FKÖ, Hamas’la kapsamlı bir uzlaşmaya hazır

FKÖ, Hamas’la kapsamlı bir uzlaşmaya hazır
TT

FKÖ, Hamas’la kapsamlı bir uzlaşmaya hazır

FKÖ, Hamas’la kapsamlı bir uzlaşmaya hazır

Fetih Merkez Komite üyesi Muhammed Aşteye, Filistin Başbakanı Rami el- Hamdallah’a yönelik suikast girişimiyle biten uzlaşma görüşmelerinin kaldığı yerden devam etmesine hazır olduklarını açıkladı. Geçtiğimiz Mart ayında Gazze’de Hamdallah’a yönelik başarısız suikastın ardından Mahmud Abbas, Gazze’ye maaşların verilmesi, vergi muafiyetleri, elektrik ve yakıt konularında bir dizi yaptırım uygulamış ve zaten donmuş olan uzlaşma tehlikeye girmişti. Aşteye yaptığı konuşmada “Filistin yönetimi ulusal projenin direği olan ulusal uzlaşma istiyor” dedi ve bunu gerçekleştirmek için FKÖ’nün mümkün olan her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirtti. Aşteye, daha önce Hamas komutanlarıyla yaptığı konuşmalardan da anlaşıldığı kadarıyla uzlaşmanın ayrılıklar değil ortak müşterekler üzerine olmasını istiyor ve şöyle diyor: “Bu uzlaşmanın ardından FKÖ, Filistin halkının kararını vereceği seçimlere gitmeye hazırdır.” Bu açıklamalar Mısır arabuluculuğunda hızlanan barış sürecinde geldi. Hamas heyetinin birkaç gün sonra barış görüşmeleri yapmak için Kahire’ye gitmesi bekleniyor. Mısır, ateşkesin bitmesinin ardından 2014 savaşı sonrasında yapıldığı gibi uzun soluklu bir uzlaşma için çabalarını yoğunlaştırmış durumda. Mısır adım adım tarafların isteklerini yerine getiren yeni bir yaklaşımla yol almaya çalışıyor. Daha önce Şarku’l Avsat’ın yayınladığı gibi, Mısır daha önce üzerinde uzlaşılan takvime göre Gazze yönetimini mevcut hükümete verecek. Ardından ulusal birlik hükümeti kurma müzakereleri başlayacak. Anlaşmanın içeriğinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze’nin teslim edilmesiyle uyguladığı bir takım tedbirlerini geri çekmesi de bulunuyor. Bu nokta iki taraf arasında büyük bir anlaşmazlık konusuydu. Hamas, her şeyden önce yaptırımların kalkmasını istiyor, Fetih ise bunu reddediyordu. İkinci engel, Hamaslı hükümet çalışanlarının maaşlarıydı. Mısır, son yapılan anlaşmada kabul edildiği gibi maaşların 6 ay içinde Katar tarafından ödenmesinin sorunu ortadan kaldıracağına inanıyor. Üçüncü ihtilaf, Filistinli grupların silahları hakkındaydı. Mısır bu konunun tartışılmasını seçimler yapılana kadar ertelemeyi planlıyor. Mısır; güvenlik, geçişler, mali tahsilat ve yargı gibi otoritenin devri konularında tarafların anlaştığı iki ay ya da biraz fazla bir zaman çizelgesi belirleyecek. Yargı, güvenlik ve araziler gibi geçmişte sorun olan konularda kendisinin de bulunacağı özel komisyonlar kurulmasını önerecek. Mısır tarafları uzlaşmaya ikna etmeyi umuyor. Mısır FKÖ ve Hamas’tan mevcut sorunların aşılması için esneklik göstermesini de isteyecek. Fetih, Mısır’ın adımlarını, Mahmud Abbas’ın Merkez Konseyi aracılığıyla Hamas aleyhine alacağı kararlardan önce son çabalar olarak görüyor. Geçtiğimiz hafta ateşkesin sağlanmasının ardından Abbas, Hamas’a karşı çok sert tedbirler alacağını açıklamamış artan gerilimden dolayı bunu gerçekleştirmemişti. Aşteye şunları söyledi: “Filistin Merkez Konseyi şu üç konuya odaklandı: ABD ile ilişkiler, İsrail ile ilişkiler ve iç uzlaşma. Liderlik uzlaşma yoluyla Gazze’deki statükoyu kırmaya doğru ilerliyor. Daha fazla görüşmeye ihtiyacımız yok. Mısır’ın çabalarına güveniyoruz. Hamas’la anlaşmaya vardıklarında biz uzlaşmaya hazır olduğumuzu bildirdik.” Mısır’ın Hamas heyetiyle askıda kalan tüm detayları konuşacağı sanılıyor. Bu ateşkes imzalanmasından önceki anlaşmanın bir parçasıydı. Mısır, Hamas’a ateşkesin daha önceki anlaşmadan öte bir anlam taşımadığını bu nedenle ateşkesin uzun süreli olabilmesi için uzlaşmanın sağlanması gerektiğini bildirdi. Hamas, Fetih’in tutumuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak İslami Cihad lideri Halid el-Batş, Mahmud Abbas’tan Gazze’ye yönelik tüm yaptırımların kaldırmasını ve bölünmeyi ortadan kaldırmak için Filistin Merkez Komitesi’nden Gazze’ye bir heyet göndermesini istedi. Batş, 2011’de Kahire’de imzalanan anlaşmaya uyulmasını, bölünmenin kaldırılarak ulusal birlik hükümetinin kurulması çağrısında bulundu.



Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turuyla bölgeyi yeniden şekillendirirken İsrail sürecin dışında kaldı.

Reuters’ın analizinde, Trump’ın bu hafta Suudi Arabistan ziyaretiyle başlattığı önemli Ortadoğu turunda İsrail’i ziyaret etmemesinin, Tel Aviv yönetiminde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Haberde, radikal sağcı Binyamin Netanyahu yönetiminin, Trump’ın İsrail’i “es geçmesi karşısında diplomatik sessizliğe gömüldüğü” ifade ediliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme umudunu kaybeden İsrail’in, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi sürecine izleyici kaldığı yorumu yapılıyor. 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Jonathan Panikoff, Trump’ın “önceliklerinin açıkça değiştiğini” belirterek, ABD’nin İsrail'e uyguladığı özel muamelenin artık geçerli olmayabileceğini söylüyor: 

Trump açıkça ticaret ve yatırım odaklı bir gündemle ilerlemeye kararlı. ABD ve İsrail'in tarihsel açıdan her zaman yakın işbirliği içinde olduğu geleneksel politika ya da güvenlik konuları Trump'ın öncelikleriyle uyuşmasa bile yine de bunlara odaklanacaktır.

CNN’in analizinde de ABD Başkanı’nın “ideolojik ruh ikizi” olarak görülen Netanyahu’yla Trump’ın arasının açıldığına dikkat çekiliyor. 

Trump’ın ekibinin Katarlı ve Suudi Arabistanlı yetkililerle Gazze savaşını sonlandırmak için perde arkasında görüştüğü, İsrail’inse çatışmaları sürdürmekte ısrarcı davrandığı belirtiliyor. 

Trump'ın müttefiklerinden Senatör Lindsey Graham, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması kararını “doğru koşullar altında destekleyeceğini” söylemişti. Graham, Trump’ın bu süreçte İsrail’in taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine eklemişti.  

Trump, özellikle son iki haftada Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizlerde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander'in Hamas tarafından serbest bırakılmasının ardından Netanyahu yönetimine yüklenmişti: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters