​Irak “Basra Bölgesi” talebini tartışıyor

​Irak “Basra Bölgesi” talebini tartışıyor
TT

​Irak “Basra Bölgesi” talebini tartışıyor

​Irak “Basra Bölgesi” talebini tartışıyor

Irak'ta petrol zengini Basra vilayetinin il meclisinde yapılan oylamanın sonucunda meclis çoğunluğu, vilayetin bağımsız idari bölgeye dönüşmesi talebi lehine imza attı.
Basra bölgesi davası 2003 yılındaki ABD işgalinden hemen sonra açılmış, fakat Bağdat'ta federal hükümetin yasal prosedürleri onaylamaması da dahil birçok nedenden dolayı başarılı olunamamıştı.
Basra İl Meclis Başkanı Cevad el-Bezuni yaptığı açıklamada, söz konusu talep için 12 imzanın yeterli olduğunu, ancak gerekenin üzerinde oy aldıklarını dile getirerek, 20 üyenin vilayetin bağımsız idari bölgeye dönüşmesi talebi lehinde imza verdiğini söyledi. Vilayetin bağımsız idari bölgeye dönüşmesi sürecini takip edecek bir komitenin kurulduğuna dikkat çeken el-Bezuni, Basra topraklarına katılmak isteyen diğer şehirlere kapılarının açık olduğunu ifade etti.
Irak anayasası, referandum talebi üzerine bir veya daha fazla vilayetin bağımsız idari bölgeye dönüşebileceğini öngörüyor. Bu süreç ‘bağımsız idari bölge olmak isteyen il meclislerinin her birinin üyelerinin üçte birinin talebi veya illerin her birinden on seçmenin talebi’ olmak üzere iki yoldan biriyle gerçekleştirilebilir.
Mukteda es-Sadr tarafından desteklenen Sairun Koalisyonu ile Hadi el-Amiri liderliğindeki Bina Koalisyonu arasında Basra’nın bölge olması ile ilgili bir anlaşmazlık söz konusu. Her iki koalisyonun çatısı altında bulunan isimler, meseleye ilişkin siyasi tutumlarında farklılık gösteriyorlar. Bina Koalisyonu üyeleri ilke olarak söz konsuu fikri memnuniyetle karşılar ve desteklerken, Islah Koalisyonu’ndan olan diğer üyeler Basra’nın şu anda bir bölge olmaya hazır olmadığını dile getiriyorlar.
Bina Koalisyonu’nun Basra Milletvekili Falih el-Hazali, “Bölgenin kurulması ile ilgili olarak anayasanın ve Basra halkının yanında yer alıyoruz. Bu, Basra vilayetine kanunlar uyarınca hakkı olanın verilmemesinden kaynaklanan bir durum. Bu yüzden vilayet oldukça kötü durumda ve altyapı bakımından çökmüş bir vaziyette” açıklamasında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan el-Hazali, “Basra, mali gelirlerinin yüzde 85’ini Irak’a aktarıyor, fakat buna karşılık hiçbir şey alamıyor. Kürdistan Bölgesi ise bunun aksine petrol gelirlerinden elde ettiği kazançtan federal hükümete herhangi bir şey vermezken aidatlarının tamamını hükümetten alıyor” diyerek sözlerini sürdürdü. İstenen başarıya ulaşmanın yollarını bulmaya odaklanılması gerektiğini dile getiren el-Hazali, doğal haklarından daha fazlasını istemediklerini belirtti.
Hazali, bütün siyasi güçlerin referanslarının Bağdat ve Necef'te bulunduğunu ve bundan dolayı tanınan bir Basra partisi bulunmadığını kaydederek şöyle devam etti:
“Ancak bu durum, sorumluluk alabilecek Basralıların olmadığı anlamına gelmez. Bölge tercihi, bütün tercihlerin ve isteklerin üzerindedir ve buna saygı duyulması gerekiyor. Basra’nın bu tercihi, federal hükümeti Basra'ya yönelik politikalarını düzeltmeye sevk edecektir.”
Öte yandan, Islah Koalisyonu’nun Basra Milletvekili Bedr el-Zeyadi ise bölgenin sadece kağıt üzerine kurulmadığını, öncelikle entegre bir idari sisteme ve kurumlara ihtiyaç duyduğunu dile getirerek, bağımsız idari bölge ilanını doğru bulmadığını dile getirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan el-Zeyadi, idari ve siyasi yapıların zayıflığı ile birlikte bağımsız bir idari bölge ilanının, her bir aşiretin ve her bir partinin kendi petrol kuyularını kontrol etmesine yol açacağını belirterek, “Basra bugün valinin ve yerel konsey yönetiminin belirlenmesi hususunda bir uzlaşıya varamıyor. Nasıl olacak da bir bölgeyi yönetecek?” ifadelerini kullandı.
Bölgenin kurulması fikrine karşı olmadığını belirten el-Zeyadi, bilakis bunun doğaçlama bir şekilde gelişmesine ve iyi bir planlama olmaksızın adım atılmasına karşı olduğunu dile getirdi. Zeyadi, bugünlerde gündeme getirilen bölge kurulması önerisinin bir seçim propagandasından ibaret olduğunu düşündüğünü kaydederek, üyelerin yaklaşmakta olan seçimlere hazırlık sürecinde halkı yanlarına almak istediklerini söyledi.
Zeyadi, “Onları güçlü bir şekilde desteklemenin doğru olduğunu düşünsek bile, Basra’daki güvenlik durumunun kararsızlığı ve vilayetteki politik ve ekonomik sorunlar, federal hükümetin bu talebi reddetmesine yol açacaktır” diyerek sözlerini sürdürdü.



Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
TT

Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)

Irak Meclisi, dün Meclis Başkanı ve iki yardımcısının seçimini tamamlayarak siyasi krizi hızla sona erdirdi. Üçüncü tur oylamanın ardından, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Ferhad el-Atruşi, ikinci Meclis Başkan yardımcısı olarak seçildi.

Bu karar, KDP’nin iki turda da mutlak çoğunluğu elde edemeyen önceki adayı Şahvan Abdullah'ı adaylıktan çekip yerine Ferhad el-Atruşi’yi aday göstermesinin ardından alındı.

Muhammed el-Halbusi 208 oyla Meclis Başkanı olarak seçilirken Adnan Feyhan 177 oyla birinci başkan yardımcısı seçildi.

Sonuçların açıklanmasının ardından yeni başkanlık kadrosu resmi olarak göreve başladı. Halbusi, cumhurbaşkanlığı için aday başvurularının açıldığını duyurarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi tarafından seçilecek olan başbakanın onaylanmasıyla sona erecek olan bir sonraki anayasal süreci başlattı. Şii Koordinasyon Çerçevesi, kendisini meclisteki en büyük blok olarak ilan etmişti.


Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)

Yemen salı günü, Suudi Arabistan'ın güvenlik denklemlerini yeniden çizdiği ve kırmızı çizgileri ve ittifak sınırlarını belirlediği önemli gelişmelere tanık oldu. Hadramut ve el-Mehra'da Güney Geçiş Konseyi'nin (GGK) gerginliği tırmandırmasıyla birlikte Riyad, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ‘son derece tehlikeli’ olarak nitelendirdiği eylemlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu adımlar, GGK’ya bağlı güçlerin güney sınırları yakınlarında askeri eylemlerde bulunmasına neden oldu. Riyad, bu gelişmeleri ulusal güvenliği ile Yemen ve bölgenin güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak değerlendirdi.

Güvenliğinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu vurgulayan Suudi Arabistan, Yemen'in birliğine ve egemenliğine bağlılığını ve Yemen Başkanlık Konseyi'ne tam desteğini teyit ederken, ‘güney davasının’ haklılığı konusundaki tutumunu ve bunu kapsamlı siyasi diyalog çerçevesi dışında ele almayı reddettiğini bir kez daha yineledi.

Riyad, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin talebine yanıt olarak BAE güçlerinin Yemen'den çekilmesini ve herhangi bir iç tarafa askeri ya da mali destek verilmesinin sonlandırılmasını istedi. Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Sözcüsü Tümgeneral Turki al-Maliki'ye göre Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu güçleri, resmi izin olmadan Mukalla Limanı’na getirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan ‘sınırlı ve nokta atışı’ bir hava saldırısı düzenledi.

Öte yandan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BAE ile ortak savunma anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu. 90 günlük olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıklayan Alimi, BAE güçlerinin 24 saat içinde ülkeyi terk etmelerini ve kamplarını Vatan Kalkanı Güçleri’ne devretmelerini talep etti. Bu kararlar resmi kurumlar tarafından desteklendi.

Tüm bu gelişmeler ve Alimi'nin verdiği son tarih çerçevesinde BAE Savunma Bakanlığı, ilgili ortaklarla koordineli olarak güçlerinin geri çekileceğini duyurdu. Bakanlık, misyonu sonlandırma kararının ‘mevcut aşamanın gerekliliklerinin kapsamlı bir değerlendirmesi’ çerçevesinde alındığını ve BAE'nin bölgesel güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki taahhütleri ve rolüyle tutarlı olduğunu vurguladı.


Suriye: Lazkiye'de çıkan şiddet olaylarının ardından Esed'le bağlantılı 21 kişi gözaltına alındı

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye kentindeki çatışmaların ardından bir askeri aracın üzerinde (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Lazkiye kentindeki çatışmaların ardından bir askeri aracın üzerinde (EPA)
TT

Suriye: Lazkiye'de çıkan şiddet olaylarının ardından Esed'le bağlantılı 21 kişi gözaltına alındı

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye kentindeki çatışmaların ardından bir askeri aracın üzerinde (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Lazkiye kentindeki çatışmaların ardından bir askeri aracın üzerinde (EPA)

Suriye devlet televizyonuna göre Suriyeli yetkililer, ağırlıklı olarak Alevi nüfusun yaşadığı Lazkiye bölgesinde yaşanan şiddet olaylarının ardından sokağa çıkma yasağı ilan ettikten kısa bir süre sonra, ülkenin batısında Beşşar Esed rejimiyle bağlantılı olmakla suçlanan 21 kişiyi gözaltına aldı.

Lazkiye vilayetinde düzenlenen gösterilerde en az 3 kişinin silahla öldürülmesinin ardından, pazartesi günü Alevi mahallelerinde şiddet olayları yaşandı. Binlerce kişinin katıldığı gösteriler, Humus şehrindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camiye düzenlenen patlamayı protesto etmek amacıyla Alevi bir dini otorite tarafından düzenlenmişti. Göstericilerden ikisi güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.

Suriye devlet televizyonu, Lazkiye vilayetinde İç Güvenlik Güçlerinin, eski rejimin kalıntıları olarak tanımlanan ve suç faaliyetlerinde, mezhepçi kışkırtmada ve iç güvenlik güçlerini hedef alan saldırılarda yer alan 21 kişiyi gözaltına aldığını bildirdi. 

Gözaltılar, devlet televizyonunun, yetkililer tarafından dün saat 17:00 ile bugün 06:00 arasında Lazkiye’de uygulanan sokağa çıkma yasağının yoğun güvenlik önlemleri altında yürürlüğe girdiğini bildirmesinin ardından açıklandı.

İçişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, "acil durumlar, sağlık personeli, ambulans ve itfaiye ekipleri hariç" şehirde sokağa çıkma yasağı ilan etmiş ve sakinleri "karara tam olarak uymaya ve ilgili makamlarla iş birliği yapmaya" çağırmıştı.

Şarku’l Avsat’ın devlet medyasından aktardığına göre Lazkiye’de ağırlıklı olarak Alevi mahallelerinde yaşayanlar, pazartesi gecesi saldırılar ve yağmalama olayları yaşandığını, araçların ve mülklerin tahrip edildiğini, daha sonra sükunetin sağlandığını ve güvenlik güçlerinin konuşlandırıldığını bildirdi.

İçişleri Bakanlığı sözcüsü Nureddin el-Baba dün yaptığı açıklamada, yetkililerin "vatandaşların onurunu veya mallarını ihlal eden her türlü sabotaj veya saldırı eylemini kesinlikle reddettiğini" belirterek, failler hakkında "gerekli yasal önlemleri" alacaklarını ifade etti.

İçişleri Bakanlığı'nın "gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir pervasız veya yasadışı eyleme izin vermeyeceğini" vurgulayan el-Baba, "istisnasız tüm Suriye vatandaşlarını koruma konusundaki tam kararlılığını" teyit etti.

"Saraya Ensar el-Sünne" adını kullanan bir grup tarafından üstlenilen ve 8 kişinin ölümüne yol açan cami saldırısı, bu mezhebin üyesi olan eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana çok sayıda şiddet olayına maruz kalan dini azınlığa yönelik bir dizi saldırının sonuncusu.

Suriye, özellikle mart ayında kıyı bölgesinde Alevi sivillere karşı yaşanan kanlı mezhep çatışmalarına sahne oldu. Şam'daki yeni yönetim, Esed'in silahlı destekçilerini güvenlik güçlerine saldırarak şiddeti kışkırtmakla suçlamıştı.