Washington ve Pekin arasında ticaret görüşmeleri sürüyor

Washington ve Pekin arasında ticaret görüşmeleri sürüyor
TT

Washington ve Pekin arasında ticaret görüşmeleri sürüyor

Washington ve Pekin arasında ticaret görüşmeleri sürüyor

ABD'li ve Çinli üst düzey müzakereciler, Salı günü ticaret görüşmeleriyle ilgili sonraki adımları belirlemek üzere telefon görüşmeleri yaptı. Öte yandan Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında yapılması beklenen zirvenin tarihinin henüz belirlenmediğini açıkladı.
Çin'in resmi haber ajansı Xinhua’nın haberine göre ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve  ABD Ticaret Temsilcisi Robert Laitheiser, Çin Merkezi Maliye ve Ekonomi Liderlik Grubu Ofisi Direktörü ve Başbakan Yardımcısı Liu He ile ticaretle ilgili “kilit meseleleri” tartışmak üzere telefon görüşmesi yaptılar. Xinhua’nın kısa haberinde telefon görüşmelerinde “bir sonraki adımların” konuşulduğu belirtilirken daha fazla detay verilmedi.
Çin ile ABD arasındaki karşılıklı olarak değeri toplam 360 milyar doları aşan ürünlere ağır vergilerin uygulanmasıyla sonuçlanan ticaret anlaşmazlığı, piyasalarda aylardır devam eden bir gerginlik yarattı. Her iki taraftan da üst düzey müzakereciler, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan “ateşkesin” sona ermesi nedeniyle, Çin ürünlerine gümrük tarifelerinin uygulanacağı Cuma gününden önce anlaşmaya varılmasını istiyor.
Zirvenin tarihi henüz belirlenmedi
Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Başkan Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi’nin katılacakları ticaret zirvesi için henüz bir tarih belirlenmediğini ve ticaret müzakerelerinin hala devam ettiğini söyledi.
Başkan Trump daha önce, iki ülke arasındaki bir ticaret anlaşmasına varabilmek için Çinli mevkidaşıyla bu ay Florida'daki Mar-a-lago golf kulübünde bir zirve yapılabileceğini dile getirmişti. Ancak zirvenin yapılacağı tarihi açıklamak için henüz erken olduğunu belirten Sanders, iki lider arasındaki zirveye ilişkin bir gelişme olduğunda bilgi vereceklerini söyledi.
Trump ile Şi arasında telefon görüşmesi yapılıp yapılmadığını bilmediğini açıklayan Beyaz Saray Sözcüsü, Trump’ın ABD için yararı olmayacak bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini vurguladı. Sanders, Trump’ın geçen ay Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile yaptığı zirvenin başarılı olmamasının, Pekin'deki konumlarını zayıflatmayacağını belirterek, “Bu mantıksız. Anlaşmanın iyi ve ABD’nin çıkarları doğrultusunda olması halinde bir anlaşma imzalayacaktır. Ancak iyi bir anlaşma olmadığını hissederse, imza atmaya değmeyeceğini düşünecektir. Başkan, herhangi bir anlaşmanın çıkarlarımıza uygun olmasını, ticaretin adil ve karşılıklı yapılmasını, fikri mülkiyetimizin korunmasını ve güvence altına alınmasını sağlayacaktır” dedi.
Anlaşma sağlanırsa, doğalgaz ithalata tekrar başlayacak
Öte yandan Çin Ulusal Petrol Şirketi'nden (CNPC) bir yetkili, ABD ile doğalgaz (LNG) konusundaki görüşmelerin devam ettiğine işaret ederek, “Çin'in LNG talebi, iki ülke arasındaki ticari anlaşmazlığın çözümünde ABD ile daha fazla işbirliği yapılmasına yol açıyor” şeklinde konuştu.
Çin, ABD ile arasındaki ticaret anlaşmazlığının ardından geçtiğimiz yıl ABD'den LNG ithal etmeyi bıraktı. CNPC Genel Müdür Yardımcısı Ho Chi-Jun, Pazartesi günü CERAWeek 2019 enerji konferansında yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ticari anlaşmazlık çözüldüğünde ABD'den yapılan petrol ve LNG ithalatının artabileceğini söyledi. Ho, bunun ticaret ilişkilerinin iyileşmesine ve ticaret açığının azaltılmasına katkıda bulunacağını da sözlerine ekledi.
Çin'in LNG talebinin 2030 yılına kadar her yıl ortalama yüzde 8 oranında artmasının beklendiğine işaret eden Ho, CNPC’nin, ABD’li LNG tedarikçileri ile görüşmelerde bulunduğunu da sözlerine ekledi. Ho, dünyanın en büyük petrol ve LNG üreticilerinden biri olan ABD ile en büyük tüketicisi Çin arasında işbirliği ihtiyacı olmasının doğal olduğuna dikkati çekti.
Hava kargo taşımacılığı krizden olumsuz etkileniyor
Öte yandan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden (IATA) Salı günü yapılan açıklamada, Çin ile ABD arasındaki gerginliğin bu yıl hava kargo taşımacılığı sektörünü vuracağı belirtilerek, gümrük tarifelerinin küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekildi.
IATA’nın hava kargo taşımacılığı sektörü için büyüme tahminlerini önemli ölçüde azaltması, iki ekonomi devi arasındaki ticaret savaşının etkilerinin son göstergesi oldu. IATA, geçtiğimiz Aralık ayında yüzde 3.7 olan hava kargo taşımacılığı büyüme tahminini yarıya indirerek yüzde 2 olarak duyurdu.
IATA CEO’su Alexandre de Juniac’ın, Singapur'da gazetecilere yaptığı açıklamaya göre hava kargo taşımacılığı sektörü sadece Ocak ayında yüzde 1.8 oranında küçülme gösterdi. IATA Baş Ekonomisti Brian Pearce ise açıklamasında, “Küresel ticarette bir sorunla karşı karşıyayız. Sınır ötesi ticaret büyük ölçüde zayıfladı. Bu durum taşımacılık sektörüne büyük zarar veriyor” şeklinde konuştu. Bununla birlikte hava kargo taşımacılığı sektöründeki büyümenin, İngiltere’nin AB’den çıkışı (Brexit) konusundaki belirsizlik ve genel korumacılıktan olumsuz yönde etkilendiği belirtildi.
Her ne kadar ABD'li ve Çinli yetkililer, ticaret anlaşmazlığına ilişkin çözüm arayışında ilerleme kaydettiklerini söyleseler de Washington ve Pekin'den yapılan çelişkili açıklamalar, bir anlaşmaya varma tarihinin belirsizliğini koruduğunu ortaya koydu.



ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
TT

Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)

Bitcoin, kripto para piyasasında yaklaşık iki aydır süren düşüş eğiliminin derinleşmesiyle, kısa süreliğine 85 bin doların altına indi. Teknoloji şirketlerinin aşırı değerli olduğu yönündeki görüşlerin yayılmasıyla dün kripto varlıklarda geniş kapsamlı bir satış dalgası yaşandı.

Bitcoin, gün içinde yüzde 12’ye varan kayıp yaşadıktan sonra yüzde 5,6 düşüşle 86 bin doların biraz üzerinde dengelendi. Bu sabah erken saatlerde ise fiyatın 86 bin 650 dolar civarında seyrettiği bildirildi.

Coinbase platformuna göre bu kayıplar, 6 Ekim’de kaydedilen 126 bin 210 dolar seviyesinden bu yana yaklaşık yüzde 33’lük bir değer kaybına işaret ediyor. Nisan ayından itibaren hisse senedi piyasalarıyla paralel bir şekilde yükseliş gösteren Bitcoin, kısmen Washington’daki daha destekleyici söylemlerden güç almıştı. Ancak dünkü sert satış dalgası, kripto para alım satım hizmeti veren şirketleri ve iş modelini Bitcoin yatırımına dayandıran firmaları ciddi biçimde etkiledi.

Coinbase Global hisseleri yüzde 4,8 gerilerken, Robinhood Markets yüzde 4,1 değer kaybetti. Bitcoin madencisi Riot Platforms’un hisseleri yüzde 4 düştü. Yalnızca Bitcoin satın almak için fon toplayan en büyük ‘kripto hazine’ şirketi olarak bilinen Strategy’nin hisselerinde de yüzde 3,3’lük bir gerileme yaşandı. Şirketin elinde 649 bin 870 adet Bitcoin bulunduğu ve bu varlıkların pazartesi günü ABD doğu saatiyle saat 16.00 itibarıyla yaklaşık 55,7 milyar dolar değerinde olduğu belirtildi.

