Yasama Konseyi’nin feshi Filistin’de tartışmaya neden oldu

Yasama Konseyi merkezinin önündeki Filistin güvenlik görevlileri (AFP)
Yasama Konseyi merkezinin önündeki Filistin güvenlik görevlileri (AFP)
TT

Yasama Konseyi’nin feshi Filistin’de tartışmaya neden oldu

Yasama Konseyi merkezinin önündeki Filistin güvenlik görevlileri (AFP)
Yasama Konseyi merkezinin önündeki Filistin güvenlik görevlileri (AFP)

Filistin’de 12 yıl önce seçilen Yasama Konseyi Başkanı Aziz Duveyk’in Konsey genel merkezi önünde düzenlemeyi planladığı basın toplantısının engellendiği bildirildi. Duveyk’in duruma yönelik soruşturma yapılması için istihbarat merkezine gelmesinin istendiği belirtilirken Filistin güvenlik hizmetlerinin dün Yasama Konseyi’nin Ramallah’taki genel merkezinin çevresinde çok sayıda personel görevlendirdiği kaydedildi.
Emniyet Teşkilatı Sözcüsü General Adnan ed-Damiri, Yasama Konseyi’nin feshedildiğine ve üyelerinin statüsünün bulunmadığına işaret ettiği açıklamasında güvenlik güçlerinin Anayasa Yüksek Mahkemesi başkanlığındaki Filistin mahkemelerinin kararlarını uyguladığını söyledi.
Ed-Damiri konuya dair şunları aktardı:
“Filistin otoritesindeki Yüksek Anayasa Mahkemesi, Yasama Konseyi’ni feshetme kararı aldı. Bu nedenle güvenlik kuvvetlerinin söz konusu kararı yerine getirmesi gerekiyor. Artık bir Yasama Konseyi veya bir Yasama Konseyi üyesi yok. Yasa dışı olması itibarıyla Yasama Konseyi üyeliği statüsü alınmış hiç kimsenin bu statüyle konuşmasına vermeyeceğiz.”
Anayasa Mahkemesi, Yasama Konseyi’nin feshedilmesine karar vermiş ve altı ay içinde seçim yapılması çağrısında bulunmuştu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, söz konusu onaylayarak arkasında durmuştu. Ancak Hamas kararı reddetti ve Yasama Konseyi Başkan Yardımcısı Ahmed Bahar aracılığıyla Konsey’in çalışmalarının Gazze’de her zamanki gibi devam ettiğini duyurdu. Duveyk de Ramallah’tan Konsey’i tekrar aktif hale getirmeye çağırdı. Ancak söz konusu talebin ardından sorgulanmak üzere çağrıldı.
Filistin Adalet Bakanı Ali Ebu Diyak, Hamas’a Anayasa Mahkemesi kararına uyma, yasaya ve adalete karşı darbe yapmama ve mahkemenin halka ve oy sandıklarına dönme kararını uygulamaktan başka bir yol ve seçeneğin olmadığını kabul etme çağrısında bulundu.
Ebu Diyak, Hamas’ın dün sabah Gazze’deki Yasama Konseyi’nin merkezinde yaptığı toplantının akabinde şu açıklamalarda bulundu:
“Yasama Konseyi çatısı altındaki toplantıların herhangi bir yasal değeri yoktur. Seçilmiş, aktif, etkili ve yasama, denetleme ve diğer işlev ve yetkilerini kullanan bir parlamentoya sahip olmak halkımızın hakkıdır. Filistin halkımızın tüm unsurları yasamanın feshedilmesi ve seçime gidilmesi taraftarıdır.”
Ebu Diyak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meşruiyete ve kanuna darbe yapan, Gazze’deki Filistin Ulusal Otoritesi’nin merkezinin ve kurumlarının kontrolünü silah zoruyla ele geçiren ve 2007’deki darbesinden bu yana Gazze Şeridi’ni alıkoymaya ve bölmeye devam eden Hamas, meşruiyet ve anayasa hakkında konuşma hakkına sahip değildir. Tarihi liderliğimize yönelik hakaretlerine ihanetle kampanyalarına devam etmek boşunadır. Konsey’in olağan dışı oturumları Bakanlar Kurulu’nun veya Yasama Konseyi üyelerinin dörtte birinin talebi üzerine Konsey’in iki yıllık dönemleri arasındaki tatil döneminde yapılır. Konsey’in tatilinden ve 12 yıllık yokluğundan sonra değil. Yasama Konseyi, Anayasa Mahkemesi kararından sonra yasal, anayasal ve adli statüsünü kaybetmiştir. Herhangi bir şekilde Yasama Konseyi’ni veya üyeliği statüsünü kullanmak yasaktır.”



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.