Maduro'dan canlı yayında Erdoğan'a mesaj

Maduro'dan canlı yayında Erdoğan'a mesaj
TT

Maduro'dan canlı yayında Erdoğan'a mesaj

Maduro'dan canlı yayında Erdoğan'a mesaj

Venezuela’nın Devlet Başkanı Nicolas Maduro, İspanyol La Sexta’ya televizyonuna verdiği röportajda, “Türkiye ile ittifakımızı; ekonomik, ticari, finansal ve teknolojik açıdan güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, İspanyol La Sexta TV kanalında yayınlanan ‘Salvados' isimli programa konuk olarak Gazeteci Jordi Evole'nin sorularını yanıtladı. Maduro, Guaido'nun yaptığı çağrı sonrasında ayrılmayı düşünüp düşünmediği hakkında sorulan soruya, “Ülkemiz için iyi olan şey Anayasamıza saygılı olmak. Ben öncelikle bunu yapıyorum. Anayasaya saygı duymaya ve uygulamaya yemin ettim. Bu benim görevim” dedi.
“20 yıllık mücadele deneyimimiz var” 
Maduro'ya Irak'ta neler olduğu, Saddam Hüseyin'in başına ne geldiği, Libya'nın yıkılmasının sonuçları ve Kaddafi'nin durumu hatırlatılarak bunun kendisini korkutup korkutmadığı sorulduğunda ise, Maduro, “İnsanlığın ders alması gereken ciddi hatalar oldu. Bush-Aznar koalisyonunun Irak savaşına yol açtığı ve hesabını ödediği hataları unutmayın. Bu hatalar ve dehşet, Venezuela'da da işlendi. 20 yıllık mücadele deneyimimiz var. Gerçekten, bir proje ve ülkenin liderliği ile tarihsel bir karaktere sahip bir gücüz. Her şey kuzey imparatorluğunun (ABD) deliliğine ve saldırganlığına bağlı” ifadelerini kullandı.
“Avrupa önce kendi içine baksın” 
Dünyadaki en büyük güçler tarafından tehdit edilmenin binlerce masum Venezuelalının hayatıyla ödenecek sonuçlar doğurabileceğini söyleyen Maduro, "Avrupa Birliği neden dünyadaki bir başka ülkeye devlet başkanı seçimlerini tekrar etmeleri gerektiğini söylemiyor?” dedi. AB'nin, Mayıs 2018'de kazandığı devlet başkanlığının seçimlerinin verilerini tartışması konusunda ise Maduro, “Seçim olmasını reddetmiyorum ki, 2024'te zaten seçim var. Avrupa'nın Venezuela hakkında söylediklerini umursamıyoruz. İşsizlik ya da göç gibi sorunlarıyla ilgilenen Avrupa önce kendi içine baksın” dedi.
“Ellerini kanla lekeleyen hatalar yapıyorlar” 
ABD ve Trump'la ilgili düşünceleri sorulan Maduro, “ABD, 20'nci yüzyılda yaşanan askeri darbelere, kukla hükümetlere ve ülkelerin kaynaklarını yağmaladığı döneme dönmek istiyor. Ellerini kanla lekeleyen hatalar yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Devlet başkanını sadece insanlar seçer” 
Guaido'nun kendisini devlet başkanı ilan eden bir palyaço olduğunu söyleyen Maduro, hareketin anayasal bir temeli olmadığını söyledi. Maduro, “Devlet başkanını sadece insanlar seçer. Sadece insanlar onu koltuğa oturtur. Guaido'nun, ülkenin maksimum makamını üstlenmeye yetkisi yoktur” dedi. Venezuela'da insani bir kriz olmadığını söyleyen Maduro, “Sosyal bakımdan politik olarak ülkemize açılmış ekonomik bir savaş var. O yaralarını hafifletmesine izin verilmiyor Venezuela'yı terk eden birçok insan aldatıldı, Yanlış bir vizyonla, umutla ayrıldılar” ifadelerini kullandı.
“Ne yaptığını iyi düşün” 
Canlı yayında sürpriz bir sürpriz yapan Maduro, Guaido'yu cep telefonunda aradı. Programın suncusu Evole'ye, “Guaido'nun telefon numarası var, sakıncası yoksa arayacağım. Açarsa konuşacağım” dedi. Guaido cevap vermeyince, mesaj bırakan Maduro, “Ne yaptığını iyi düşün. Genç bir adamsın. Yıllarca bu ülke için mücadele ediyorum. Ülkeye daha fazla zarar verme. Darbe stratejisini terk et. Kimsenin seçmediği bir başkanlığı taklit etme. Eğer bir şeye katkıda bulunmak istersen. Oturur yüz yüze masada konuşuruz” şeklinde konuştu.
“Türkiye ile ittifakımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz” 
Devlet Başkanlarına mesajlar vermesi istenen Maduro, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a,” Ekonomik, ticari, finansal ve teknolojik ittifakımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” ; Arjantin Devlet Başkanı Mauriccio Macri'ye, “Macri patenlerini giysin çünkü bu yıl başkanlık dışı kalacak” ; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ,“Her zaman söylediğim gibi, arkadaşlığı ve desteği için teşekkürler” ; Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya,” Sanırım ona hiçbir şey söylemeyeceğim çünkü onun bir ülkeyi gerçekten yönetip yönetmediğini bilmiyorum” ; Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya, “Sağlığı ile ilgilenmeli. Oldukça kötü görünüyor” ; Meksika Devlet Başkanı Luis Obrador'a, “Latin Amerika vizyonuna katılıyorum” ; Fransa Başbakanı Emmanuel Macron'a, “Sarı yeleklileri dinlesin”; Almanya Başbakanı Angela Merkel'e, “Birçok Avrupalıya söylediklerimi ona da tekrarlayayım. Diğer Venezuela'yı da görmeye çalış. Diğer Venezuela'yı da dinlemeye çalış. Gerçek Venezuela'yı. Sadece bir sektörü dinlemeyin. Daha fazla dinleyin” mesajlarını verdi. 



Hamaney, Saddam, Kaddafi ve Jong-Un

Hamaney, Saddam, Kaddafi ve Jong-Un
TT

Hamaney, Saddam, Kaddafi ve Jong-Un

Hamaney, Saddam, Kaddafi ve Jong-Un

İbrahim Hamidi

İran-İsrail çatışmasının ortasında İran'ın üç ana nükleer tesisi olan Natanz, İsfahan ve Fordow'u vurma kararıyla, ABD Başkanı Donald Trump, sadece tabanı ve dış savaşlara dahil olmama vaatleriyle bağlarını koparmakla kalmadı, aynı zamanda, selefi Amerikan başkanlarının “diplomatik seçeneği” tercih ederek, kaçındıkları “askeri seçeneği” de benimsedi.

Temel soru şu: Dini Lider Ali Hamaney buna nasıl karşılık verecek?

Kitle imha silahlarına sahip olmaya çalışan diğer rejimlerin ve ülkelerin deneyimlerini ve nasıl sonuçlandıklarını gözden geçirelim.

Irak deneyimi. 1981 yılında İran-Irak Savaşı'nın ortasında İsrail, Saddam Hüseyin'in nükleer program inşa etmeyi amaçlayan gizli projesini bombaladı. 1991 yılında Kuveyt'in Saddam'ın işgalinden kurtarılmasının ardından, ABD'nin Saddam’ın muhaliflerine verdiği destek durdu. Bu durum Saddam'ın muhaliflerine karşı üstünlüğünü kanıtlayacak ve karşı devrimi ezecek silahlar kullanmasına olanak tanıdı. 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD, Irak'ta kitle imha silahları bulunduğunu ve Saddam'ın bunlara sahip olmaya çalıştığını gündeme getirdi. “Müfettişler” krizi ve daha sonra asılsız olduğu ortaya çıkan iddialar, ABD Başkanı George W. Bush'un 2003 yılında Irak'ı işgal ederek Saddam rejimini devirme kararının gerekçeleri arasında yer alıyordu.

Libya deneyimi. Saddam rejiminin silah zoruyla değiştirilmesi, domino etkisi endişesiyle Trablus'ta yankı buldu. Böylece Pan Am uçağına yerleştirilen bomba da dahil olmak üzere çeşitli maceraları nedeniyle zaten kendisine yönelik ablukanın altında ezilen lider Muammer Kaddafi, 2003 yılı sonunda kitle imha silahları programından vazgeçmeye hazır olduğunu açıkladı. Kaddafi rejimi ve ailesinin hayatta kalması karşılığında kitle imha silahlarından vazgeçildi. Böyle de oldu ve Kaddafi, Batı ve uluslararası çevrelere geçici bir süreliğine geri döndü. Çadırını sokaklara ve lüks sarayların yakınlarına kurdu. 2011 yılında “Arap Baharı”nın patlak vermesinin ardından NATO'nun devreye girmesiyle Kaddafi rejimi değişirken, “Albay”ın sayfası da muhalifleri tarafından kapatıldı.

Esed, 2013 yılında kimyasal silah programından vazgeçti. 2024 yılı sonunda muhalif güçler Şam'a doğru ilerledi ve Esed kaçtı. Rejim değişti ve yeni hükümet ondan kalan tüm kimyasal silah programlarından vazgeçti

Suriye modeli. İsrail uçakları, 2007 yılında Beşşar Esed'in ülkenin kuzeydoğusundaki Deyrizor kırsalında inşa ettiği küçük bir nükleer tesis programını imha etti. Ertesi yıl bir İsrail komando birliği, Esed'in danışmanı ve gizli nükleer programın sorumlusu olan General Muhammed Süleyman'ı öldürdü. Arap Baharı’nın patlak vermesinin ardından Beşşar, barışçıl gösterilere silahla karşılık verdi. Krizin büyümesiyle birlikte Başkan Barack Obama, kimyasal silahların kullanımına karşı uyarıda bulunarak, bunun aşılması halinde güçle karşılık verilecek bir “kırmızı çizgi” olduğunu söyledi. Esed güçleri 2013 yazında kimyasal silah kullandı. Obama neredeyse güç kullanacaktı, ancak diplomatik çözümden yana tavır aldı. Devlet Başkanı Vladimir Putin bunu hemen değerlendirdi ve bir ABD-Rusya anlaşması üzerinde çalıştı: Suriye rejiminin bekası karşılığında Esed’in kimyasal silah programından vazgeçmesi. Kimyasal silahlardan vazgeçilmesi programıyla, 2015'teki askeri müdahalenin ardından Rusya'nın desteğiyle Esed'in nüfuzunu yeniden tesis etmesi programı arasında paralellik vardı.

Suriye’de pek çok değişiklik yaşandı. 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi sınırındaki yerleşim yerlerine düzenlenen saldırının ardından, İsrail'in  Hizbullah ve Suriye'deki İran milislerinin gücünü yok etmesi ve Rusya'nın Ukrayna ile meşgul olmasıyla beraber, muhalif güçler Şam'a doğru ilerledi ve Esed 2024'ün sonunda Moskova'ya kaçtı. Suriye rejimi değişti ve yeni Suriye hükümeti ondan kalan tüm kimyasal silah programlarından vazgeçti.

Babası Kim Jong-İl ve büyükbabası Kim İl-Sung'dan “ertesi günü” miras alan Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un, nükleer testleri tekrarlıyor. Onları taşıyacak füzelerle birlikte nükleer bombalarının sayısı 60'ı aştı

Kuzey Kore. Mart 1994'te Washington, Pyongyang'ın nükleer silah geliştirmesine izin vermeyeceğini açıkladı. Kuzey Kore, Mayıs 1994'te nükleer programı konusunda tansiyonu yükselten bir adım atarak, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekildiğini duyurdu.

