İran Devrimi’nin ilk Cumhurbaşkanı: Humeyni davasına sadık kalmadı

İran Dini Lideri Ayetullah Humeyni ve Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr (Wikipedia)
İran Dini Lideri Ayetullah Humeyni ve Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr (Wikipedia)
TT

İran Devrimi’nin ilk Cumhurbaşkanı: Humeyni davasına sadık kalmadı

İran Dini Lideri Ayetullah Humeyni ve Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr (Wikipedia)
İran Dini Lideri Ayetullah Humeyni ve Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr (Wikipedia)
İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni’nin yol arkadaşı ve ilk Cumhurbaşkanı Ebu’l Hasan Beni Sadr, Humeyni’nin Fransa’dayken özgürlüğe inandığını, ancak Tahran'da uçaktan inerken tamamen değiştiğini söyledi.
Arabic.rt.com'un haberine göre, Beni Sadr, Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin 1979’daki İran İslam Devrimi’nden sonra ülkeye büyük umutlarla gelen kişileri hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti.

Ebu'l Hasan Beni Sadr
"İlkelerimizi Ku'ran ayeti gibi benimsedi, ama devrimden sonra kulak asmadı"
Fransa’nın başkenti Paris’in banliyösünde bulunan Versay şehrindeki evinde konuşan eski İran Cumhurbaşkanı, devrimden önce Fransa’da kaldıkları sırada Humeyni’nin kendisine iletilen önerileri Kuran ayeti gibi benimsediğini, ancak devrim gerçekleştikten sonra bu önerilere kulak asmadığını belirtti.
Sadr, "Belirlediğimiz ilkelerin uygulanması konusunda dini liderimizden söz almıştık" dedi ve "Fransa, fikir ve bilgi merkezimizdi. Humeyni, Kuveyt’in kendisini karşılamayı reddetmesinden sonra orayı seçmişti" diye ekledi.

İran'ın ilk Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr'ın 1979 ABD ile yaşanan rehine krizi sırasında çekilen fotoğrafı
Humeyni ve modern İslam
Beni Sadr, sözlerine şöyle devam etti:

"Humeyni Fransa’dayken özgürlükten yanaydı. Devrimin gerçekleşmemesinden, sonsuza kadar Fransa’da kalmaktan korkuyordu. Batılılar onu din ve devlet işlerini ayıran 'modern İslam'ın lideri olarak görüyordu."
"Uçağın merdiveninden inerken değişti"
Devrim gerçekleştikten sonra Tahran’a gelen Humeyni’nin uçağın merdivenlerinden inerken tamamen değiştiğini söyledi. ‘’İranlı mollalar onu etkisi altına alarak bugünkü diktatörlüğün kaderini çizdi’’ dedi.

Humeyni'nin Tahran'a inişi (1 Şubat 1979)
Başörtüsü ve insan hakları
İran’ın dini lideri olduktan sonra Kum Eyaleti’nde Humeyni’yi ziyaret ettiğini belirten Sadr, kendisine başörtüsü ve insan haklarıyla ilgili Paris’te verdiği sözleri hatırlattığını söyledi. Ancak Humeyni’nin ‘’Fransa’da rahatlıkla konuşabiliyordum. Söylediğim her şeyi önemseyerek söylemiyordum. Zaruri durumlarda davamızın aksine söylemlerde bulunmuş olabilirim" şeklinde cevap verdiğini belirtti.
Sadr, Humeyni'nin bu sözlerini "Benim için çok üzücü bir andı" cümlesiyle özetledi.

Beni Sadr, Mehdi Bezirgan (Başbakan) ve Ruhullah Humeyni devrimin ardından halkı selamlıyor (Fotoğraf: Wikipedia)
Ebu’l Hasan Beni Sadr kimdir?
85 yaşındaki eski siyasetçi Fransa’da kaldığı sürede Humeyni’ye en yakın kişiydi. 1979 İran İslam Devrimi’nden sonra Humeyni ile beraber Tahran’a gitti. 1980’de İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin düşmesinin ardından ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Haziran 1981’de görevinden azledilerek sürgün edildi.

Cumhuri İslami Gazetesi'nin manşeti: Başkomutan Beni Sadr görevden azledildi
Görevden alındıktan sonra Fransa’ya sürgün edilen Sadr, burada İranlı muhaliflerden oluşan ’İran Milli Direniş Konseyi’ni kurdu. Eski Cumhurbaşkanı halen Paris’te ikamet etmekte.


KGB, Brezilya üzerinden Batı’ya sızmak için belge ağı kurmuş

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
TT

KGB, Brezilya üzerinden Batı’ya sızmak için belge ağı kurmuş

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)
1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla kapanan KGB, bugünkü Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) dönüştürüldü (Reuters)

Sovyetler Birliği dağılırken KGB'nin Brezilya'da Brezilya'da kimlik belgeleri düzenleyerek bunları gelecek nesil ajanlar için sakladığı iddia ediliyor.

Brezilya’da Rus istihbaratının faaliyetine yönelik sahte kimliklerin incelenmesiyle ilgili süreçte, KGB’nin operasyonuna dair dikkat çekici detaylar ortaya çıktı.

Nisanda kimlik kartlarıyla ilgili yapılan adli analizlerde, bunların sahte veya çalıntı olmadığı belirlendi. Soruşturma yetkilileri, KGB’nin bazı nüfus kağıtlarını Soğuk Savaş’ta ülkeye getirilmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Görevler için takma isimler kullanan Batılı casusların aksine Rus ajanları, faaliyet gösterecekleri ülkede sahte kimliklerle uzun süre yaşıyor. Bu kimliklerle evlenip aile kuran ve çalışan ajanların, Brezilya’yı ABD’ye ve Avrupa’ya sızmak için bir üs olarak kullandığı düşünülüyor.

New York Times’ın haberinde, belgelerin yasal görünmesine rağmen sahte bilgiler içerdiğine dikkat çekiliyor. Yetkililer, bazı doğum belgelerinde adı geçen ebeveynlerin var olmadığını veya bu kişilerin, kaydedilen adlarla eşleşen çocuklara sahip olmadığını belirledi.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan bir istihbarat yetkilisi, belgelerde kullanılan bir adın, bir nesil önce Güney Amerika ve Avrupa'da çalışmış olan bir başka Rus ajanının Brezilya'daki takma adıyla aynı çıktığını da söylüyor.

Rus istihbarat servisleri üzerine araştırmalar yapan Britanyalı yazar Edward Lucas, şu ifadeleri kullanıyor:

Bu tam da Rusların yapacağı türden bir şey. Belgeleri yaratmak için gösterdikleri titizlik ve kuşaklar boyu sürecek bir planlama, onların düşünme şekliyle uyumlu.

NYT, Brezilya mahkemelerinin sözkonusu nüfus kağıtlarını ve doğum belgelerini gizli tuttuğunu belirtiyor. Brezilya istihbaratının incelemeleri devam ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, NDTV