​Cezayir’de yaşananlar ve Fransa’nın tutumu

​Cezayir’de yaşananlar ve Fransa’nın tutumu
TT

​Cezayir’de yaşananlar ve Fransa’nın tutumu

​Cezayir’de yaşananlar ve Fransa’nın tutumu

Üst düzey diplomatik kaynaklar Fransa’yı samimi olarak nitelendirirken, Paris, Cezayir’den gelen son açıklamalardan memnun görünüyor. Kaynaklara göre, Fransızlar, bir dizi faktör göz önünde bulundurulduğunda ülkedeki gelişmelerden endişe duymuyor. Bunlardan birincisi, Cezayir kurumlarının sağlam ve katı olması. Bu sebepten ötürü devlet yapılarının çöküşü söz konusu olamaz. Fransa’ya göre, Cezayir’de 2011 yılında Tunus'ta Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanan olaylar gibi kötü bir senaryo ufukta görünmüyor.
Olumlu gelişmeler, bugüne kadar gerçekleştirilen gösterilerin kontrol altında olduğu, sessizce şiddet içermediği. Paris’in güvenini ifade ederek motive eden şey ise, Cezayir hükümeti ve Cezayirlilerin çözüm bulma yeteneğine sahip olması.
Bu konu hakkında Paris’i dizginleyen şey, geçtiğimiz Pazar günü göstericilere sunulan siyasi teklif. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, adaylığını resmi bir şekilde sunarak, ulusal konferans çağrısı yaptı. Kaynaklar, hükümetin sokağın, sivil toplum kuruluşlarının ve partilerin tepkileri ışığında gelişebilirliğini aktardı.
Paris: Cezayir’e dış müdahale olmasın
Cezayir’de Fransız pozisyonların anahtarlarının açık olduğu aşikâr. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian dün yaptığı açıklamada, seçim sürecine vurgu yaparak dış müdahalenin olmamasından bahsetti. Ancak bu durum, Paris’in Akdeniz’in diğer kısmında olup bitenler için tetikte olmayacağı anlamına gelmiyor.
Le Drian, ülkesinin iç prensipleri üzerine çalışmalar gerçekleştirdiğini, Cezayir’in egemen bir ülke olduğunu ve ülkenin Cezayir halkına ait olduğu gerçeğine saygı göstermek gerektiğini ifade etti. Bakan, Cezayir’in tek başına liderini, geleceğini ve emellerini belirleyebileceğini aktararak, bunun şeffaflık ve seçim özgürlüğü mevcudiyeti anlamına geldiğini söyledi.
Fransa Dışişleri Bakanı açıklamasında ikinci konu olarak ise, Cezayir’in kendileri için dost ülke olduğunu ve Fransa’nın Cezayir’de yaşananlara müdahale etmediğini ancak ülkede yaşananların kendilerini her zaman etkilediğini ifade etti.
Paris kaynaklarına göre, her on Fransız’dan biri Cezayir ile bir şekilde ilişkilidir. Le Drian üçüncü bir konunun ise, Fransa’nın Cezayir’i Akdeniz’de merkezi bir ülke olarak görmesi ve bu nedenle güvenlik ve istikrarının bu ülkede şart koşulması olduğunu belirtti. Fransa’nın bu konuda ciddi endişelerinin olmadığı belirtilirken Le Drian, Libya’ya kıyasla Avrupa’ya doğru göç statüsünün kontrol altında olduğunu ve yetkililerin bu konu için özel çaba sarf ettiğini belirtti.
Fransız Bakan, Cezayir’in tarihinde önemli bir andan geçtiğini ve mevcut kriz ile başa çıkılması gerektiğine vurgu yaptı. Fransa, mevcut durum içerisinde Cezayir’de gerçekleşecek olan seçimlerin şeffaf ve sakin bir şekilde iyi koşullarda olması gerektiğini düşünüyor.
Fransa, eski sömürgesi olan ve Temmuz 1962’de bağımsızlığını kazanan Cezayir’in iç işlerine karışmayı reddediyor. Fransız kaynakları, Paris’in Cezayir ile olan dostluğunu ve ülke içerisindeki güvenlik ile istikrarın önemini vurgularken, Cezayirlilerin sorunlarına çözüm bulma konusundaki güveni ifade etmek istiyor. Fransız diplomasisi Cumhurbaşkanı Buteflika’nın halka verdiği sözleri dikkate alıyor ve taleplere karşı cevap niteliği taşıdığını düşünüyor. Ancak bununla birlikte bu sözlerin Cezayir halkı için yeterli olmadığını söylemek konusunda ise tereddüt etmiyor. Fransa aynı zamanda, Cezayir halkının talep ve reform isteklerine cevap verilme ihtiyacının karşılanması gerektiğini belirterek, yetkililere gerekli sinyalleri göndermekte istekli davranıyor. Seçimlerde şeffaflığa ihtiyaç duyulurken, siyasi oyunun bırakılmasına izin vermek için çağrıda bulunuluyor.
Sonuç olarak, Fransa’nın Cezayir’in istikrarı ile 1990’lardaki şiddet yıllarına geri dönüşün gerçekleşmeyeceği bir felaketten kaçınma çağrıları bulunuyor. Cezayir’in kalkınma ve istikrarını ümit eden Fransa, çözümler için Cezayirlilerin diyaloğu kullanma yeteneklerine bağlı olması gerektiğini vurguluyor. Ancak Cezayirliler önümüzdeki haftalarda mücadeleye devam ederek, bu tarihi an ile nasıl başa çıkılabilecek? Önümüzdeki günlerde cevaplanması gereken asıl soru bu.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.