Tunus’ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde ‘Arap dayanışmasına’ odaklanıldı

Tunus'taki Arap Dışişleri Bakanları toplantısından bir kare (Reuters)
Tunus'taki Arap Dışişleri Bakanları toplantısından bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde ‘Arap dayanışmasına’ odaklanıldı

Tunus'taki Arap Dışişleri Bakanları toplantısından bir kare (Reuters)
Tunus'taki Arap Dışişleri Bakanları toplantısından bir kare (Reuters)

Arap diplomatik kaynakların aktardığına göre Tunus'ta düzenlenen 30. Arap Birliği Zirvesi Bildirisi’nde Arap dayanışmasına, safların birleştirilmesine ve anlaşmazlıklardan kaçınılmasına odaklanıldı.
Kaynaklar, bildiri kapsamında Filistin meselesinin, Arap-İsrail çatışmasının ve Arap Barış Girişimi’nin harekete geçirilmesinin, zirvenin gündeminin başında yer aldığını vurguladı. Kaynakların aktardığına göre zirvenin gündeminde, Suriye’deki kriz, Libya ve Yemen’deki durumlar hakkında gelişmeler, Irak egemenliğinin Türk kuvvetleri tarafından ihlal edilmesine ilişkin birleşik bir Arap pozisyonunun benimsenmesine ilişkin bir madde ile Sudan Cumhuriyeti ve Somali Federal Cumhuriyeti’nde barışı ve kalkınmayı destekleyici maddeler yer aldı. Bununla birlikte zirve kapsamında İran'ın Arap ülkelerinin içişlerine müdahalesi hakkındaki taslak kararlar, Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ait üç Arap adasının İran tarafından işgali ve Arap ve sosyal ekonomik zirvelerin senkronize edilmesi önerisi görüşüldü.
Kaynakların aktardığına göre zirvenin gündeminde, Irak'ın borcunun yüzde 75'inin Arap ülkelerine sağlanan destek fonları içinde ödenmesine ilişkin bir madde, Arap ülkelerinde yerinden olmuş kişiler ve özellikle yerinden olmuş Iraklılar hakkında bir madde ve gerçekleştirilecek 31’inci zirvenin tarihi ve yeri hakkında bir madde yer aldı.
'Filistin tarafından sunulan taslak karar, Arap Birliği tarafından kabul edildi'
Arap diplomatlar, özellikle Filistin ve işgal altındaki bölgeler istisna olmak üzere, her Arap zirvesinin kararlarının son gelişmelere göre değiştiğini düşünüyor. Bu bağlamda, Arap Birliği Filistin İşleri Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Said Ebu Ali, Arap zirvelerinin bu konudaki kararlarının son gelişmelere göre değiştiğini ve Zahran zirvesinde de buna tanık olunduğunu söyledi. Filistin hakkındaki kararın ortak Arap eylemi çerçevesinde geldiğini kaydeden Ebu Ali, bunun Filistin tarafından sunulan taslak kararın Arap Birliği tarafından kabul edildiği anlamına geldiğini söyledi.
Kararların, Filistin meselesi, Arap-İsrail çatışması ve işgal altındaki Kudüs kentindeki İsrail işgali hakkındaki Arap taleplerinin ve vizyonunun çatısını oluşturması bekleniyor. Çünkü komite, Doğu Kudüs’ün Filistin Devleti’nin başkenti olduğunu teyit ediyor ve Filistin’in egemenliğinin baltalanması ile Arap Barış Girişimi’nin etkinleştirilmesine yönelik her türlü girişimi reddediyor. Zirve, Filistin’in Birleşmiş Milletler’e (BM) tam üyeliğini destekliyor ve bunun için uluslararası desteği seferber edilmesi için çalışıyor.
Arap devletlerinin işgal altındaki Golan Tepeleri'nin geri alınması hususundaki kesin tutumumun dile getirildiği zirvede, İsrail işgal makamlarının yasal ve doğal durumları değiştirmeyi amaçlayan tüm eylemlerinin reddedildiği belirtildi.
Golan’ın İsrail’e ilhakı reddedildi
Bununla birlikte işgal altındaki Suriye toprakları içerisinde bulunması itibariyle Golan’ın İsrail’e ilhak edilmesinin reddedileceği vurgulandı ve İsrail'in egemenliğinin hiçbir devlet tarafından tanınmadığı ve bu anlamda oybirliği ile kabul edilen Güvenlik Konseyi kararları olduğu kaydedildi.
‘Yemen meşru hükümetine destek devam edecek’
Zirvede, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi liderliğindeki anayasal meşruiyete yönelik desteğin yineleneceği ve meşru hükümetin ülkedeki durumu normalleştirmeye, darbeyi sonlandırmaya ve tüm Yemen illerine güvenlik ve istikrarı geri getirmeye yönelik çabalarına yönelik desteğin devam edeceği kararlaştırıldı. Ayrıca Yemen'in birliğinin, egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün korunacağı, içişlerine yönelik herhangi bir müdahalenin reddedileceği ve Yemen'de kapsamlı bir siyasi anlaşmaya varılması için Körfez Girişimi ve Yürütme Mekanizması, Ulusal Diyalog Konferansı’nın sonuçları ve BMGK’nın 2216 sayılı kararı gibi referanslara bağlı kalınacağı teyit edildi.
Zirve kapsamında, İran'ın Arap iç işlerine müdahalesinin, İranlı yetkililerin Arap ülkelerine yönelik kışkırtıcı açıklamalarının ve Arap ülkelerinde karmaşa ve istikrarsızlığa yol açan terörist milislere yönelik desteklerinin kınanacağı kaydedildi. Bu bağlamda, terör çetelerininin aşırılık yanlısı ideolojileriyle mücadele kapsamında medya, güvenlik ve istihbarat alanında Arap ülkeleri arasında koordinasyon sağlanmasının önemi vurgulandı.
Ayrıca zirvede, Libya topraklarının birliğine ve egemenliğine bağlı kalmanın gerekliliği, Mısır'ın askeri teşkilatını birleştirme çabalarına destek olunması, her türlü yabancı müdahalenin reddedilmesi, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi tarafından ülkede güvenliği sağlamak ve terörist grupların faaliyetlerini engellemek amaçlı alınan önlemlerin desteklenmesi, egemenliğin tüm ülkeyi içerecek şekilde genişletilmesi, sınırlarının korunması ve Libya siyasi anlaşmasının tam olarak uygulanmasına destek olunacağı kararlaştırıldı.



