Siyasi rekabet Bağdat Barosu seçimlerine uzandı

Siyasi rekabet Bağdat Barosu seçimlerine uzandı
TT

Siyasi rekabet Bağdat Barosu seçimlerine uzandı

Siyasi rekabet Bağdat Barosu seçimlerine uzandı

Iraklı partiler arasındaki rekabetin etkileri Bağdat Barosu başkanlık seçimlerine kadar uzandı.
Bağdat’ın Mansuriyye Mahallesinde bulunan Bağdat Barosu binasında pazartesi düzenlenen toplantıda avukatlar birbirine girerken, bina dışında silah sesleri duyuldu.
Baro binasında yumruk ve tekmelerin atıldığı kavga görüntülerinin sosyal medyada yer alması büyük tepkilere neden oldu. Vatandaşlar, görüntülerin ‘avukatların saygınlığına gölge düşürdüğü’ yorumunda bulundular.
Olay hakkında bilgi aktaran kaynaklar, avukatlar arasında çıkan arbedenin sebeplerine ilişkin çeşitli gerekçeler sıraladı. Bazı kaynaklar, kavganın, mevcut kuruldaki isimlere yolsuzluk ve baroya yapılan ödemeleri zimmetine geçirme suçlamalarının yöneltilmesi nedeniyle çıktığını belirtirken, diğer kaynaklar ise bazı avukatların adaylıklarının, yasaklı Baas Partisi üyesi oldukları gerekçesiyle iptal edilmesini gösteriyor. Bazıları da tartışmanın, siyasi partiler arasındaki rekabetten kaynaklandığı görüşünde.
Şarku’l Avsat’a konuşan Hukuk Uzmanı Tarık el-Harb, olayın arkasında herhangi bir siyasi faktör, mezhep veya partiler arası rekabetin olmadığını belirterek, gelişmelerin şahsi menfaat elde etme çatışmasından kaynaklandığını savundu.
Harb, “Makam, artık eskisi gibi insanlara hizmet etme anlamı taşımıyor. Bilakis kişisel menfaat elde etme aracı olarak görülüyor” ifadesini kullandı.
Harb, mevcut baro yönetimine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili olarak, “Bu noktada olumlu veya olumsuz bir şey söylemem. Ancak yönetimin harcamalarla ilgili sunduğu raporun oldukça kısa olduğunu ve detaylara yer verilmediğini söylemem mümkün” dedi.
Baro yönetim kurulu başkanlık seçimlerine katılan Başarı Nesli Listesi Başkanı Avukat Muhammed es-Saidi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, kavganın nedeni olarak siyasi partiler arasındaki rekabeti gösterdi. Saidi, baro içinde nüfuz elde etmek isteyen çevrelerin olduğuna işaret etti.
Yolsuzluk suçlamalarına da değinen Saidi, “Tartışmayı çıkaranlarla barodaki yolsuzluğun arkasındakiler aynı kişiler” diye konuştu. Saidi ayrıca, toplantıda kargaşaya sebep olanlar hakkında dava açıldığını, iki veya üç avukatın cezaevine gönderildiğini ve yönetim kurulu seçiminin yarın yapılmasına karar verildiğini söyledi.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.