Strategy’nin önceki tahminleri, Bitcoin’in yılı 85 bin ile 110 bin dolar arasında kapatacağı yönündeydi. Bu beklenti, 30 Ekim’de açıklanan 150 bin dolarlık öngörünün altında kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın oğulları Eric ve Donald Trump Jr.’ın da pay sahibi olduğu Amerikan Bitcoin’inin değeri yüzde 15,6 gerileyerek, 30 Eylül’den bu yana yaklaşık yüzde 47’lik bir düşüş kaydetti. Trump ile bağlantılı diğer kripto projelerinde de benzer kayıplar yaşandı. World Liberty Financial adlı tokenin piyasa değeri, eylül ortasında 6 milyar doları aşmasının ardından yaklaşık 4,14 milyar dolara indi. Trump’ın adıyla çıkarılan TRUMP tokeninin fiyatı ise 5,70 dolar seviyesine gerileyerek, göreve başlama öncesi 45 dolarlık talep fiyatının oldukça altında kaldı.

Bitcoin’e yatırım yapmanın yaygın yollarından biri olan spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF), yatırımcılara kripto paraya doğrudan sahip olmadan pay edinme imkânı sunuyor. Morningstar Direct verilerine göre yatırımcılar, kasım ayında Bitcoin ETF’lerinden 3,6 milyar dolar çekti. Bu rakam, ocak 2024’te işlem görmeye başlamalarından bu yana görülen en büyük aylık çıkış oldu.

Bitcoin vadeli işlemleri de son bir ayda yaklaşık yüzde 24 değer kaybederken, altın vadeli işlemleri yüzde 7 artış gösterdi. Analistler, yoğun satış dalgasını sonbaharda artan riskten kaçınma eğilimine bağlıyor. Bu durum, yatırımcıları tahvil ve altın gibi güvenli limanlara yönlendirirken, kurumsal satışlar, uzun vadeli yatırımcıların kâr realizasyonu, ABD Merkez Bankası’nın (FED) daha sıkı duruşu ve kripto para düzenlemelerindeki yavaşlamanın yarattığı belirsizliğin etkili olduğu ifade ediliyor.

Deutsche Bank analistleri, mevcut koşulların Bitcoin portföylerinin dayanıklılığını test ettiğini ve yaşananların geçici bir düzeltme mi yoksa uzun vadeli bir uyarlama mı olduğu konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor.

Düzenleyici açıdan bakıldığında, temmuz ayında Trump’ın imzaladığı yasa, kripto sektörüne destek sağlamıştı. Yasa, stabil kripto paraları (dolar gibi varlıklara bağlı olanları) koruma altına alarak fiyat dalgalanmalarını diğer kripto paralara göre sınırlamayı amaçlıyordu. Ancak, kripto piyasası için yeni bir piyasa yapısı oluşturmayı hedefleyen yasa tasarısı Senato’da hâlâ ilerleyemedi. Bu tasarı, sektörde Trump’ın seçim sürecini destekleyen ve Washington’daki müttefiklerinin göreve gelmesini sağlayan yatırımcılar için öncelikli bir konu olarak görülüyor.


Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın kredi notunu ‘Aa3’ olarak teyit etti ve görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. Kuruluş, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıl güçlü ekonomik büyüme göstermesine olumlu bakıyor; özellikle ekonomik çeşitlendirme çabaları sayesinde petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyümeyi destekliyor.

Moody’s, Suudi Arabistan’a yönelik düzenli not gözden geçirmesinde, ülke ekonomisinin gücüne ve mali politikalarının istikrarına dikkat çekerek, Aa3 notunun büyük ekonomik hacim, yüksek gelir düzeyi ve güçlü kamu bütçesi ile desteklendiğini vurguladı. Kuruluş ayrıca, ülkenin ekonomik çeşitlendirme programlarında kaydettiği ilerlemeyi de öne çıkardı.

Moody’s’in Aa3 notunu teyit etmesi ve durağan görünümü, Suudi Arabistan’ın kredi değerliliğinin istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, kuruluşun Kasım 2024’te ülke notunu A1’den Aa3’e yükseltmesinin ardından geldi; yükseltme, ekonomik reformlarda sağlanan ilerlemeye dayanıyordu. Diğer büyük uluslararası derecelendirme kuruluşları da Suudi Arabistan’ın güçlü kredi profilini onaylıyor. Standard & Poor’s ve Fitch, ülkeye A+ notu ve durağan görünüm verirken, bu yüksek dereceler ülkenin mali ve dış pozisyonunun gücünü ve artan ekonomik esnekliğini teyit ediyor.

Ekonomik ivme ve beklenen büyüme

Ekonomik momentum güçlü seyrini sürdürüyor; özellikle petrol dışı sektörler güçlü büyüme oranları yakalamaya devam ediyor. Moody’s, Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2025’te yaklaşık yüzde 4 oranında büyümesini bekliyor; bu oran, 2024’teki yüzde 2’lik büyümenin üzerine çıkıyor. 2026 yılında ise büyümenin yüzde 4,5’e ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde petrol sektörü, OPEC+ ittifakının üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte yeniden büyüme eğilimine girecek.

frg
Riyad'da açık havada futbol maçı izleyen insanlar (Reuters)

Suudi Arabistan hükümeti, gelecek yıl için ekonomik büyüme tahminini önceki yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6’ya yükseltmişti. Bu artış, büyük ölçüde petrol dışı sektörlerin beklenen büyümesine dayanıyor. Moody’s de açıklamasında, petrol dışı faaliyetlerin büyük projelerin kesintisiz şekilde yürütülmesini desteklediğine dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Suudi ekonomisinin 2025 ve 2026 büyüme tahminlerini yüzde 4’e yükseltti. IMF, bu büyümenin arkasında petrol dışı sektörlerdeki önemli genişleme ve OPEC+ çerçevesinde kademeli petrol üretim kesintilerinin bulunduğunu belirtti. Kuruluş, Suudi Arabistan ekonomisinin şoklara karşı güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini vurguladı ve enflasyonun yaklaşık yüzde 2 seviyesinde istikrarlı kalacağını öngördü.

Kredi derecelendirme gücü

Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü, büyük ekonomik hacmi, yüksek kişi başı gelir seviyesi ve düşük üretim maliyetleriyle birlikte bol hidrokarbon kaynaklarına dayandırılıyor. Moody’s’in açıklamasına göre, ülkenin güçlü kurumları ve iyi yönetim yapısı, 2016’dan bu yana uygulanan kapsamlı reform ajandasındaki önemli ilerlemeyi destekliyor. Mali gücü ise nispeten düşük kamu borç yükü, borçlanma maliyetlerini karşılayabilme kapasitesi ve güçlü devlet mali varlıklarına dayanıyor.

frg
Kral Abdullah Finans Bölgesi'ndeki (KAFD) Riyad tren istasyonu dışında yürüyen insanlar (Reuters)

Buna karşın, Suudi Arabistan’ın risklere maruz kalabilirliği, daha çok siyasi risklerden kaynaklanıyor; bu riskler, bölgesel jeopolitik dinamiklerin zorluklarını yansıtıyor.

Moody’s, petrol fiyatlarının yüksek harcamaları destekleme kapasitesinin azaldığını belirtmesine rağmen, hükümetin ekonomik dönüşüm sürecini desteklemek amacıyla ekonomik dalgalanmalara karşı mali politika uyguladığını vurguladı.

Durağan görünüm

Moody’s, durağan görünümün, ülkenin kredi notunu etkileyen risklerin dengede olduğunu gösterdiğini belirtti. Kuruluş, büyük ölçekli çeşitlendirme projelerinin daha fazla ilerlemesinin, özel sektörü çekebileceğini ve petrol dışı ekonominin mevcut tahminlerden daha hızlı şekilde gelişmesini teşvik edebileceğini kaydetti.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim geçen ay yaptığı açıklamada, ülkenin doğrudan ve dolaylı olarak petrol bağımlılığının yüzde 90’dan yüzde 68’e gerilediğini, bugün petrol dışı faaliyetlerin ise GSYİH’nin yüzde 56’sını oluşturduğunu duyurmuştu.