Ahmet Kural hakkındaki iddialarla ilgi ilk kez konuştu

Ahmet Kural hakkındaki iddialarla ilgi ilk kez konuştu
TT

Ahmet Kural hakkındaki iddialarla ilgi ilk kez konuştu

Ahmet Kural hakkındaki iddialarla ilgi ilk kez konuştu

Sanatçı Ahmet Kural ile şarkıcı Sıla Gençoğlu arasında yaşanan tartışmaya ilişkin İstanbul 60. Asliye Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmanın ardından hakkındaki iddialarla ilgili açıklama yapan Ahmet Kural, "Üzerime zorla yapıştırılmak istenen 'kadına şiddet uygulayan adam' yakıştırmasını reddediyorum. Ben şiddet uygulamadım" dedi.
Bugün görülen davada sanatçı Ahmet Kural ile şarkıcı Sıla Gençoğlu ilk kez yüz yüze geldi. Dava sonrasında basın açıklaması yapan Kural, ülke gündeminde birçok önemli konu varken özel hayatıyla kamuoyu önüne gelmekten ve gündemi meşgul etmekten dolayı üzüntü duyduğunu söyledi. Kural, hakkında yapılan şikayetten bu yana mümkün olduğunca konuşmamaya ve fikir beyan etmemeye çalıştığını, yargıya intikal etmiş bir konuda kamuoyu ve mahkemeyi yönlendirmeyi doğru bulmadığını belirtti.
'Şahsıma yöneltilen iddiaların hiçbiri gerçek değildir'
Ahmet Kural, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Üzerime zorla yapıştırılmak istenen ‘kadına şiddet uygulayan adam' yakıştırmasını reddediyorum. Daha önce söyledim, bugün mahkeme huzurunda ve sizlerin önünde bir kez daha söylemek isterim ki ben 'şiddet' uygulamadım. Şahsıma yöneltilen iftiraların hiçbiri gerçek değildir. Zaten tüm suçlama iddialarını bilimsel raporlarla tek tek çürütüp, mahkemeye sunduk.”
Duruşma sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kural, “Olaydan sonra ilk kez karşılaştınız, neler hissettiniz?” sorusuna, “İnsan geçmişe bakınca güzel şeyler hatırlamak istiyor. Ne diyebilirim ki, Allah herkese vicdan rahatlığı versin” cevabını verdi. Kural, Sıla'nın yeni şarkılarında kendisine bir gönderme yapılıp yapılmadığı sorusuna ise, “Geçmişte bana yazıldığı söylenen aşk şarkıları ne kadar gerçekse, ki şimdi bunların gerçek olmadığını anladım. Bu şarkıların da benimle ilgisi olduğunu düşünmüyorum” yanıtını verdi.
Davanın ikinci celsesi 22 Nisan tarihine ertelendi.
‘Seni bitireceğim Ahmet Kural' dedi'
Duruşmada ifade veren Kural, hakkındaki suçlamaları reddetti. 
Olay gecesi alkol aldıklarını kaydeden Kural, “Eve döndüğümüzde ayrı kaldığımız süre içerisinde başka biriyle beraber olduğuna çıkan haberleri sordum. ‘Evet senin canını yakmak için yaptım' dedi. Kendisinden Evi terk etmesini istedim. Aramızda tartışma oldu. Defol git dedim. Şoförümü aramak istedim. Elimden tuttu. Sonrasında ben kendisinden elimi çekerken düştü. Kendisi bana ‘yapma Ahmet konuşalım' tarzı şeyler dedi. İddianamedeki sözleri kendisine söylemedim ve kesinlikle vurmadım. Sonra kendisi şoförünü aradı. 15-20 dakika süren kavganın sonunda kendisi dışarı çıktı ve çıkarken de bana ‘seni bitireceğim Ahmet Kural' dedi. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. 
'Özür dilemem suçlu olduğum anlamına gelmez'
Kural devamla şu ifadeleri kullandı; “Aşık olduğum evlenmek istediğim kadınla yüzde yüz benim sebep olmadığım bir olayda adımın geçmesi, kadına şiddete karşı olduğum ve adımın böyle bir olayda geçmesi üzerine duygusal olarak tüm kadınlardan ve o zaman sevdiğim kadınlardan özür diledim. Bundan rahatsızlık duymuyorum. Bu suç işlediğim anlamına gelmez” dedi.
Mahkeme Sıla Gençoğlu ve tanıkların dinlenilmesinin ardından duruşmayı 22 Nisan'a erteledi. 



Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
TT

Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)

Fransız basın ajansına göre, “psikolog” veya “psikolojik danışman” gibi unvanlarla kendilerini tanıtan kişiler, artan talep ve düzenlemelerin eksikliğini fırsat bilerek Fransa'nın ruh sağlığı sektörünü istila ediyor ve bu durum büyük riskler doğuruyor.

“Bu tedavi hayatımı mahvetti”... 25 yaşındaki Marie (gerçek adı değil), durumunu bu sözlerle anlatıyor. Cinsel yaşamını etkileyen psikolojik sorunları olan bu genç kadın, gittiği fizik tedavi uzmanının tavsiyesi üzerine “kadınların bedenlerini geri kazanmalarına yardımcı olan” bir tedaviye yönlendirildi.

Sonuncusu, bir sujufoloji uzmanı (psikolojik bozuklukların tedavisinde nefes, hareket ve görselleştirme tekniklerini kullanan bilim dalı) ve hipnoz uyguluyor. İkinci seansta, Marie'nin zihninde garip bir görüntü belirdi: Kendisi iki yaşında iken dedesinin vücuduna dokunduğunu hayal etti.

 “Tamamen şoke oldum. Ona bunun ne anlama geldiğini sordum, o da ‘Sen ensestin kurbanısın, buna hiç şüphe yok’ diye cevap verdi.”

Bir başka seansta, terapist Mary'nin “ruhlarla iletişim kurma yeteneği” olduğunu söyledi. Mary, sujufoloji uzmanı ile ilişkisini kesti ve “bu teşhisle” yalnız başına yoluna devam etti.

Sekiz ay sonra her şeyini kaybettiğini anlayınca bir psikiyatriste başvurdu. Mary şöyle diyor: "Hemen sinirlendi ve bana, 'Hipnoz gerçek bir bilim değil! Beynin sana sahte anılar gönderebilir, bu yüzden çok dikkatli olmalısın” dedi.

Mary, kapsamlı bir takip sonucunda, uydurulmuş sahte anıların harekete geçirilmesinin kurbanı olduğuna inanmaya başladı.

Mivelodis, son yıllarda çok sayıda benzer vaka bildirimi aldıktan sonra, son raporunda, sahte anıların karmaşık bir kavram olduğunu ve bunların “uygunsuz hatta sapkın” olabilecek tedavilerden kaynaklandığı konusunda uyarıda bulundu.

Mary, “Ona çok kızgınım. Beni uyarmalıydı” dedi.

3 bin 900 Euro’ya destek               

Mivelodis,"Zayıf bir şekilde düzenlenen ruh sağlığı alanındaki artan endişelerden" söz etti.

Fransız İçişleri Bakanlığı'na bağlı kuruluşa göre ruh sağlığı “hızla genişleyen bir pazar haline geldi ve bu pazarda, ciddi psikolojik hasara yol açabilecek denetimsiz psikoterapi yöntemlerine başvuran danışmanlar veya koçlara yaygın olarak güveniliyor”.

Ruh sağlığı, “Kovid” salgınıyla birlikte sahte bilim uzmanlarının tercih ettiği bir alan haline geldi.

Ruhsal bozukluklar konusunda uzmanlaşmış bir halk sağlığı doktoru olan Michael Worms-Irminger, “Profesyonel ve eğlence kanallarında çok sayıda insan, herhangi bir eğitim almadan yapılandırılmış psikoterapi gibi tedaviler sunarak ruhsal sağlık sorunlarını tedavi edebildiğini iddia ediyor” diyor.

Kimisi kaygı ve dikkat eksikliği bozukluklarını tedavi ettiğini iddia ederken, kimisi otizm, şizofreni veya bipolar bozukluğu tedavi ediyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Mivelodis’in başkanı Donatien Le Vaillant yaptığı açıklamada, örgütün "ağır metalleri vücuttan uzaklaştırarak detoks etkisi sağladığını iddia eden besin takviyeleri, esrar veya şelasyon protokolleri" ( vücuttaki toksik metal ve kimyasalların uygun bir “şelatör” ile bağlanarak dokulardan sökülmesi, böbrek ve karaciğer yoluyla vücuttan uzaklaştırılması işlemi) gibi alternatif tedavi seçeneklerine dayalı "son 10 yılda otizm vakalarında iki katına çıkan bildirimlerin" olduğunu belirtti.

Mivelodis'in 2022-2024 yılları arasında aldığı bildirimlerin en büyük kısmını sağlık ve refah oluşturdu (%37) ve vakaların yüzde 80'i sağlık çalışanı olmayan kişileri içeriyordu.

Son zamanlarda, annelerin yorgunluğunu istismar eden ve genç, bitkin anneleri hedef alan yeni bir ticaret ortaya çıktı.

Mivelodis, “sahte koç” vakasından bahsediyor. Bu koçlar, “aşırı duyarlı” olarak teşhis edilen “kırılgan ve depresif” anneleri, 3 bin 900 avro karşılığında internet üzerinden destek almaları için kandırıyor.

'Çok fazla kafa karışıklığı var'

Kendini psikoterapist olarak tanımlayan bu kişilerin işleri, devlet tarafından tanınan ünvanların düzenlenmemesi nedeniyle gelişiyor; yalnızca psikolog, psikiyatrist ve psikoterapist ünvanları korunuyor.

Le Vaillant, "Herkes kendine koç veya danışman diyebilir" diyor. "Yasa kapsamında değil ama çok fazla kafa karışıklığına yol açıyor."

Michael Worms-Irminger, bu isimlerin "psikolojiyle meşru bir bağlantıya işaret ettiğini" belirtiyor.

Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Bakanlık Temsilcisi Frank Bellevier, sağlık otoritelerinin, insanların bu uygulamalara başvurmasına yol açan "cehalet" ile mücadele etmek için "etkili bir şekilde iletişim kurmaya" devam etmeleri gerektiğine inanıyor.

Eski yargıç ve Tarikat Mağdurları ve Aileleri Ulusal Savunma Birliği Başkanı Catherine Katz, “Spiritüel liderlerin folklorik imajından kurtulmalıyız” diyor. Katz, “Günümüzün spiritüel liderleri sınırsız bir hayal gücüne sahip” diye ekliyor.

Mikael Worms Erminiger, tıbbi çölleşmenin “her türden koç”ların işine yarayabileceğini, “pahalı” psikolojik bakım için “bekleme sürelerinin” “korkutucu” boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.