Husiler BM’nin klor yardımını gasp ederek sattı

Eski Sana’da iki seyyar satıcı
Eski Sana’da iki seyyar satıcı
TT

Husiler BM’nin klor yardımını gasp ederek sattı

Eski Sana’da iki seyyar satıcı
Eski Sana’da iki seyyar satıcı

Yemen’de Husilerin Birleşmiş Milletler (BM) yardımlarını gasp ederek ticaretini yaptıklarına dair iddialar sürüyor. Yemenli kaynakların, dün yaptığı açıklamada, UNICEF tarafından içme suyunu arıtmak için hibe edilen büyük miktarda klorun Husiler tarafından çalındığı belirtildi.
Bu açıklama, BM’nin Hudeyde şehrine yakın depolarda bulunan gıda yardımlarının dağıtılmasıyla ilgili sıkıntıların bulunduğunu açıklamasının ardından geldi. Yardım depoları Husi milislerin yer aldığı bölgelere yakın bulunuyor.
Yemen yerel kaynakların bildirdiğine göre 4 Husi militanı, UNICEF’in halkın koleradan korunması için içme suyunu arıtmak üzere verdiği kloru gasp ederek, bir tüccara 60 milyon riyal (Dolar yaklaşık 500 riyal) karşılığında sattı.
Kaynaklar, Husi yetkililerin su idaresi depolarında bulunan kloru gasp ettikten sonra iki kamyonla bir tüccara götürüp sattıklarını söyledi. Husiler, olaya tanıklık eden kişileri tehdit ederek olayın üzerini kapatmaya çalıştılar.
Sana’daki sağlık sektörü çalışanlarının Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamaya göre Husiler, gelen tonlarca tıbbi yardımı, devletin hastanelerine götürmek yerine, kendi yaralılarını tedavi etmek için sahra hastanelerinde kullanmak üzere yağmaladılar.
Örgütün yasal olmayan hükümetinin Sağlık Bakanı olarak atadığı ve aşırılıkçı görüşleriyle bilinen Taha el- Mütevekkil, pek çok kez uluslararası kuruluşlardan tıbbi yardım istedi. Ancak bu yardımların nereye gittiğiyle ilgili şeffaflık bulunmuyor.
İran yanlısı Husiler, ülkedeki insani durumu koalisyonun kendilerine yaptığı baskıyı azaltmak için kullanıyor.
Öte yandan dün yayınlanan BM raporuna göre Hudeyde’nin kurtarılmasıyla ilgili çatışmaların başladığı Haziran ayından bu yana bir milyon kişi bölgeden ayrıldı.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA) tarafından yayınlanan raporda, 15 Haziran ile 15 Ocak arasında, Hudeyde’den ayrılarak ülkenin değişik yerlerine göçmüş ailelerin sayısı 174 bini buldu. Bu da bir milyondan fazla kişiye tekabül ediyor.
Raporda, OCHA’nın yaklaşık bir milyon insanın yardım talebine hızlı bir şekilde cevap verdiği bilgisi de yer alıyor. Hudeyde halkına yardım sağlamak için gönderilmiş gıda depolarına ulaşmanın hala sorun olduğu söylenen raporda, bir ay boyunca 3.5 milyon insanı besleyecek olan un depolarına da ulaşılamadığı açıklandı.
Yine Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşların da depoları hala kapalı durumda.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.