Afganistan: Hikmetyar, Cumhurbaşkanı adayı

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (sağdaki) İslamabad’da Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile birlikte (AFP)
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (sağdaki) İslamabad’da Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile birlikte (AFP)
TT

Afganistan: Hikmetyar, Cumhurbaşkanı adayı

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (sağdaki) İslamabad’da Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile birlikte (AFP)
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (sağdaki) İslamabad’da Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile birlikte (AFP)

Afgan liderlerden Gülbeddin Hikmetyar, Cumhurbaşkanı Eşref Gani’ye karşı Afganistan cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışına girmeye karar verdiğini açıkladı.
1990’lardaki kanlı iç savaş sırasında Kabil’de kendisine bağlı binlerce savaşçısı olan Hikmetyar, 2016’da sürgünden dönmesinden bu yana ülkede tartışmalı bir sembol.
Analistler Hikmetyar’ın Temmuz ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine girme kararının liderliğini yaptığı Hizb-i İslami’yi yasallaştırmaya yönelik bir girişim olduğunu söyledi. Hikmetyar’ın grubu Afganistan’daki iç savaş sırasında savaş suçları işlemekle suçlandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2003 yılında Hikmetyar’ı terör listesine ekledi. Ancak Washington daha sonra siyasi lider ile barış anlaşması yapılması yönündeki bir kararı memnuniyetle karşıladı.
Hikmetyar, Kabil’deki bir basın toplantısında şunları söyledi: “Mevcut hükümet, Taliban ile savaşı bitiremedi. Bugün ülkemizin durumu, halkın çoğunluğunun desteklediği seçilmiş bir başkan tarafından yönetilen güçlü bir merkezi hükümet gerektiriyor.”
Cumhurbaşkanı Gani’nin ikinci dönem için adaylığını açıklaması beklenirken, İçişleri Bakanı Emrullah Salih, Cumhurbaşkanı Gani’nin yanında başkan yardımcılığı için seçimlere girmek üzere istifa ettiğini açıkladı.
Pakistan ve Taliban arasındaki anlaşmazlıkları daha da arttıran bir adımda, Taliban bir ay önce Abu Dabi’de iki taraf arasındaki diyaloğun son turunda tartışılan noktalardan geri adım atmakla suçlayarak ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile Pakistan’ın başkenti İslamabad’da görüşmeyi yine reddetti.
Taliban, Pakistan medyasının hareketin temsilcilerinin ABD’nin Afganistan Temsilcisi ile Perşembe günkü İslamabad ziyareti sırasında bir toplantı yaptıkları yönündeki haberlerini yalanladı.
Hareketin sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından yapılan açıklamada, Pakistan medyası tarafından yayınlanan ve hareketin temsilcileri ile ABD Temsilcisi Zalmay Halilzad arasında bir görüşme yapıldığını belirten iddiaların asılsız olduğu kaydedildi.
Taliban, Abu Dabi’de veya önceki turlarda müzakere edilen noktalara geri dönmezse, ABD Temsilcisi ile tüm müzakereleri durduracağı tehdidinde bulundu. Bu noktalar, Taliban tarafından kabul edilebilir bir zamanda tüm yabancı birliklerin Afganistan’dan çekilmesi, Afganistan hükümet güçlerinin esirlerinin serbest bırakılması karşılığında hareketin esirlerinin serbest bırakılması ve diğer ülkelere seyahat etmeleri ve onlarla iletişim kurmaları için hareketin liderlerinin isimlerinin BM yaptırım listesinden çıkarılmasına odaklanıyor.
Zebihullah Mücahid, Afganistan hükümetinin ülkedeki ABD kuvvetlerine bağlı olduğunu ve Afganistan’ın geleceğine karar verme ihtimalinin olmadığını söyleyerek, hareketin Afganistan hükümetiyle Kabil’de herhangi bir diyalogu daha önce reddettiğini ve reddetmeye devam edeceğini belirtti.
Pakistan müzakereleri çıkmazda
Pakistan haber ajansı Geo News’in bildirdiğine göre İslamabad’daki diplomatik kaynaklar dün, ABD Temsilcisi’nin Pakistan ziyaretinin süresini uzattığını söylediler.
Alman haber ajansının aktardığına göre, söz konusu kaynaklar, ABD Temsilcisi’nin ülkesine geri dönmeyi planladığını, ancak ABD ile Taliban arasındaki müzakerelerin bir sonraki turunun gerçekleştirilmesi kararını takiben ziyaretini uzattığını belirttiler. Dönüş tarihinin henüz belirlenmediğini eklediler.
ABD Temsilcisi ile Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi arasında yapılan görüşmede, ABD ile Taliban arasındaki bir sonraki müzakere turunun Cuma günü İslamabad’da gerçekleştirilmesi kararı alınmıştı. Kureyşi’ye yaptığı ve dört ülkeyi kapsayan ziyaretin bir parçası olarak Cuma günü Pakistan’a giden Halilzad, ABD liderliğinin Pakistan’ın Afganistan’da barış ve uzlaşı sağlama çabalarını değerlendirdiğini söyledi. ABD Temsilcisi, Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmenin ardından Pakistan Başbakanı İmran Han’ı ofisine çağırdı. Kaynaklar ayrıca, Halilzad’ın Başbakan’a Taliban’la diyalog süreci konusunda güvence verdiğini ifade etti. Başbakan, Afganistan’da barışı sağlamanın İslamabad’ın çıkarlarına hizmet ettiğini ve Pakistan’ın barış sürecindeki desteğini vurguladı. Bu, Halilzad’ın göreve geldiğinden beri Afganistan uzlaşısı için bölgeye yaptığı beşinci ziyaret.
Anadolu  Ajansı, isminin açıklanmasını istemeyen Pakistanlı üst düzey askeri bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “Taliban temsilcileriyle sürekli iletişim halindeyiz, ancak ABD heyetiyle İslamabad’da görüşmeyi reddediyorlar.”



Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdi

Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
TT

Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdi

Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)

ABD’deki Demokrat Partili eyalet valileri, Başkan Donald Trump'ın dün belgesiz göçmenlerin gözaltına alınmasına karşı düzenlenen protestoları bastırmak üzere Los Angeles'a Ulusal Muhafızların konuşlandırılması talimatı vermesini, bu konudaki yetkinin eyalet valisine ait olduğunu vurgulayarak eleştirdiler.

Ortak bir açıklama yapan valiler, Başkan Trump'ın Kaliforniya eyaletine bağlı Ulusal Muhafızları konuşlandırma hamlesinin ‘endişe verici bir yetki suiistimali’ olduğunu söylediler. Valilere eyaletlerindeki Ulusal Muhafız güçlerini yönetme yetkisi veren yürütme yetkisine saygı gösterilmesinin önemli olduğunu da sözlerine eklediler.

Trump dün, göçmenlere yönelik baskınların ardından düzenlenen ve bazılarında şiddet olaylarının yaşandığı protesto gösterilerinin ardından, eyalet valisinin talebine rağmen ender görülen bir hamleyle Ulusal Muhafızların Los Angeles’ta konuşlanmaya başladığı sırada ‘kanun ve düzen’ getirme sözü verdi.

Gazetecilere yaptığı açıklamada Los Angeles'a gönderilen birliklerin ‘çok güçlü bir şekilde kanun ve düzen’ uygulayacağını söyleyen Trump, ‘şiddet yanlısı insanlar olduğunu ve yaptıklarının yanlarına kar kalmasına izin vermeyeceklerini’ de sözlerine ekledi.

Protestoları bastırmak için silahlı kuvvetlerin konuşlandırılmasına izin veren ‘Ayaklanma Yasası’nın etkinleştirilmesiyle ilgili bir soruya yanıt olarak Trump, “Her yerde askerlere bakıyoruz. Bunun ülkemizde olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

fgtrh
Los Angeles'ta bir kolluk kuvveti protestoculara şok bombası atıyor (AFP)

ABD ordusu, 79. Piyade Tugayı Muharebe Takımı’ndan 300 askerin Los Angeles’taki üç farklı yere konuşlandırıldığını ve ‘federal mülkleri ve personeli koruduğunu’ açıkladı.

