​Hindistan ve Pakistan arasında yeni cephe: Elektronik harp

Raporlar iki ülke arasında 20 yılı aşkın süredir elektronik savaş olduğunu doğruladı (Reuters)
Raporlar iki ülke arasında 20 yılı aşkın süredir elektronik savaş olduğunu doğruladı (Reuters)
TT

​Hindistan ve Pakistan arasında yeni cephe: Elektronik harp

Raporlar iki ülke arasında 20 yılı aşkın süredir elektronik savaş olduğunu doğruladı (Reuters)
Raporlar iki ülke arasında 20 yılı aşkın süredir elektronik savaş olduğunu doğruladı (Reuters)

Uzun yıllardır e-savaş Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginliği ve çatışmayı körükleme noktasında önemli rol oynadı. Elektronik harp, 1947 yılında İngiliz sömürgesinden kurtulan Pakistan ve Hindistan’ın bağımsızlıklarını kazandıktan sonra iki ülke arasındaki Keşmir sorunu ile başladı.
ABD’li haber kanalı CNBC tarafından elde edilen raporlarda, Hindistan ve Pakistan’ın yirmi yılı aşkın süredir birbirlerine karşı siber saldırılarını arttırdığı belirtildi. Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeler elektronik yetenekleri sebebiyle uluslararası arenaya sahip iken, Pakistan ve Hindistan güçlü teknoloji becerilerine ve büyük korsanlık programlarına hâkim bulunuyor.
90’lı yılların sonunda Pakistanlı gruplar, Hint sitelerine karşı başarılı korsan faaliyetlerle siber saldırı başlattı. Saldırılar, hükümet ve popüler sitelerin ele geçirilmesini de kapsadı.
Pakistanlılar çok sayıda web sitesine saldırdı
Zürih’teki Güvenlik Merkezi araştırmalarına göre, son 20 yılda Pakistanlı hackerlar, Hindistan hükümetinin elindeki Keşmir ile ilgili ihtilaflar ve Pakistanlıların işkence iddiaları yüzünden çok sayıda Hindistanlı web sitesine saldırı gerçekleştirdi.
Merkez, bazı Hint korsanlarının misilleme yaparak Pakistan sitelerine saldırdıklarını doğrularken, misillemenin 2008 yılında Mumbai’de gerçekleşen terörist saldırılara cevap niteliği taşıdığına değinildi. Hindistanlı yetkililer, saldırıların Pakistan tarafından yapıldığını duyurdu.
Karşılıklı elektronik savaş başlattılar
Proofpoint güvenlik şirketine göre, Pakistan tarafından geliştirilen kötü amaçlı yazılımlar, sahte blog ve haber sitelerinde gizlenerek, bilgisayar kameralarının etkinleştirilip kurbanlara ait e-postaları çalma işlemi ile sona eriyor. 
CrowdStrike e-güvenlik sitesi tarafından teyit edilen haberde, Hindistan’ın Pakistan’daki Android telefonlarında casusluk teknolojisini geliştirdiği ifade edildi.
CrowdStrike, her iki ülkedeki korsanların Hindistan ve Pakistan ihtilafını ateşlemek adına özellikle WhatsApp uygulaması dâhil olmak üzere sosyal paylaşım sitelerini ve mesajlaşma programlarını kullandıklarını aktardı.
‘Korsanlık çalışmaları yıllardır yapılıyor’
Facebook'un eski baş güvenlik görevlisi olan Alex Stamos konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Her ne kadar kamuoyu bu meseleyi nadir olarak ele alsa da, Pakistan ve Hindistan yıllardır birbirine karşı korsanlık faaliyetleri yürütüyor” ifadelerini kullandı. Stamos açıklamasında, görünmez gizli savaşın iki ülkenin istikrarsızlaştırılmasında etkili bir faktör olduğunu ifade etti.
İki ülke arasında yaşanan elektronik savaşın artması sebebiyle, Pakistan ve Hindistan’daki resmi medya ağlarında, gerçeği kurgudan ayırt etmelerine yardımcı olmak adına sürekli kılavuzlar yayınlanıyor.
Pakistan-Hindistan gerilimi
1971 yılından bu yana iki ülke arasındaki gerginlikler,  bu hafta karşılıklı olarak savaş uçakların düşürülmemesiyle daha da arttı. Pakistanlı Ceyşu’l Muhammed örgütü 14 Şubat’ta, Hindistan’da 40 askerin ölümüne yol açan bombalı saldırı gerçekleştirmişti.
Pakistan ve Hindistan önceki gün, her iki ülkenin karşılıklı olarak savaş uçaklarını düşürdüklerini ilan etti. Ardından Pakistan güçleri, Hint pilotu esir aldıklarını açıkladı. Nükleer güce sahip her iki ülke, 20 yılı aşkın süredir elektronik savaşa girişmiş durumda.



Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
TT

Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)

İnsanların rüyalarını renkli veya siyah beyaz görmesi, doğdukları yılla yakından bağlantılı. 

1950'lerde çoğu kişinin siyah beyaz rüya gördüğü düşünülürken, toplumun büyük bir kesimi nadiren renkli rüya gördüğünü aktarıyordu. 

Ancak yapılan araştırmalar, renkli televizyonların yaygınlaşmasıyla siyah beyaz rüya görenlerin oranında ciddi bir azalma yaşandığını gösteriyor. 

2017'de Almanya'da yapılan bir çalışmada 2 bin civarındaki katılımcının yarısı rüyalarını renkli gördüğünü söylemişti. Yüzde 10'u siyah beyaz rüya gördüğünü belirtirken, yüzde 40'ı da renkleri hatırlamadığını ifade etmişti. 

Bilim insanları şirketlerin rüyalara reklam yerleştirme girişimlerini değerlendirdi: "Farkında bile olmayabiliriz"

Uzmanlar, gelişim çağında renkli veya siyah beyaz televizyon yayınları izlemenin bu veriler üzerinde etkisi olduğunu düşünüyor. 

2008'de yayımlanan bir araştırmada, 55 yaşından büyük kişilerin sadece yüzde 34 oranında renkli rüya gördüğü kaydedilmişti. 

Renkli sinema filmleri ve televizyon yayınlarının 1950 ve 1960'larda yaygınlaştığı düşünülürse, bu kişiler çocukluk dönemlerinde daha çok siyah beyaz içerikler tüketmiş olmalı. 

Aynı çalışmada 25 yaşından genç kişilerinse yüzde 68 oranında renkli rüya gördüğü tespit edilmişti. 

İki grubun rüyalarındaki renkleri hatırlamama oranlarıysa birbirine yakın çıkmıştı. 

Dundee Üniversitesi'nde yaptığı doktora çalışması kapsamında bu araştırmayı yürüten Eva Murzyn, çocukken izlenen filmlerin rüyaları şekillendirebileceğini düşünüyor. Özellikle 11 yaşından önce renkli içeriklere maruz kalan kişilerin renkli rüya görme ihtimalinin arttığını ekliyor:

Filmler duygusal yoğunluğa sahiptir ve kişiyi içine çeker; bu da renk şemalarının rüya üretimine dahil edilmesine yol açabilir.

Diğer yandan insanlar rüyayı renkli görse de daha sonradan siyah beyaz gördüğünü hatırlıyor olabilir. 

Harvard Tıp Fakültesi'nde rüyalar üzerine çalışan psikolog Deirdre Barrett, renkleri hatırlamanın dikkat ve hafızayla ilişkili olduğunu ifade ediyor. 

Örneğin bir restoranda yemek yiyen bir kişinin daha sonra garsonun ne renk gömlek giydiğini hatırlamayabileceğini söyleyen psikolog, rüyalar için de benzer bir durumun geçerli olduğunu ekliyor.

Barrett ayrıca rüyanın detaylarını anımsama becerisinin genellikle yaşla birlikte gerilediğini söylüyor. 

Uzmanlar rüyadaki renklerin öneminin kişiden kişiye değişebildiği görüşünde. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi İnsan Uyku Bilimi Merkezi'nden Eti Ben Simon "Rüyalar son derece özneldir ve genellikle rüya gören kişinin hayatını ve günlük etkileşimlerini yansıtır" diyerek ekliyor: 

Örneğin bir ressamın rüyalarındaki renkler, genel olarak renklere karşı daha kayıtsız birine göre daha büyük anlamlar taşıyabilir.

Independent Türkçe, Washington Post, Huffington Post, International Journal of Dream Research, Consciousness and Cognition