Açlık, Gazze'nin ölümüne katkıda bulunuyor

İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısında hedef aldığı Gazze Şehri'ndeki bir konut binasından alevler ve dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısında hedef aldığı Gazze Şehri'ndeki bir konut binasından alevler ve dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Açlık, Gazze'nin ölümüne katkıda bulunuyor

İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısında hedef aldığı Gazze Şehri'ndeki bir konut binasından alevler ve dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısında hedef aldığı Gazze Şehri'ndeki bir konut binasından alevler ve dumanlar yükseliyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail'in savaşının başlangıcından bu yana en şiddetli kıtlıkla karşı karşıya. Bir süre sadece kuzeyde görülen kıtlık, daha sonra güneyde daha az olmak üzere tüm bölgeye yayıldı.

Gazze'deki sağlık yetkilileri, açlığın artması nedeniyle önümüzdeki günlerde “toplu ölümler” yaşanabileceği uyarısında bulundu. Gazze Sağlık Bakanlığı, açlık nedeniyle geçen cumartesi gününden bu yana en az 19 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bakanlığa göre, savaşın başlangıcından bu yana 76'sı çocuk, 86 kişi açlık veya yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti.

Körfez İşbirliği Konseyi, Gazze'ye uygulanan “haksız, insanlık dışı ve yasadışı ablukayı” kınadı ve uluslararası topluma, insani yardım ve acil yardım malzemelerinin derhal ve koşulsuz olarak ulaştırılması için acil harekete geçmesi çağrısında bulundu.

Aynı zamanda İngiltere, Fransa ve 20'den fazla ülke savaşın derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunarak, İsrail hükümetinin izlediği yardım modelinin “tehlikeli olduğunu, istikrarsızlığı beslediğini ve Gazze halkını insanlık onurundan mahrum bıraktığını” vurguladı. Bu ülkelerin dışişleri bakanları ortak açıklamada, “Aşağıda imzası bulunan bizler, birlikte basit ve acil bir mesaj gönderiyoruz: Gazze'deki savaş şimdi sona ermelidir” ifadelerini kullandı.