Iraklı yetkililer İsraillilerle görüştü mü?

Iraklı yetkililer İsraillilerle görüştü mü?
TT

Iraklı yetkililer İsraillilerle görüştü mü?

Iraklı yetkililer İsraillilerle görüştü mü?

Iraklı bazı yetkililerin İsrail’i ziyaret ettiği iddialarının ortaya atılmasının ardından Irak Meclis Başkan Yardımcısı Hasan el-Kaabi, “kırmızıçizgiyi aşan” bu iddialar hakkında soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.
Ziyaret ile ilgili duyuru, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın resmi Twitter hesabı üzerinden yapıldı. Ardından İsrail basınında yer alan haberlerde son bir yıl içinde 3 Iraklı heyetin İsrail'i ziyaret ettiği bildirildi. Söz konusu haberlere göre bu ziyaretlere “Şii ve Sünnilerden” oluşan 15 Iraklı katıldı.
Iraklı ziyaretçilerin İsrail temasları sırasında Kudüs’te bulunan Holokost anıt müzesi Yad Vashem’i ve Or Yehuda şehrindeki Irak’tan Gelen Yahudi Göçmenler Mirası Merkezi’ni ziyaret ettikleri belirtildi. Ayrıca Iraklı ziyaretçilerin, İsrailli akademisyenlerle de bir araya geldikleri aktarıldı.
İsrail-Irak arasındaki ilişkiler
Siyasi kaynaklar, ziyaretlerin amacının iki ülke arasındaki ilişkilerin gelecekteki temelini oluşturmak olduğunu belirterek, Irak'ta İsrail’e yönelik olumlu bir eğilim olduğunu kaydettiler.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, Iraklı 15 ziyaretçinin İsrailli akademisyenler ve yetkililerle bir araya geldiğini bildirdi. Yad Vashem Müzesi'nin sözcüsü, Aralık ayı sonunda bir grup Iraklının müzeyi ziyaret ettiğini açıkladı.
İsrail merkezli haber sitesi Hadashot News, İsrail’i ziyaret eden Iraklı heyetlerle ilgili haberinde ziyaretçilerden “Iraklı yetkililer” olarak bahsetti. Hadashot News, Iraklı yetkililerin ziyaretlerinin resmi olmadığını ve Irak'ın olduğu kadar İran'ın da öfkesini çekmemek için kimliklerinin gizlenmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail’de yaşayan Iraklı Yahudiler, birçok kez Irak ile Yahudi devleti arasındaki ilişkilerin normalleşmesini talep ettiler. Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme meselesi, özellikle İsrail’in 2017’de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bağımsızlık referandumuna destek veren tek ülke olması ve Bağdat’taki merkezi hükümetin tamamen İsrail karşıtı olması nedeniyle hala çok hassas bir konu olarak kalmaya devam ediyor.
İsrail basınına göre ziyaretlerin “sosyal” bir tarafı da vardı. Ziyaretçiler, Irak’tan Gelen Yahudi Göçmenler Mirası Merkezi ile çalışan gruplarla toplantılar yaptılar. İsrail basınında yer alan haberlerden birinde ziyaretin amacının Irak ile İsrail arasında “gelecekteki ilişkiler için bir altyapı oluşturmak” olduğu ve ziyaretçilerin Irak’a “geleceğin İsrail elçileri” olarak döndükleri belirtildi.
İsrail’den Irak ile ilişkiler için Facebook hesabı
İsrail Dışişleri Bakanlığı Mayıs ayında, Irak ile ilişkiler kurulmasına yardımcı olacak bir Facebook sayfası açtı. Tel Aviv’deki diplomatlar, Arapça sayfayı,  İsrail’in Irak’taki “dijital elçiliği” olarak nitelendirdiler. İsrail, son aylarda Iraklıların Yahudi devletiyle ilişki kurmakla ilgilendiklerini iddia ederek Irak’a yönelik sosyal yardım girişimlerini artırdı. İsrailliler, Irak Yahudi cemaatinin İsrail dışındaki en eski Yahudi cemaati olduğunu ve Hz. İbrahim döneminden bu yana Irak’ın güneyindeki Ur şehrinde yaşadıklarını belirtiyorlar. 1950-52 yılları arasında, 120 bin ila 130 bin Yahudi Irak’tan İsrail’e taşındı. Irak’ta ise 10 bin civarında Yahudi kaldı. Bugün, bu sayının bir miktar daha azaldığına inanılıyor.
İsrailli akademisyen ve analist Edy Cohen, Twitter’dan paylaştığı bir mesajla Iraklı heyetin İsrail’i ziyaret ettiğini doğruladı ve heyette yer alan milletvekillerinin isimlerini açıkladı. Ancak Cohen, İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün milletvekillerinin isimlerinin gizli kalması konusunda uyardığını belirterek mesajını sildi.
