​Pasifik'te Fransa - Avustralya ortaklığı

Avustralya Başbakanı Scott Morrison dün Canberra’da Avustralya Savunma Bakanı ile Fransız mevkidaşı arasında arabuluculuk yaptı  (AFP)
Avustralya Başbakanı Scott Morrison dün Canberra’da Avustralya Savunma Bakanı ile Fransız mevkidaşı arasında arabuluculuk yaptı (AFP)
TT

​Pasifik'te Fransa - Avustralya ortaklığı

Avustralya Başbakanı Scott Morrison dün Canberra’da Avustralya Savunma Bakanı ile Fransız mevkidaşı arasında arabuluculuk yaptı  (AFP)
Avustralya Başbakanı Scott Morrison dün Canberra’da Avustralya Savunma Bakanı ile Fransız mevkidaşı arasında arabuluculuk yaptı (AFP)

Çoğu kimse Hint ve Pasifik okyanuslarında en az 1,6 milyon Fransızın yaşadığı, çok sayıda adaya sahip olan Fransa’ya bağlı Yeni Kaledonya Adası sayesinde Fransa ile Avustralya arasında ortak bir sınır olduğunu bilmeyebilir.
Son yıllarda iki ülke arasında artan askeri ve stratejik ortaklık Fransa basını tarafından “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan 50 milyar dolar değerinde imzaların atılmasıyla taçlandı. Paris, Canberra’ya 12 yeni nesil denizaltı satışı gerçekleştirdi. Denizcilik alanında uzmanlaşmış devlet destekli Fransız şirketi Naval Group için büyük önem arz eden bu anlaşma alanının en büyüğü olarak kabul ediliyor.
Fransız analistlere göre anlaşma, endüstriyel-ticari özelliğinin yanı sıra hem Paris ile Canberra arasındaki “stratejik ortaklığın” önemine hem de Avustralya’nın Çin’in planlarının yanı sıra Pekin’in Çin Denizi ve Pasifik sularında yayılma arzusuyla ilgili bölgede stratejik hedefleri olduğuna işaret ediyor.
Bu büyük anlaşma, Avustralya’nın başkenti Canberra’da Başbakan Scott Morrison’ın katıldığı törende Avustralya adına Savunma Bakanı Christopher Pyne ve Fransa adına Silahlı Kuvvetler Bakanı Florence Parly tarafından imzalandı. Temelleri 2016 yılında atılan anlaşma, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen yıl Avustralya’ya gerçekleştirdiği ziyarette, üst düzey Avustralyalı yetkililerle gerçekleştirdiği görüşmelerin ana gündem maddesini oluşturuyordu.
Başbakan Marrison imza töreninde “iddialı bir proje” olarak nitelendirdiği anlaşmanın “Avustralya’nın barış döneminde savunmaya yaptığı en büyük yatırım” olduğunu söyledi.
Canberra, Adelaide Limanı’nda üretilecek 12 denizaltının ilk prototipini almak için uzun bir süre, 11 yıl beklemek zorunda. Bununla birlikte anlaşmaya göre Fransız şirketinin Adelaide’da bir gemi tersanesi inşa etmesi gerekiyor. Aynı zamanda Naval Group anlaşmaya yerel teknoloji transferi de dahil olmak üzere denizaltı inşası için katı şartlar getirdi. 12 denizaltının sonuncusunun yapımı 2040 yılında tamamlanacak.
Dün gerçekleşen imza töreninde konuşan Fransa Silahlı Kuvvetler Bakanı Parly, Avustralya’nın Fransa’ya vereceği güven ve Fransa’nın onlarca yıldır büyük yatırımlar yaparak elde ettiği teknik bilgileri Avustralya’yla paylaşma konularında çok dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
Fransız şirketlerinin bir takım aksiliklerle karşılaştığı büyük savunma anlaşmaları da var. Bunlardan biri de iki yıl önce, Fransa merkezli havacılık ve savunma şirketi Dassault Aviation tarafından üretilen Dassault Rafale tipi savaş uçakları için Hindistan’la yapılan anlaşma. Bu nedenle Naval Group, deniz gücünü artırmak isteyen Hollanda gibi diğer ülkelere kendini kanıtlamak için Avustralya ile yapılan bu anlaşmaya büyük önem veriyor.
Diğer yandan Paris, Avustralya Deniz Kuvvetleri’ne bu tür üstün teknik ve askeri denizaltıları sağlamanın Canberra'nın bölgesel güçlerin üstünlük kurmaya çalıştığı bir alanda, Çin ve ABD hırslarına karşı gelişmiş bir askeri varlığa sahip olmasına yardımcı olacağına inanıyor. Avustralya’nın bugün Fransa’nın Pasifik’teki “en iyi arkadaşı” olmasının yanı sıra iki ülkenin başta askeri ve stratejik olmak üzere her alanda ilişkileri sürekli gelişiyor.
Ancak iki taraf arasındaki ilişkiler her zaman bu düzeyde değildi. 1995 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Fransız Polinezyası takımadalarında yer altında nükleer testlerin yapılması kararı aldığında ilişkiler gerilmişti. Daha sonra 1996'da Paris’in daha fazla nükleer test yapmamaya dönük taahhüdü imzalaması durumu değiştirdi.
Avustralya Politik Strateji Enstitüsü’nden (ASPI) araştırmacı Dr. Malcolm Davis, dün Fransa merkezli Les Echos gazetesi tarafından aktarılan değerlendirmesinde Avustralya’nın Çin'i önemli bir diplomatik ve ticaret ortağı olarak gördüğünü ancak bununla birlikte Pekin’in özellikle Güney Çin Denizi’nin silahlandırılması konusunda giderek daha da sertleşen bir dış ve savunma politikası yürüttüğünü söyledi. Davis ayrıca Pasifik Okyanusu'nun güneyindeki etkisini güçlendirerek ABD’nin geleneksel stratejik hegemonyasıyla rekabet etmeye çalıştığını kaydetti.
Ancak Fransa da söz konusu endişelerden uzak değil. Cumhurbaşkanı Macron geçtiğimiz bahar Avustralya’ya yaptığı ziyarette Fransa-Avustralya-Hindistan ortaklığında bir eksen kurulması çağrısında bulundu. Hindistan ile gerçekleştirilen Dassault Rafale tipi savaş uçağı satış anlaşmasının ardından yapılan denizaltı anlaşması Paris’in istediği zemini hazırlamasına yardımcı oldu. Macron geçen yıl gerçekleştirdiği Sydney ziyareti sırasında böyle bir eksenin Çin’in “eşit bir ortaklığa girmesini” sağlayacağını belirtmişti. Ziyarette ayrıca iki ülke arasında periyodik olarak ortak askeri tatbikatlar yapılmasını sağlayan bir anlaşma da imzalandı.
Ancak ABD, Avustralya’nın bölgedeki bir numaralı stratejik ortağı olmayı sürdürüyor. İki ülke, askeri teknoloji ve istihbarat paylaşımı için kurulan ve “Beş Göz İttifakı” olarak adlandırılan ortaklığın üyesi. Beş Göz İttifakı’nda tamamı İngilizce konuşan ABD, Avustralya, İngiltere, Kanada ve Yeni Zelanda yer alıyor. Bununla birlikte ABD, Japonya'dan Güney Kore'ye kadar Filipinler, Hindistan, Singapur ve Vietnam'ı da kapsayan bir bölgede önemli savunma ortaklıklarına sahip. Sonuç olarak Fransa bölgede önemli bir ortak olabilir. Ancak bir numaralı ortak konumunda değil.



Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
TT

Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)

Avrupa Parlamentosu'nun geçen yıl Almanya'dan seçilen üyelerinden Joachim Streit, "Avrupa Birliği'ni güçlendirmeliyiz. Kanada Başbakanı'nın da dediği gibi, Avrupa dışındaki en Avrupalı ülke onlar" diyerek tartışmayı yeniden alevlendirdi. 

Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesi, "Kanada, 51. ABD eyaleti olmayacak ama AB'ye katılabilir mi?" başlıklı bir haber yayımladı. 

Özgür Seçmenler Partisi'ne (FW) bağlı siyasetçi, hayatında Kanada'ya ayak basmadığını söylüyor. Ancak yine de ABD'nin kuzey komşusunun birliğe katılması için yürütülen kampanyada başı çekiyor. 

Joachim Streit, ABD'nin yeni başkanının izlediği politikalara işaretle "Donald Trump'ın eylemleri sonucunda Kanadalıların da ABD'ye duydukları güven bizim gibi sarsıldı. Dostlarımızla aramızdaki bağları güçlendirmeliyiz" diyor. 

Geçen ay başlattığı kampanyayla Kanada'nın AB'ye tam üye olması gerektiğini savunan Streit, şu ifadeleri de kullanıyor:

Güçlü bir üye olurlar. Gayri safi milli hasıla açısından 4. sıraya yerleşirler. NATO'ya üyeler. Çalışma çağındaki Kanadalıların yüzde 58'i üniversite mezunu.

60 yaşındaki siyasetçi, Kanada'nın enerji kaynaklarıyla Avrupa'yı Rusya'ya karşı da rahatlatacağını savunuyor. 

Ocak sonunda eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Kanada'nın AB'ye davet edilmesi gerektiğini öne sürmüştü.  

Okyanusun iki yakasında yapılan anketler tarafların bu konuya sıcak baktığını gösteriyor.

Şubatta 1500 Kanadalıyla yapılan anket, yüzde 44'ünün AB'ye katılmaktan yana olduğunu ortaya koymuştu. 

Ancak AB Komisyonu Başsözcüsü Paula Pinho bu anketler kendilerini onurlandırsa da yalnızca Avrupa ülkelerinin birliğe katılmasını öngören AB Antlaşması maddesini martta hatırlatmıştı. 

Streit, bu engellerin aşılabileceği görüşünde. Fransa'nın denizaşırı topraklarının AB'nin parçası sayıldığını anımsatıyor.

Kanada'nın, Danimarka yönetimindeki Grönland üzerinden AB'ye komşu olduğunu da sözlerine ekliyor. 

Kampanyasını başlattığından beri Kanadalılarla sürekli temas halinde olduğunu belirten Streit, kendisine pek çok destek mesajı geldiğini belirtiyor. 

Streit, aldığı e-postalardan birinde "İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Kanada, Birleşik Krallık bağı üzerinden Avrupa toprağı sayılmalı" argümanının geldiğini açıklıyor. Kanada'nın sembolik devlet başkanı III. Charles'ın Avrupalı olduğunu hatırlatarak ülkenin istenirse AB'ye dahil edilebileceğini savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, Euronews