Netanyahu, liderlik koltuğundaki en zorlu savaşlarını kazandı

Netanyahu, liderlik koltuğundaki en zorlu savaşlarını kazandı
TT

Netanyahu, liderlik koltuğundaki en zorlu savaşlarını kazandı

Netanyahu, liderlik koltuğundaki en zorlu savaşlarını kazandı

Netanyahu düşmana değil, müttefiklerine ve yakın arkadaşlarına karşı verdiği savaşta kazanmış görünüyor. Avigdor Liberman, 14 Kasım'da Gazze Şeridi'nde İsrail ile Filistinli gruplar arasında sağlanan ateşkesi eleştirerek savunma bakanı görevinden istifa ettiğini duyurmuştu. Liberman'ın istifasından görevi Netanyahu üstlenmişti. Yahudi Evi Partisi, Avigdor Liberman'ın istifasının ardından liderleri Eğitim Bakanı Naftali Bennett’ın Savunma Bakanlığı’na atanmadığı takdirde Netanyahu'nun liderliğindeki koalisyon hükümetinden çekilme tehdidinde bulundu. Bennet ise savunma bakanlığı kendisine verilmezse partisini hükümetten çekme tehdidinden geri adım attı.
Naftali Bennett talebinden vazgeçtiğini belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Eğer Netanyahu güvenlik sorunları konusundaki konuşmasında ciddiyse ona bir fırsat vereceğiz. Tüm taleplerimizden vazgeçeceğiz. Önümüzdeki günlerde ve aylarda bu nedenle siyasi bir bedel ödeyeceğim. Siyasi bir çekişmede Başbakan’ın bizi yenmesi, Hamas lideri İsmail Haniye'nin bizi yenmesinden iyidir."
Böylece Netanyahu, koalisyon hükümetindeki meslektaşlarının ve halihazırda muhalefette inzivaya çekilen Liberman’ın üstesinden geldi.
Elbette Netanyahu savaşının hedefinde hangi gerçeğin olduğunu açıklamıyor. Fakat hedeflerini güvenlik tehlikeleri ve İran tehdidi olarak gösteriyor. Ordu ve toplum arasındaki ilişkileri araştıran Ronen Itzık konuya şu değerlendirmede bulundu:
“Netanyahu, Gazze konusunda büyük başarı sağladı. Sorun Gazze Şeridi’nden çok daha geniş ve devlet güvenliği için oldukça önemli. Netanyahu'nun bu aşamada Hamas'a karşı savaşa girmeme kararı ihmalkarlıktan kaynaklanmıyor. Bu durum stratejiyle ilgili ve bunun Gazze Şeridi’nde olanlarla ilgisi yok. Sınırımızdaki tehditlere karşı son 10 yılda dramatik bir savaş sürüyor. Suriye sınırındaki Şii milislerin konuşlanmasını ve Hizbullah’ın güçlenmesini önlemek için operasyonlar hakkında bilgi verildi. Bugün güvenlik bağlamında devam eden en önemli savaş budur. Güney’deki Hamas güçleri endişe verici fakat kuzeydeki durumla karşılaştırıldığında önemsiz kalıyor. Netanyahu, kuzeydeki güçlerin ve tehlikelerin dengesini çok iyi biliyor ve bu nedenle stratejik çabaların çoğu İran kaynaklı tehditlere yöneliyor. İran şu anda ABD yaptırımları yüzünden ciddi bir krizle karşı karşıya. Kuzey sınırında yüz binlerce roket kapasitesine sahip olan Ayetullah rejiminin nasıl çalışacağını tahmin etmek zor."



İran, Ben Gurion Havaalanı saldırısında Husilere yardım ettiği iddialarını yalanladı

İsrail polisi, Yemen'den atılan bir balistik füzenin Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda yol açtığı hasarı inceliyor. (EPA)
İsrail polisi, Yemen'den atılan bir balistik füzenin Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda yol açtığı hasarı inceliyor. (EPA)
TT

İran, Ben Gurion Havaalanı saldırısında Husilere yardım ettiği iddialarını yalanladı

İsrail polisi, Yemen'den atılan bir balistik füzenin Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda yol açtığı hasarı inceliyor. (EPA)
İsrail polisi, Yemen'den atılan bir balistik füzenin Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda yol açtığı hasarı inceliyor. (EPA)

İran, Yemen'deki Husilere Tel Aviv'in Ben Gurion Havaalanı’na füze saldırısı gerçekleştirmeleri için yardım sağladığı iddiasını yalanladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, ‘Yemenlilerin Filistin halkına destek eyleminin Filistinlilerle dayanışma duygularından kaynaklanan bağımsız bir karar olduğunu’ belirtti.

Yemenli Husiler tarafından fırlatılan ve İsrail'in Ben Gurion Havaalanı'nı vuran füzenin önemini en aza indirme çabalarına rağmen, siyasi çevreler (hükümet ve muhalefet) ve ordu, hedef almayı İran'ın ‘tehdit mesajı’ olarak okudu.

İsrailli yetkililer önce bir iç mesaj yayınlayarak, ‘son haftalarda havada 26 füzeyi imha ederek engellemeyi başardıklarını’, ancak aynı zamanda ‘havaalanına ulaşan 27’nci füzenin tehlikeli bir operasyon olduğunu’ bildirdi.

İsrailli üst düzey bir güvenlik kaynağı dün Maariv'e verdiği demeçte, “Husi füzesinin aslında Şahab-3 füzesinden geliştirilmiş bir İran füzesi olduğunu ve İsrail'in HITS-2 ve HITS-3 füzeleri ile Amerikan THAAD füzesinin takibinden kaçmasını sağlayan ilave kabiliyetlere sahip bir başlık inşa edildiğini” belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Husilere karşı yeni ‘saldırı’ sözü verirken, İsrail ordusu ‘birkaç önleme girişimine’ rağmen füzenin ana uluslararası havaalanı bölgesine düştüğünü doğruladı.