Rusya’dan Ukrayna'ya ‘ateşle oynama’ uyarısı

Rusya’dan Ukrayna'ya ‘ateşle oynama’ uyarısı
TT

Rusya’dan Ukrayna'ya ‘ateşle oynama’ uyarısı

Rusya’dan Ukrayna'ya ‘ateşle oynama’ uyarısı

Moskova yönetimi, dün, Kiev’in 1 ay süreyle geçerli olmak üzere sınır bölgelerinde sıkıyönetim ilan etme kararına sert tepki gösterdi. Kremlin’den yapılan açıklamada söz konusu adımların Ukrayna'nın ayrılıkçı doğu bölgelerindeki çatışmaları artıracağına dair uyarıda bulunuldu. Ukrayna'da sıkıyönetim ilan edilmesinin bir iç mesele olduğunun altı çizilen açıklamada ancak yine de ülkenin doğusundaki Donbass bölgesinde gerginliğin tırmanabileceği riskine dikkat çekildi. Açıklamada ayrıca Kerç Boğazı’na çekilen Ukrayna gemilerindeki denizciler hakkında Rus yargısının vereceği kararın beklendiği kaydedildi.
Rus donanması, üç Ukrayna gemisini alıkoyarken 24 askeri personeli de gözaltına aldı. Moskova söz konusu gemilerin Kerç Boğazı’nda, Rus karasularını ihlal ettikleri suçlamasında bulundu.
Yapılan açıklamalar Ukrayna gemilerine uluslararası sularda el konulduğu yönünde. Uluslararası toplum, Rusya'nın bölgeye komşu Kırım Yarımadası üzerindeki egemenliğini tanımayacağını yineledi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov yaptığı açıklamada Ukrayna’da sıkıyönetim ilan edilmesi kararıyla ilgili olarak “Bu karar, Ukrayna'nın iç meselesidir. Ancak ülkedeki seçim sürecinde böyle bir adım atılması durumu farklı bir boyuta taşıyor. Bu adım Ukrayna'nın doğusundaki temas hattında gerginliğe yol açabilir” diye konuştu. Peskov, Kerç Boğazı’nda gözaltına alınan Ukraynalı denizcilerle ilgili soruya ise “Bu Kremlin’in görevi değil, yargının görevi” cevabını verdi.
Peskov ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Azak Denizi'ndeki olayla ilgili tutumunu da yakın zamanda açıklayacağını vurguladı. Putin’in Buenos Aires'te düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Arjantin'e gideceğini belirten Kremlin Sözcüsü, Rusya Devlet Başkanı'nın ziyareti sırasında gazetecilere demeç vereceğinin altını çizdi.
Rus medyasının, Ukrayna ile askeri bir çatışmaya dönüşebileceğini ön gördüğü krizi engelleme çabaları dün de devam etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile söz konusu “ciddi olayı” görüştü. Rusya Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki lider arasındaki telefon görüşmesinin Berlin’in talebi üzerine gerçekleştiği aktarıldı. Açıklamada Putin’in Merkel’e Ukrayna’nın provokatif eylemlerine dair değerlendirmelerde bulunduğu ve Ukrayna savaş gemilerinin Rusya'nın karasularında bir dizi kuralı göz ardı ederek uluslararası hukuku ihlal ettiğini söylediği kaydedildi.
Merkel’e Kiev'in silahlı kuvvetlerini savaşa hazır konuma getirmesi ve ülkede sıkıyönetim ilan edilmesi yönündeki kararları konusunda duyduğu “derin endişeleri” dile getiren Putin “Ukrayna liderliğinin başka çatışma durumlarının yaratılması ve bunlardan doğan risklerin sorumluluğunun tamamını taşıdığını” vurguladı. Ukrayna makamlarının bu provokasyonu ülkedeki seçim kampanyası için düzenlediğini belirten Rus lider, Kiev'in aceleci kararlar almasının önlenmesi için Almanya’nın Ukrayna'yı etkilemesini umduklarını belirtti. Putin ayrıca pazar günü Kerç Boğazı’nda yaşanan olayla ilgili açıklamasında Rusya Sahil Güvenlik güçlerinin hazır duruma getirildiğini doğruladı.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) yaptığı açıklamada, alıkonulan üç  Ukrayna gemisinde Kerç Boğazı’ndan gizli geçiş için doğrudan talimatlar içeren bir belgenin yanı sıra silah ve mühimmatın ele geçirildiğini bildirdi. FSB’nin dün yaptığı açıklamasına göre ele geçirilen silah ve mühimmatlar arasında el bombaları ve makineli tüfekler de yer aldı. Rus askeri kaynakları, Ukrayna gemilerinde silah ve geçiş talimatları bulunmasının olayın “provokatif ve kasıtlı” olduğunun delili olduğunu aktardı. FSB, Ukrayna gemilerinin Rusya'nın tüm uyarılarına rağmen Rus gemilerine silah doğrulttuklarını kaydetti.
