

Otomobil ve ruhsat için ödediği toplam bedelse 150 bin doları geçti. Su, maliyetin kendisi için sorun olmadığını belirterek, “Konfor için gerekli bedeli ödüyorum” diyor.

Hava kirliliği ve trafik sıkışıklığını gidermek amacıyla New York şehrinde de tarife sistemi başlamıştı. Bu yılın başında uygulamaya konan program kapsamında Central Park’ın güneyindeki Empire State, Times Meydanı ve Wall Street çevresindeki bölgelere yoğun saatlerde araçla girmek isteyenlere günlük 9 dolara kadar ücret ödeme zorunluluğu getirilmişti. Ücretlerin 2028’e kadar 12 dolara, daha sonra da 2031’e kadar 15 dolara çıkarılması planlanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, uygulamanın devreden kaldırılması için New York Valisi Kathy Hochul'a 21 Mart'a kadar süre tanımış, Hochul ise talebe karşı çıkmıştı. Trump yönetimi, bir ay daha mühlet tanınacağını söylemişti.

Londra’da da 2003’te devreye konan uygulama kapsamında şehir merkezine trafiğin yoğun olduğu saatlerde girmek isteyen sürücülerden 5 sterlin alınması kararlaştırılmıştı. 2020 itibarıyla sözkonusu ücret 15 sterline çıkarılmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, Bloomberg



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal