Çad Cumhurbaşkanı Debi Kudüs'te

Çad Cumhurbaşkanı Debi Kudüs'te
TT

Çad Cumhurbaşkanı Debi Kudüs'te

Çad Cumhurbaşkanı Debi Kudüs'te

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi ile Kudüs'te bir araya geldi.
Netanyahu, Çad Cumhurbaşkanı Debi'nin İsrail'e düzenlediği ziyareti "tarihi" olarak nitelerken, ziyaretin düzenlenmesindeki önemli katkılarından dolayı Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben-Shabbat ile Mossad Direktörü Yossi Kohen'e teşekkürlerini dile getirdi.
Netanyahu, Birinci Dünya Savaşı'nın sona erişinin 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen anma etkinliği kapsamında Cumhurbaşkanı Debi ile bir araya geldiklerini ve ziyaretin bu görüşmede kararlaştırıldığını belirtti.
Batı Kudüs'teki Başbakanlık ofisinde düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Netanyahu, "Bu ziyaret, İsrail'in dünyada yükselen statüsünün bir yansımasıdır. Bunu tekrar tekrar ifade ediyorum. Güvenlik ve istihbarat güçlerimiz ile ekonomik ve teknolojik gücümüz sayesinde her hafta vizyonumuzun pratiğe geçtiğine şahitlik ediyoruz. Bu ikisinin birleşimi, bize günden güne biriken politik ve diplomatik bir güç meydana getiriyor” ifadelerini kullandı.
"Başka ülkeler de Kudüs'te olacak"
Netanyahu konuşmasının devamında, “Bugün Çad'la ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıyoruz ve size şunu söylüyorum: Yakın gelecekte burada (Kudüs'te) başka ülkeler de olacak” dedi.
Ziyarete ilişkin bilgi veren siyasi bir kaynak, ziyaretin iki ülke arasındaki güvenlik ve ekonomik işbirliğini arttırma çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti. Kaynak, “Çad’ın, terörle mücadelede İsrail'in tavsiyesine ve uzmanlığına ihtiyacı var. Özellikle başta Libya olmak üzere istikrarsız ülkeler tarafından kuşatılmış ve kendini onlardan korumanın yollarına ihtiyaç duyuyor” ifadesini kullandı.
Çad Cumhurbaşkanı Debi, önceki gün Tel Aviv’e ulaştı. Debi’nin Kudüs ziyareti, 46 yıl sonra İsrail’e ziyaret gerçekleştiren Çadlı ilk üst düzey yetkili olarak kayıtlara geçti. 1972'de kesilen iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler söz konusu ziyaretle yeniden hayat buldu.
Çad Cumhurbaşkanı’nı havalimanında karşılayan isim İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı Tzachi Hanegbi oldu. İsrail Kanal 10 televizyonu, Debi’nin, İsrail’deki Çad “diplomatik misyonu"na oğlunun görevlendirilmesini talep ettiğini ileri sürdü. İsrail Dışişleri Bakanlığı'nda bir kaynak, dünkü açıklamasında Çad’ın Kudüs çıkışını başka ülkelerin de izleyeceğini belirterek, bu konuda Nijerya ve Mali'nin isimlerini zikretmişti.
 



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24