Rusya ve Fransa Dışişleri Bakanları dün Versay Sarayı’nda düzenlenen “Koordinasyon ve Diyalog Konseyi” toplantısı vesilesiyle Paris’te bir araya geldiler. İki bakan görüşmede Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan krizin yanı sıra Suriye, Libya, Yemen dosyaları ile İran'la yapılan nükleer anlaşmayı ele aldı. Ancak toplantının ana gündem maddesi pazar günü Azak Denizi’nde yaşanan olayın ardından Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerginlikti. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Moskova ile Paris arasındaki “köklü ilişkileri” ve en üst düzeydeki “siyasi diyalogu” geri getirmeye yönelik çabalarına rağmen taraflar arasında halen görüş ayrılıklarının olduğunu söyledi.
Ancak Le Drian dün yalnızca Moskova ve Paris arasındaki “derin görüş ayrılıklarının” olduğunu “itiraf” etmekle kalmadı. Suriye dosyasında da iki taraf arasında “derin farklılıklar” olduğunu belirtti. Paris, siyasi sürece geçişin kapısı olarak gördüğü ancak Şam'ın Moskova’yla uzlaşısının engellediği anayasa komisyonunun bir an önce oluşturulması için bastırırken Rusya bunun tam tersine hareket ediyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen hafta İtalya’nın başkenti Roma’da BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile bir araya geldiği görüşmede Özel Temsilci’nin Anayasa Komisyonu’nun oluşturulması için verdiği tarihleri “suni” olarak nitelendirerek reddetti. Rus Bakan'a göre bu yönde ilerleyenler “Soçi'nin inisiyatifini” ortadan kaldırmak ve Suriye'deki “rejimi değiştirmek” istiyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov dün Fransız mevkidaşı Le Drian ile düzenledikleri ve Şarku’l Avsat’ın da katılım gösterdiği basın toplantısında Rusya’nın Ukrayna’ya ve pazar günü yaşanan olaya yönelik adaletli bir tutum içerisinde olduğunu belirtti. Tüm sorumluluğun Ukrayna’ya ait olduğunu söyledi. Olayı “provokasyon” olarak nitelendiren Lavrov, alıkonulan gemilerden birinde Ukrayna İstihbarat Servisi personelinden bazı kişilerin de bulunduğunu vurguladı. Kiev'e “ateşle oynama!” şeklinde çok güçlü bir mesaj gönderen Lavrov, Almanya-Fransa ortak arabuluculuğu teklifinde bulunan Almanya Dışişleri Bakanı’nın önerisine karşılık ülkesi ile Ukrayna arasında herhangi bir arabuluculuk yapılmasının gerekmediğini söyledi. Kiev’i Minsk Anlaşması’nın maddelerini ihlal etmekle suçlayan Rus Bakan, Ukrayna’ya çoğunluğunu Rusların oluşturduğu ülkenin doğusundaki nüfusa “dil yönünden baskı uyguladığı” suçlamasında bulundu.
Lavrov, NATO ve Avrupa ülkelerine de atıfta bulunarak Ukraynalı yetkililere “güçlü bir mesaj” verilmesi ve Kiev'in “provokatif adımlar” atmaktan kaçınmasının sağlanması çağrısında bulundu. Moskova'nın Kiev tarafından Rusya sınırındaki Kerç Boğazı ile Azak Denizi ve Karadeniz kıyılarında bir aylık olağanüstü hal ilan etmesini “provokatif bir hareket” olarak gördüğü biliniyor. Rusya Devlet Başkanı Putin ile Almanya Başbakanı Merkel'in pazartesiyi salıya bağlayan gece bir telefon görüşmesi yaptıklarını kaydeden Lavrov, yaşananları önümüzdeki baharda Ukrayna'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilişkilendirdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, Rus mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında Lavrov'un sert açıklamaları karşısında Ukrayna ve Rusya’ya “gerginliğin düşürülmesi” ve “itidalli davranma” çağrısında bulundu. Sergey Lavrov’a Rusya'nın inisiyatif kullanması çağrısında bulunan Le Drian, Ukraynalı denizcilerin en kısa zamanda serbest bırakılmasını istedi. Le Drian, Ukraynalı mevkidaşı ile temasa geçeceğini de sözlerine ekledi.
Fransız Bakan’ın kullandığı ifadelerin Avrupa Birliği’nin (AB) açıklamalarıyla uyumlu olmaması ise dikkat çekiciydi. Paris, Londra gibi olayı “Rusya’nın saldırganlığı” olarak nitelendirmekten kaçınırken Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl gibi Moskova'yı olası yeni Avrupa yaptırımlarıyla tehdit etmedi. Fransa’nın açıklamaları, olayı Rusya’nın “agresif davranışlarının sonucu” olarak gören NATO’nun çizgisinden de uzaktı.
Fransa diplomasisinin Rusya ile ilişkilerinde kapıyı açık tutmak istediği ortadaydı. Zira Le Drian’ın dediği gibi:
“Rusya bir ortak.. Ancak zor bir ortak.”