Ziyarete kimler katıldı?
Cohen’in sildiği mesajda, Kanun Devleti Koalisyonu Partisi’nden kadın bir milletvekilinin yanı sıra Ninova eyaletinden dört milletvekili ve önde gelen bir takım siyasilerin isimlerini açıklamıştı. Heyetlerden birinde ise Irak Parlamentosu Kerkük Milletvekili Halid el-Mafraci’nin olduğu belirtildi. Mafraci Twitter’dan paylaştığı mesajda, bu iddiayı reddederek, “Filistin topraklarını zorla gasp eden ve Filistinleri yurtlarından çıkaranların söylediği yalanlar beni şaşırtmadı. Fakat bu yalancılara bu kadar kolay inananlara şaşırdım” ifadelerini kullandı.
Eski milletvekili Misal el-Alusi’nin Ekim 2004’teki ziyareti dışında hiçbir Iraklı yetkili İsrail’i ziyaret etmedi. Alusi ise bu ziyaretin ardından Ahmet Çelebi liderliğindeki Irak Ulusal Kongre Partisi’nden ihraç edildi.
İddialara inceleme
Öte yandan, dün Irak Meclis Başkan Yardımcısı Hasan el-Kaabi, Dışişleri Bakanlığı'ndan ve Meclis Dış İlişkiler Komitesi’nden bu iddiaları incelemeleri talebinde bulundu. Kaabi açıklamasında Dışişleri Bakanlığı’ndan, Batılı ve Siyonist medyada yer alan son bir yılda 3 Iraklı heyetin İsraili ziyaret ettiği iddialarını soruşturmasını talep ederek, işgal altındaki toprakları ziyaret etmenin “kırmızıçizgi” olduğunu ve bunun Müslümanlar için oldukça hassas bir konu olduğunu vurguladı.
Irak Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu tarafından dün yapılan açıklamada bu iddiaların “Irak içinde kriz yaratmaya yönelik bir oyunun parçası” olduğu belirtildi. İddiaların açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Komisyon, ulusal güvenlik ve istihbarat servislerinin bu iddiaların doğru olup olmadığını ortaya çıkarmak için çalışmalara başladığını kaydetti. Komisyon üyesi Fırat et-Temimi yaptığı açıklamada, Komisyon’un Çarşamba günü Dışişleri Bakanı Muhammed Ali el-Hakim’i ziyaret edeceğini ve Irak’ın, Filistin meselesinde iki devletli çözüme yönelik tutumuyla ilgili basında yer alan ve Bakan’a atfedilen ifadelerin sorulacağını belirtti.
Irak Dışişleri Bakanı'nın geçtiğimiz hafta basında yer alan Irak'ın, Filistin meselesinde iki devletli çözüme destek vermesiyle ilgili eski açıklamaları, siyasi çevreler arasında büyük bir tepki yaratırken bu tepkiler Bakan’ın görevden alınmasını talep etme boyutuna ulaştı. Tepkilerin ardından açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı, Irak’ın Filistin’in Filistinlilerin toprağı olduğunu ve bu topraklarda özgürce hareket etme haklarının yanı sıra başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurma haklarını desteklediğini vurguladı. Irak’ın 2002 Beyrut Zirvesi'nde sunulan Arap Barış Girişimi’nin yanı sıra Arap ve uluslararası barış girişimlerini desteklediğine dikkat çekilen açıklamada, konunun sonraki Arap zirvelerinin gündeminde kalıcı bir madde haline geldiğine işaret edildi.
‘İsrail’in oyunu’
Iraklıların İsrail’i ziyaret etmesiyle ilgili açıklama yapan Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin Basın Ofisi Müdürü Hişam Rikabi, bu ziyaretlerin “İsrail’in bir başka oyunu ve alışıla gelmiş yalanları” olduğunu söyledi.
Irak Stratejik Araştırmalar Grubu Başkanı Vasık el-Haşimi ise konuyu, İsraillilerin normalleşme meselesinin nabzını tutmak için zaman zaman yaptıkları “propaganda girişimi” olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Haşimi, bu konunun, bazı bölgesel ve uluslararası çevrelerin, Irak’ta siyasi taraflar arasında bu yönden sarsıntı yaratarak ya da İsrail’le normalleşme fikrini ortaya atarak Irak'ta ek sorunlar yaratma çabaları olabileceğini düşünüyor. Haşimi, “İsrailli bir analistin bazı milletvekillerinin isimlerinden bahsetmesi ve İsrail’i ziyaret ettiklerini söylemesindeki maksadın ne olduğunu ise bilemiyorum” dedi.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."