​Suriye Süryanileri Noel ayini düzenledi

Suriye’nin Haseke kırsalındaki Tel Temr kasabasında düzenlenen Noel ayinine katılan Uluslararası Koalisyon unsurları
Suriye’nin Haseke kırsalındaki Tel Temr kasabasında düzenlenen Noel ayinine katılan Uluslararası Koalisyon unsurları
TT

​Suriye Süryanileri Noel ayini düzenledi

Suriye’nin Haseke kırsalındaki Tel Temr kasabasında düzenlenen Noel ayinine katılan Uluslararası Koalisyon unsurları
Suriye’nin Haseke kırsalındaki Tel Temr kasabasında düzenlenen Noel ayinine katılan Uluslararası Koalisyon unsurları

Suriye’nin en kuzeydoğusundaki Tel Temr kasabasındaki Aziz Kilisesi’nde Hristiyan Süryani azınlığı DEAŞ’a karşı Uluslararası Koalisyon’un askeri yetkililerinin katılımıyla Noel ayini düzenledi. Ayine, Noel tatilini geçirmek için kasabada ve komşu köylerde kalanlar ile Şam ve Halep kentlerinde ve Suriye dışında oturan yaklaşık 500 Hristiyan Süryani katıldı.
Süryaniler Noel’i 3 yıldır ilk kez kiliselerinin ve mülklerinin çoğuna zarar veren savaş kabustan uzak, nispeten sakin bir atmosferde kutladı.
Tel Temr’den 35 yaşındaki Nicola Mata, kilisenin kapılarının yeniden açılmasından duyduğu mutluluğu “Herkes yıllarca mahrum edildiğimiz büyük bir mutluluk hissetti” sözleriyle dile getirdi. Hıristiyan Süryani Patriği Bagos İsha da “Uluslararası Koalisyon ve Suriye Demokratik Güçleri yetkilileri bizimle birlikte kutlamaya katıldığı için büyük bir mutluluk duydum” dedi.
Habur Nehri kıyılarındaki Tel Temr kasabası, Haseke ilinin kuzeybatısına yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Suriye’deki Süryani azınlığın vatanı kabul ediliyor. Kasaba, 2015’in şubat ayında DEAŞ’ın düzenlendiği geniş çaplı bir saldırıya maruz kalmıştı. Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği Kürt kuvvetleri ve yerli Süryani savaşçılar, aynı yılın mayıs ayında, bölgenin kontrolünü ele geçirmelerinden aylar sonra El Kaide unsurlarını kovmayı başarmışlardı.
62 yaşındaki Edibe Davud, Aziz Kilisesi’nin sağındaki girişinde, mihrapta oturarak ekmek, et ve kleicha (yerel bir tatlı) dağıttı. Davud, bu gelenek ve göreneklerin Süryani toplumundan miras alındığını söyledi:
“Her bayramda aileler et, ekmek veya tatlı getiriyor ve ayinin sonunda kutlamaya katılanlara dağıtıyor. Çocuklar, kasaba sakinlerinin çoğu gibi seyahat etmedi. Ailem ve ben kalmaya karar verdik ve topraklarımızdan ayrılmayacağız.”
Sokakları neredeyse boş olan kasaba, çocukların çığlıkları ve patlayıcı sesleri ile yankılanıyordu. Sahiplerinin geri dönmesini bekleyen evlerin pencereleri ve kapıları kapatılmıştı. 55 yaşındaki Şimon aynı mahallede yıllar süren birliktelikten sonra komşusunun ayrılışından duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirdi:
“Komşum, bayramını kutladığım ilk kişi olurdu ama DEAŞ’ın son saldırısının ardından göç etti. Bugün penceremden evinin kapalı kapısını izliyorum. O güzel anıları bir fotoğraf albümü gibi saklıyorum.”
2015’ten önce bayram günlerini akrabaları ve arkadaşlarıyla bayramlaşarak geçirdiğini söyleyen Şimon bugün sadece tek bir arkadaşının evine gitmekle yetindiğini aktardı:
“Anılar hakkında konuşmaya başladık. Göç eden diğer arkadaşlarla WhatsApp’tan konuştuk ve bayramlaştık.”
Tel Temr’den ABD’nin Florida eyaletine göç eden 73 yaşındaki Georgette bu yıl tatilini Tel Temr’de yaşayan kızıyla birlikte geçirmeye karar verdiğini belirterek “Sokaklardan kadınların kahkahalarını ve çocukların çığlıklarını duymamak beni üzüyor” ifadelerini kullandı. Memleketine geldikten sonra akrabalarını ve arkadaşlarını sormak için ailesinin evine gittiğini fakat çoğunun göç ettiğini duyunca şaşırdığını ve bayram günü boyunca kızının evinde kaldığını aktardı.
Suriyeli Süryanilerin vatanı olarak bilinen kasaba artık sokaklarını hayatla dolduran sakinleriyle dolup taşmıyor…
Aziz Kilisesi’nin rahiplerinden 54 yaşındaki Deacon Shlimon Barcha, kasabada ve kırsalında yaklaşık sadece 180 ailenin, yani yaklaşık 400 kişinin kaldığını, oysa 2011 yılında kasabada yaşayan kişi sayısının yaklaşık 30 bin olduğun belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan rahip şunları söyledi:
“Habur Nehri’nin güney yakasındaki köyler tamamen boş ve içlerinde kimse yaşamıyor. Kuzey yakasındaki köylerde ise az sayıda aile yaşıyor. Ailelerin bulunduğu köy sayısı 34’ü geçmez. Ben ve eşim memlekette kalmayı tercih ettik Çocuklarım yüksek öğrenimlerini tamamlamak için göç etmek zorunda kaldı.”
Deacon Shlimon Barcha, kalmayı seçen az sayıdaki kişiyle yaşamaya alıştığını belirtti:
 “Kalanlar, Süryanilerin sayısının yüzde 10’unu oluşturmuyor. Bugün yeni gerçeğe adapte olmaya, gençleri evlenmeye ve ana vatanda kalmaya teşvik etmeye çalışıyorum.”
Türkiye’nin operasyon ihtimali ve bölgenin yeni bir askeri harekata sahne olmasına karşı uyaran Barcha açıklamasının sonunda şunları söyledi:
“Herhangi bir askeri operasyon, geride kalan Süryanilerin koruma ve güvenlik sağlayacak devlete göç etmesine neden olabilir.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.