Tobruk Hükümeti Kaddafi bürokratlarını serbest bırakmaya çalışıyor

Tobruk Hükümeti Kaddafi bürokratlarını serbest bırakmaya çalışıyor
TT

Tobruk Hükümeti Kaddafi bürokratlarını serbest bırakmaya çalışıyor

Tobruk Hükümeti Kaddafi bürokratlarını serbest bırakmaya çalışıyor

Libya’nın doğusunu kontrol eden Tobruk hükümeti, başkent Trablus’ta hapsedilen Kaddafi rejimine mensup eski yetkilileri serbest bırakmak amacıyla iki karar yayınladı.
Aynı şekilde Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame 7 Mart’ta da gelecek aşamaya ilişkin düzenlemeleri görüşmek üzere Trablus’taki temaslarını sürdürdü. Selame, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ve Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad el-Sayah ile bir araya geldi.
Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’ne bağlı geçici hükümetin Adalet Bakanlığı, 7 Mart’ta “Adalet Bakanı Muhammed Nuri el-Feturi’nin (eski Askeri İstihbarat Genel Müdürü) Abdullah Muhammed el-Senusi’nin sağlık nedenlerinden dolayı serbest bırakılmasını emrettiğini” açıkladı. Bakanlık, söz konusu karardan 1 gün önce de Kaddafi döneminin son Başbakanı el-Bağdadi el-Mahmudi’nin serbest bırakılması yönünde bir kararın yayınladığını duyurmuştu. Feturi, karar çerçevesinde “el-Bağdadi Ali Ahmed el-Mahmudi’nin sağlık sebepleri dolayısıyla serbest bırakıldığını, kararın yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe gireceğini ve ilgili taraflarca uygulanacağını” belirtti.
El-Senusi ve el-Mahmudi, Fayiz el-Serrac başkanlığındaki Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) kontrol altında Trablus’taki bir hapishanede mahkumdu. Trablus Mahkemesi, 2011 yılında eski rejimi deviren isyanı bastırma çabaları kapsamındaki rolleri yargılandıktan sonra el-Senusi ve el-Mahmudi de dahil olmak üzere eski rejimin 9 sembol ismi hakkında idam kararı yayınlamıştı.
İsminin verilmesini istemeyen bir kaynak, el-Senusi ve el-Mahmudi hakkındaki söz konusu kararları siyasi olarak nitelendirirken, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ise “Trablus’taki başsavcılık bürosu soruşturma başkanı Sıddık el-Sor, mahkumları serbest bırakma kararı yayınlamak zorunda kaldı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan BM’nin Libya Özel Temsilcisi, 7 Mart’ta cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde yapılması kararlaştırılan Ulusal Forum için bir platform sağlamaya yönelik ikna çabalarını sürdürdü. BM misyonundan 7 Mart’ta yayınlanana göre Salame, bir sonraki aşamaya ilişkin son siyasi gelişmeleri ve umutları ele almak amacıyla Trablus’ta Devlet Yüksek Konseyi Başkanı ile bir araya geldi. Taraflar, Ulusal Forum’a yönelik düzenlemeleri ve başarı sağlama yollarını masaya yatırdı.
Bu çerçevede Gassan Salame’nin, 7 Mart’ta Yüksek Seçim Komisyonu’nun yeni genel merkezine de ziyarette bulunarak, komisyonun başkanı İmad el-Sayah ile görüştüğü ifade edildi. Aktarılana göre el-Sayah, Salame’ye ulusal seçimler için BM ile ortaklaşa yürütülen düzenlemelerin yanı sıra yeni binadaki ekipmanlara dair bilgi verdi.
Seçimlerin tarihine ilişkin, herhangi bir açıklama yapılmazken el-Sayah, toplantı sırasında “Libyalıların talep ettiği şekilde seçimlerin yapılması için ortamın uygun olup olmadığına karar verecek tarafın komisyon olduğuna” dikkati çekti. İmad el-Sayah, komisyonun, çevrenin seçimlerin yapılması için uygun olup olmadığını belirleyebilecek teknik uzmanlığa sahip olduğunu belirtti.
Komisyon başkanı, Selame ile gerçekleştirdiği toplantı sonrasında yaptığı açıklamada da görüşme sırasında “komisyonun hazırlık derecesinin ve bu yıl içerisinde yapılacak seçimler için hazırlıkların” ele alındığını söyledi. Aynı şekilde yetkili, toplantıda “Libya’yı krizden çıkarmak için siyasi taraflara ve BM’ye sunulan öneriler de dahil hassas teknik detayların” da ele alındını ifade etti. El-Sayah, “Komisyon, tarafsızlık ilkesine bağlı kalmakta ve tüm siyasi taraflara aynı mesafede yaklaşmaktadır” dedi.
Diğer taraftan Libya’daki Ulusal Petrol Şirketi, el-Şerare petrol sahasını yöneten yabancı ortaklarıyla, sahaya komşu bölgeleri desteklemek üzere 20 milyon dolarlık bir kalkınma fonu sağlanacağını açıkladı. Şirket, 7 Mart’ta yayınladığı bir bildiride İspanya merkezli Repsol şirketi, Avusturya merkezli OMV şirketi, Fransa merkezli Total şirketi ve Norveç merkezli Statoil şirketi ile temsil edilen bir grup uluslararası ortakla Ulusal Petrol Şirketi’ne bağlı Akakus Oil Operation şirketi tarafından yönetilen alanlara yakın bölgelerde sürdürülebilir kalkınma projesini desteklemek için bir fon oluşturmak amacıyla uzlaşı sağlandığını belirtti.
Günlük 315 bin varil sağlayan petrol sahası, geçen Aralık ayında kabileler ve muhafızlar tarafından kontrol edilmesinin ardından geçen pazartesi günü faaliyete yeniden başladı.
 



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.