Kolombiya Devlet Başkanı Petro’dan ABD Başkanı Trump'a uyarı: Kaplanı uyandırmayın! Bize saldırmak savaş ilanı demektir!

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
TT

Kolombiya Devlet Başkanı Petro’dan ABD Başkanı Trump'a uyarı: Kaplanı uyandırmayın! Bize saldırmak savaş ilanı demektir!

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro (AP)

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Bogota ile Washington arasında gerilimi tırmandıran sözlü savaş çerçevesinde dün ABD Başkanı Donald Trump'ı ülkesinin egemenliğini tehdit etmemesi konusunda uyardı.

Trump, dün Washington'da düzenlenen bir ABD yönetimi toplantısında uyuşturucu ile ilgili suçlarla mücadele kapsamında Kolombiya'ya saldırı olasılığın işaret ederek “Kolombiya'nın kokain ürettiğini duydum. Kokain fabrikaları var, tamam mı? Sonra da bize kokainlerini satıyorlar... Sadece Venezuela değil, bunu yapan ve ülkemizde satan herkes saldırıların hedefi olacak” dedi.

Trump'ın açıklamalarına yanıt olarak, onu Kolombiya'yı ziyaret etmeye davet eden Petro, ‘kokainin ABD’ye ulaşmasını önlemek için günde dokuz uyuşturucu laboratuvarının imha edildiğini’ görmesini istedi. Petro, sosyal medya platformu X'te yaptığı bir paylaşımda, 2022 yılında göreve geldiğinden bu yana ‘füzeler kullanmadan’ 18 bin 400 laboratuvarı imha ettiğini belirtti.

Kolombiya Devlet Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benimle gelin, size her 40 dakikada bir laboratuvarı nasıl yok ettiğimizi öğreteyim, ama egemenliğimizi tehdit etmeyin, çünkü kaplanı uyandıracaksınız. Egemenliğimize saldırmak, savaş ilan etmek demektir. İki yüzyıldır süren diplomatik ilişkileri bozmayın!”

Petro şöyle devam etti:

"Zaten itibarımı lekelediniz. Bu yolda devam etmeyin. Binlerce ton kokainin Kuzey Amerika'daki tüketicilere ulaşmasını engellemeye katkıda bulunan bir ülke varsa, o da Kolombiya'dır.”

Bogota ile Washington arasındaki ilişkiler son zamanlarda önemli ölçüde kötüleşti. ABD yönetimi, Petro'yu uyuşturucu çetelerine karşı yeterince sert davranmamakla suçlayarak


Putin Avrupa'ya: Savaş istemiyoruz ama hazırız

Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
TT

Putin Avrupa'ya: Savaş istemiyoruz ama hazırız

Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)
Putin, dış politika danışmanı Yuri Ushakov (solda) ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu CEO'su Kirill Dmitriev (sağda), ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler sırasında (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planı konusunda ABD başkanlık temsilcisi Steve Wittkoff ile yapacağı görüşme öncesinde, ülkesinin "savaşa hazır" olduğunu belirterek, Avrupa'ya sert bir uyarıda bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin ile Wittkoff arasındaki görüşmeyi "çatışmanın barışçıl çözümüne doğru atılmış önemli bir adım" olarak nitelendirdi.

Putin, toplantı öncesinde Rus güçlerinin sahada önemli bir atılımın eşiğinde olduğunu belirterek, güçlü mesajlar verdi. Avrupalılara seslenerek, barışı engellemeye çalıştıklarını ve ülkesiyle gerilimi artırmaya devam ettiklerini söyledi. "Avrupa ile savaşa girme niyetinde değiliz, ancak Avrupa savaş istiyorsa, biz de hazırız" uyarısında bulundu.


Netanyahu af konusunda Trump'tan daha fazla yardım istedi

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
TT

Netanyahu af konusunda Trump'tan daha fazla yardım istedi

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki İsrail Knesset'inde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşüyor (Reuters)

Axios dün, iki Amerikalı ve bir İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail cumhurbaşkanından af dilerken ABD Başkanı Donald Trump'tan daha fazla destek istediğini bildirdi.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun af talebine ilişkin pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Biz sadece devletin çıkarlarını göz önünde bulunduracağız" dedi.

Netanyahu, pazar günü yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talebinde bulundu ve ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini, affın ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

İsrail'in kuruluşundan bu yana en uzun süre görev yapan başbakanı olan Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını uzun süredir reddediyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre avukatları, İsrail Cumhurbaşkanlığı Ofisi'ne yazdıkları mektupta, Netanyahu'nun hala hukuki sürecin kendisinin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına inandığını belirtti.

Netanyahu, partisi Likud'dan yayımladığı kısa video açıklamasında, "Avukatlar bugün af talebini cumhurbaşkanına ilettiler ve ülkenin çıkarlarını önemseyen herkesin bu adımı desteklemesini bekliyorum" ifadelerini kullandı.