Üniformalı, otomatik silahlı ve zırhlı memurlar, saat 14.00 (21.00 GMT) sularında belediyle binası önünde ‘büyük hareket” çağrıları yapıldığı sırada ülkenin batı kıyısındaki şehrin belediyesi yakınlarında konuşlandırıldı. Görüntülerde çok sayıda polisin tam teçhizatlı olduğu görüldü.

Bu gelişmeden iki gün önce Latin kökenli nüfusun yoğun olduğu kentte onlarca göçmenin tutuklanmasını protesto eden kalabalığa federal ajanların ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kapsülleriyle ateş açtığı çatışmalar yaşanmıştı. Vali Gavin Newsom dün, X platformundan yaptığı paylaşımda “Trump Los Angeles’a karşılanmamış ihtiyaçları gidermek için değil, kriz yaratmak için 2 bin Ulusal Muhafız gönderiyor. Daha fazla baskı, daha fazla korku ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos umuyor” ifadelerini kullandı.

Vali Newsom, şöyle devam etti:

“(Başkan Trump) Daha fazla baskı, daha fazla korku tacirliği ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos yaratmayı umuyor. Sakin olun ve asla şiddet kullanmayın. Barışçıl kalın.”

Cumhuriyetçiler dün, Vali Newsom ve diğer yerel yetkililerin protestoların çoğunlukla barışçıl olduğu ve Ulusal Muhafızların konuşlandırılmasının gerilimi arttıracağı yönündeki açıklamalarına itiraz ederek Trump'ın yanında yer aldılar. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ABC'ye verdiği demeçte “Bu konuda hiç endişeli değilim. Newsom orada gerekeni yapma konusunda yetersizlik ya da isteksizlik gösterdi, bu yüzden Başkan devreye girdi” şeklinde konuştu.

Savunma Bakanı Pete Hegseth'in Ulusal Muhafızları desteklemek üzere Deniz Piyadelerini çağırma tehdidini yorumlayan Johnson, bunun abartı olduğunu düşünmediğini belirterek “Ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmalıyız” dedi.

Öte yandan Vermont Senatörü Bernie Sanders, bu hamlenin Trump'ın otoriterliğinin altını çizdiğini söyledi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Sanders, yasadışı baskınları kınadı. Vermont Senatörü, provokasyon yapılmasını, olağanüstü hal ilan edilmesini ve askerlerin konuşlandırılmasını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

ABD Ulusal Muhafızları (aynı zamanda yedek ordu) genellikle Los Angeles yangınları gibi doğal afetler ve zaman zaman da sivil ayaklanmalar için, ancak genellikle yerel yetkililerin onayı ile göreve çağrılır.

Daha önce İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) başkanlığını yapmış olan ABD'li aktivist Kenneth Ross, 1965 yılından bu yana ilk kez Ulusal Muhafızların eyalet valisinin talebi olmadan görevlendirildiğini belirtti. Ross, BaşkanTrump'ın ‘belgesiz göçmenlere yönelik baskınları sürdürmek için şov yaptığını’ söyledi.

Silahlı ve maskeli Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlileri cuma günü, Los Angeles'ın çeşitli bölgelerinde baskınlar düzenleyerek öfkeli kalabalıkların toplanmasına ve saatlerce süren çatışmaların patlak vermesine yol açtı. Los Angeles’taki protesto gösterilerinin başlamasından önce CBS News tarafından yapılan bir anket, Amerikalıların küçük bir çoğunluğunun göçmen karşıtı baskıları desteklediğini ortaya koydu.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum dün yaptığı açıklamada ABD’de yaşayan göçmenleri savundu. Sheinbaum, ABD’de yaşayan Meksikalıların suçlular değil, daha iyi bir hayat arayan ve ailelerini geçindirmek için gurbete giden dürüst kadınlar ve erkekler olduğunu söyledi.