Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca yeniden yargılanacak

Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca yeniden yargılanacak
TT

Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca yeniden yargılanacak

Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca yeniden yargılanacak

"Uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan hapis cezası alan oyuncular Çağatay Ulusoy, Gizem Karaca ve Cenk Eren'in de aralarında bulunduğu 20 sanıklı dava, temyize gönderildiği İstinaf Mahkemesi'nce yeniden görülecek.
"Uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası alan oyuncular Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca ile 6 yıl 3 ay hapis cezası alan şarkıcı Cenk Eren'in de aralarında bulunduğu 20 sanıklı dava, temyize gönderildiği İstinaf Mahkemesi'nce yeniden görülecek. 
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu 34 sanık hakkında 16 Mayıs 2018'de verdiği karar, kimi sanık avukatlarının yaptıkları temyiz başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi (İstinaf Mahkemesi) tarafından incelendi. 
Talepleri 9 Ocak'ta karara bağlayan ceza dairesi, "uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası alan oyuncular Çağatay Ulusoy ve Gizem Karaca ile 6 yıl 3 ay hapis cezası alan şarkıcı Cenk Eren'in de aralarında bulunduğu 20 sanık yönünden davanın yeniden görülmesine hükmetti. 
Ünlüler 21 Mart'ta yeniden hakim karşısında olacak
Tutuklu sanıklar Ferdi Özer ve Aydın Sarıoğlu'nun tahliyelerine ve tutuklu sanık Murat Özgener'in bu halinin devamına de hükmeden daire, 20 sanıklı dosyanın diğer sanık dosyalarından ayrılarak ayrı bir esasa kaydını da karara bağladı. 
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından firari sanıklar Aslı Şenyüz ve Cihan Şenyüz'ün yakalama kararlarının devamını kararlaştıran daire, yeniden yargılamanın yapılacağı ilk duruşmanın 21 Mart'ta gerçekleştirilmesine hükmetti. 
Karara göre, Çağatay Ulusoy, Gizem Karaca, Cenk Eren, Hüseyin Orçun Benli, Ayşe Selin Boronkay, Aydın Sarıoğlu, Cihan Şenyüz, Ergun Taş, Ferdi Özer, Feruz Tuncel, Mehmet Çakır, Murat Özgener, Mustafa Kabahor, Niyazi Canbaz, Nuri Kösem, Özgür Sanlav, Tolga Disanlı, Yusuf Hasan Akgün, Aslı Şenyüz ve Kaan Turgut, yeniden yargılanacak. 
Yerel mahkeme kararı
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Mayıs'ta verdiği kararla, oyuncular Çağatay Ulusoy, Gizem Karaca ve Hüseyin Orçun Benli ile şarkıcı Cenk Eren'e (Yüksel Venedik) savcının talep ettiği, "uyuşturucu madde kullanmak" suçundan değil, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan hapis cezaları vermişti.
Oyuncular Ulusoy, Karaca ve Benli ile menajer Boronkay'a 4 yıl ikişer ay hapis cezası öngören heyet, şarkıcı Eren'e ise uyuşturucu maddenin kokain olması gerekçesiyle artırım uygulayarak aynı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesini kararlaştırmıştı.
Diğer 29 sanığın "uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan 4 yıl 2 ay ile 18 yıl 9 ay arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmasına hükmeden heyet, başka suçtan tutukluların da aralarında bulunduğu 4 sanığın tutuklanmasını, 3 sanık hakkında ise yakalama emri düzenlenmesini kararlaştırmıştı. 
Kimi sanık avukatlarınca bu karar temyiz edilmişti. 



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature