InSight Mars yüzeyine depremölçer indirdi

NASA'nın sismik inceleme aracı, en önemli veri toplama araçlarından biri olan depremölçer enstrümanını Kızıl Gezegen'in yüzeyine yerleştirdi.

InSight Mars yüzeyine depremölçer indirdi
TT

InSight Mars yüzeyine depremölçer indirdi

InSight Mars yüzeyine depremölçer indirdi

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı NASA'nın sismik inceleme aracı InSight, depremölçer (sismometre) enstrümanını Mars yüzeyine yerleştirdi.
NASA'dan yapılan açıklamada, InSight'ın en önemli veri toplama araçlarından biri olan "İç Yapı İçin Sismik Deney Aracı" (SEIS) adı verilen depremölçer cihazını, Kızıl Gezegen'in yüzeyine indirdiği belirtildi.
NASA, InSight'ın robotik kolunun SEIS'i yüzeye kondurduğu anın bir fotoğrafını yayımladı.
InSight proje yöneticisi Tom Hoffman, "Aracın Mars'taki etkinliklerinin zamansal seyri umduğumuzdan da iyi gidiyor. Sismometreyi güvenle yüzeye yerleştirmiş olmak hepimiz için harika bir Noel hediyesi oldu." ifadelerini kullandı.
SEIS'in ardından InSight'ın ısıölçer enstrümanı Isı Akış ve Fiziksel Özellikler İnceleme Aracı'nı (HP3) yüzeye yerleştirecek.
Öte yandan ayrı bir inceleme aracına sahip olmayan Dönüş ve İç Yapı Deneyi'nin de (RISE), InSight'ın radyo dalgalarını kullanarak Kızıl Gezegen'in çekirdek tabakası hakkında veri toplamaya başladığı kaydedildi.
Mars'a, 6 ay süren yolculuğun ardından 26 Kasım'da ulaşan InSight, Kızıl Gezegen'de sismik incelemeler yapacak ve Mars'ın yeraltı katmanlarına ilişkin veri toplayacak.
NASA'nın diğer Mars keşif aracı Curiosity, 2012 yılında Gale Krateri'ne inmişti. Gezginci robot, 6 yıl süren keşif faaliyeti süresince Kızıl Gezegen'in geçmişte mikrobiyolojik canlı yaşamına ev sahipliği yapmış olabileceğine dair çok sayıda kanıt toplamıştı.
"Mars Exploration Rover-B" (Mars Keşfi Aracı-B) ya da kısaca "MER-B" olarak adlandırılan Opportunity de NASA'nın Mars keşif aracı programının parçası olarak 2004'te gezegende Meridiani Planum Platosu'na inerek gezegen topoğrafyasına ilişkin gözlemler yapmaya başlamıştı.



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news