Mehmet Ali Alabora hakkında yakalama kararı

Oyuncu Mehmet Ali Alabora hakkında Gezi Parkı eylemlerinde etkin rol aldığı gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.

Mehmet Ali Alabora hakkında yakalama kararı
TT

Mehmet Ali Alabora hakkında yakalama kararı

Mehmet Ali Alabora hakkında yakalama kararı

Oyuncu Mehmet Ali Alabora hakkında "kaos ve kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek ve ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirildiği" öne sürülen Gezi Parkı eylemlerinde etkin rol aldığı gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın tutuklu bulunduğu Gezi Parkı eylemleriyle ilgili soruşturmada, yeni bir gelişme yaşandı.
Başsavcılığın talebi üzerine, Gezi Parkı eylemlerine katılan oyuncu Mehmet Ali Alabora hakkında, nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
Başsavcılığın nöbetçi hakimliğe gönderdiği talep yazısında, Alabora'nın Gezi Parkı olayları sırasında Twitter hesabından, "Mesele sadece Gezi parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?" şeklinde provokatif paylaşımlarda bulunduğu belirtilerek, bu konularla ilgili Alabora ve tutuklu şüpheli Mehmet Osman Kavala arasında telefon görüşmelerinin tespit edildiği kaydedildi.
Hükümete yönelik darbeye teşebbüs suçu
Yazıda, "Garaj İstanbul ve benzeri yerlerdeki toplantılarda Gezi eylemlerinde sanatçıların ne şekilde kullanılması gerektiğinin konuşulduğu ve bu konuda planlama yapılarak kararlar alındığı anlaşılmıştır. Mehmet Ali Alabora'nın da sosyal medya üzerinden provokatif paylaşımlarla halkı sokağa, eylem yapmaya çağırdığı görülmüştür." denildi.
Elde edilen delillere göre, Gezi eylemleri olarak bilinen olayların Osman Kavala önderliğinde Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür AŞ tarafından gerçekleştirilen organizasyonlar neticesinde planlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirildiği aktarılan yazıda, eylemlerin nihai amacının, "ülkede şiddet eylemlerini marjinal gruplar ve terör örgütlerini kanalize etmek suretiyle tüm ülke geneline yayıp, kaos ve kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek, ortadan kaldırmak olduğu"nun anlaşıldığı vurgulandı.
Yapılan araştırmada şüpheli Mehmet Ali Alabora'nın yurt dışında bulunduğu belirtilen yazıda, Alabora'nın eylemler ve olaylarda etkin rol aldığı hususunda, "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" suçunu işlediğine dair yeterli ve somut delillerin mevcut olduğu kaydedildi.



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe