İstanbul Kitap Fuarı'na yoğun ilgi

İstanbul Kitap Fuarı'na yoğun ilgi
TT

İstanbul Kitap Fuarı'na yoğun ilgi

İstanbul Kitap Fuarı'na yoğun ilgi

37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 7'den 70'e kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın (AA) Global İletişim Ortağı olduğu fuar kapsamında yazarlar imza günlerinde okurlarla bir araya geliyor.

Her yaş grubundan çok sayıda kişinin ilgiyle takip ettiği fuarda, eğitim hayatına yeni başlamış çocuklara yönelik kitaplar da, uzmanlık gerektiren özel alanların ihtisas yayınları da yer alıyor.

Çeşitli konularda her yaşa göre yayının yer aldığı fuarda kitap stantlarının yanı sıra söyleşi, dinleti ve panel gibi etkinlikler de yoğun ilgi görüyor.

"Edebiyatla matematiği birleştirdim"

Fuardaki Cezve Çocuk Yayınları standında kitabını imzalayan öğretmen ve yazar Merve Uygun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, matematik öğretmeni olduğunu ve edebiyat alanında yüksek lisans yaptığını belirterek, "Kitap okumayı seviyorum, edebiyatla da matematikle de aram iyi olunca ikisini birleştirdim." dedi.

"Matematiğin Kaç Canı Var?" isimli kitabını, matematik dersinde zorluk çeken çocuklara yardımcı olmak için yazdığını dile getiren Uygun, şunları kaydetti:

"Can adında bir karakterim var, geçmiş dünyaya yolculuk yapıyor. Başlangıçta Ömer Hayyam ile daha sonra da Leonardo Fibonacci, Pisagor, Matrakçı Nasuh gibi matematikçilerle tanışıp çeşitli problemleri çözerek hayatta kalıyor. Hem eğlenceli olmasını istedim, hem de çocukların sayılara aşina olması ve matematiği sevmesi için çaba gösterdim."

Kitabının 2 ay önce çıktığını ve ilgi gördüğünü dile getiren Uygun, "Çocuklar özellikle ismini çok seviyor. Kaç canı olduğunu tahmin etmeye çalışıyorlar." diye konuştu.

Yazar Uygun, sosyal medyadan da olumlu geri dönüşler aldığını, sonu belirsiz biten kitabın seri olarak ikinci ve üçüncü kitapla devam etmesini planlandıklarını açıkladı.

Bir öğretmen olarak çocukların matematiğe karşı ön yargısını kırmak için çaba sarf ettiğini belirten Uygun, "Lise matematik öğretmeniyim, çocuklar ön yargıyla geliyor ve ben lisede onların ön yargısını kırmak için çok çabalıyorum. Bu sebeple derslerime başlamadan çeşitli aktiviteler yaptırıyorum. Gerçekten matematiği zor, sıkıcı ve korkunç buluyorlar, öncelikle bunun yıkılması lazım." şeklinde konuştu.

"Şairler kendi yollarını kendileri bulur"

Şair ve yazar Hilmi Yavuz, 65 yıldır edebiyatla uğraştığını, şiir, deneme, anlatı ve makale gibi farklı türlerde 30'dan fazla eserinin olduğunu belirtti.

Denemelerden oluşan "Hüzün ve Ben" adlı kitabını Timaş Yayınları standında okurları için imzalayan 82 yaşındaki emekli üniversite hocası Yavuz, genç yazarlara tavsiyelerinin sorulması üzerine şunları söyledi:

"Ben genellikle tavsiyede bulunmak istemem çünkü şairler kendi yollarını kendileri bulur. Biz de gençlik yıllarımızda zaman zaman bir kılavuza, yol göstericiye ihtiyaç duyduk. Eksik olmasınlar bazı öğretmenlerimiz yardımcı oldular ama biz yine de yolumuzu kendimiz bulduk."

Her yıl fuara imza günü dolayısıyla geldiğini anımsatan Yavuz, "İlgi var, insanlar kitapları çok büyük indirimlerle alabildikleri için fuarlara daha çok rağbet ediyorlar." şeklinde konuştu.

Yurt içinden ve dışından 800 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı, panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk atölyelerinden oluşan yaklaşık 300 kültür etkinliğine ev sahipliği yapan fuar, 18 Kasım'da sona erecek.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology