Polonya'da dünyaya gelen albino penguen ilk kez ziyaretçilerle buluştu

Polonya'da dünyaya gelen albino penguen ilk kez ziyaretçilerle buluştu
TT

Polonya'da dünyaya gelen albino penguen ilk kez ziyaretçilerle buluştu

Polonya'da dünyaya gelen albino penguen ilk kez ziyaretçilerle buluştu

Polonya'nın Gdansk kentindeki hayvanat bahçesinde dünyaya gelen albino penguen ilk kez ziyaretçilerle buluştu. Tüm dünyada hayvanat bahçesinde yaşayan tek albino penguen olan minik kuş, sürünün diğer üyelerince saldırıya uğramamak için şimdilik ebeveynleri ve iki sakin penguenle yaşıyor. 
Gdansk Hayvanat Bahçesi'nden yapılan açıklamada albino penguenin geçtiğimiz yıl 14 Aralık'ta doğduğu bildirildi. Tüm dünyada hayvanat bahçesinde yaşayan tek albino penguen olduğu ifade edilen küçük kuşun hayatta kalabileceğinden şüphe duyan hayvanat bahçesi yetkilileri doğumdan basını haberdar etmedi. Aradan geçen sürede yaşam savaşını kazanan albino penguen, ilk kez ziyaretçilerle buluştu. Ebeveynleri ve hayvanat bahçesindeki en sakin iki penguenle birlikte yaşayan minik penguen görenleri adeta büyüledi. 

Gdansk Hayvanat Bahçesi Direktörü Michal Targowski, ziyaretçilerin meraklı bakışlarına aldırmadan arkadaşlarıyla oynayan bebek albino penguenin hayvanat bahçesinde değil de doğal yaşam alanında dünyaya gelseydi çok yaşamayacağını söyledi. "Öncelikle albino bebek penguen bembeyaz rengi dolayısıyla çok kolay yırtıcı kuşların dikkatini çeker, onlara yem olurdu. Öte yandan deri ve tüylere renk veren melanin pigmentinin yokluğu onu diğer hastalıklara ve strese karşı daha korumasız hale getirmekte" diyen Michal Targowski, minik penguenin şimdilik ebeveynleri ve sürünün en sakin iki üyesiyle birlikte ayrı bir bölümde tutulduğunu ifade etti. 
'Yetişkin penguenler saldırabilir'
Zaman zaman sürünün geri kalanının tel örgüler ardında toplanıp bebek albino penguene baktıklarını söyleyen Targowski, henüz dünyayı tanıma aşamasında olan bebek penguenin diğer penguenlerce dışlanma ya da gagalanmak suretiyle saldırıya uğrama ihtimali olduğundan mevcut izolasyon sürecinin bir süre daha süreceğini belirtti. Bakıcılarının üzerinden bir an olsun gözünü ayırmadığı bebek penguen, bakıcıların herhangi bir tehlike olmadığından emin oldukları zaman sürünün diğer üyeleriyle biraraya gelecek. 



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news