Başkan Bill Clinton askeri seçenekten vazgeçip, diplomatik seçeneği benimsemeyi kabul etti. 21 Ekim 1994'te Kuzey Kore ile Washington, Tokyo ve Seul'ün Pyongyang'a iki nükleer reaktör temin etmeyi, yaptırımları kaldırmayı ve enerji için yakıt temin etmeyi taahhüt ettiği, karşılığında Pyongyang'ın nükleer tesislerini uluslararası müfettişlere açmayı kabul ettiği bir anlaşma imzaladı.

ABD, 2002 yılında Kuzey Kore'nin 1994 tarihli anlaşmayı ihlal ederek nükleer silah üretmeye çalıştığını açıkladı. Ülkeye yakıt ihracatını durdurdu. Pyongyang ise anlaşmadan vazgeçip, uluslararası nükleer anlaşmadan çekilerek buna yanıt verdi. 2005 yılında nükleer silah programına sahip olduğunu itiraf etti. 9 Ekim 2006'da ilk nükleer testini başarıyla gerçekleştirdiğini duyurdu. O tarihten bu yana, babası Kim Jong-İl ve büyükbabası Kim İl-Sung'dan “ertesi günü” miras alan Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un, nükleer testleri tekrarlıyor. Onları taşıyacak füzelerle birlikte nükleer bombalarının sayısı 60'ı aştı

Hamaney'in önünde, Irak, Libya, Suriye ve Kuzey Kore deneyimleri var ve bunlar çözüm, gerilimi tırmandırma ve sabır arasında İran'ın kaderinin nasıl olabileceğine dair bir fikir veriyorlar

İran senaryosu. Obama yönetimi ve Avrupalı ​​müttefikleri, iki yıl süren müzakerelerin ardından 2015 yılında Tahran ile nükleer programın sınırlandırılması ve askeri nitelik kazanmasının önlenmesi karşılığında yaptırımların kaldırılmasını içeren bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, İran'ın istikrarsızlaştırıcı bölgesel rolüne ve balistik füze programına değinmediği için Netanyahu ve Arap devletlerini kızdırdı. Trump 2018 yılında anlaşmadan çekilerek İran’a yönelik “azami” yaptırımları hayata geçirdi. İran, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 3,7'den yüzde 60'a çıkararak, bir bomba üretmek için gereken yüzde 90 oranına yaklaşarak karşılık verdi.

Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesinin ardından, “direniş ekseni”ndeki vekillerini, özellikle de Esed rejimi ile Hizbullah'ı kaybeden Hamaney’e anlaşma için  60 günlük bir süre verdi: “Ya nükleer anlaşma ya da askeri saldırı” dedi. 13 Haziran 2025'te verilen sürenin dolmasıyla İsrail, İran'a hava saldırıları düzenlemeye başladı. İran da insansız hava araçları ve balistik füzelerle karşılık verdi. Çatışmaların ortasında Trump, güçlerine İran tesislerini vurma emri verdi ve Hamaney'e “diplomatik çözüm”ü kabul etmesi çağrısı yaptı, aksi takdirde gerilimin daha da yükselmesi tehdidi ile yüzleşeceğini söyledi.

Hamaney'in önünde, Irak, Libya, Suriye ve Kuzey Kore deneyimleri var ve bunlar çözüm, gerilimi tırmandırma ve sabır arasında İran meselesinin kaderinin nasıl olabileceğine dair bir fikir veriyorlar. Birinci yol, Tel Aviv ile Tahran arasındaki askeri saldırıların devam etmesi, İran'ın bölgedeki Amerikan çıkarlarını hedef alması, “yıpratma savaşı”na girişilmesi ve İsrail'in “rejimi değiştirmeye” çalışması. İkinci yol, rejimin bekası ile nükleer emellerden vazgeçme arasında bir tercih yapılmasını içeren bir mutabakat zaptının imzalanması. Üçüncü yolsa bilhassa Hamaney yetkilerinin bir kısmını Devrim Muhafızları'na devrettiğinden, İran'ın uluslararası nükleer anlaşmalardan çekilme ve kalan uzmanları ile önümüzdeki yıllarda programını yeniden canlandırmaya çalışma kararı alması. İran ve bölge hangi yolu izleyecek?

Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.