Sudan halkı Beşir’e devrik lider Numeyri'yi hatırlattı

Sudanlı protestocular dün Hartum'daki ordu komutanlığı karargahının önünde sloganlar atarken (AFP)
Sudanlı protestocular dün Hartum'daki ordu komutanlığı karargahının önünde sloganlar atarken (AFP)
TT

Sudan halkı Beşir’e devrik lider Numeyri'yi hatırlattı

Sudanlı protestocular dün Hartum'daki ordu komutanlığı karargahının önünde sloganlar atarken (AFP)
Sudanlı protestocular dün Hartum'daki ordu komutanlığı karargahının önünde sloganlar atarken (AFP)

Sudan halkı, eski Sudan Cumhurbaşkanı Cafer Muhammed el-Numeyri'nin devrildiği 6 Nisan 1985 devriminin yıldönümü münasebetiyle protestolarını sürdürdüler.
Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı'nın önünde bir araya gelen yüz binlerce kişi ve başkent Hartum'un çeşitli bölgelerinde toplanan binlerce Sudanlı, istifa etmesi çağrısında bulundukları Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin tanık olduğu en büyük protesto gösterisini düzenlediler.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre çok sayıda öfkeli vatandaş, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı'nın önünde ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı yakınlarında bir araya geldi. Güvenlik ve istihbarat servisleri göstericilere karşı koymaya çalışırken, ordu kuvvetleri, vatandaşlara yönelik gerçekleştirilecek saldırıların önüne geçti ve onları korudu.
Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı'nın önünde bir araya gelen göstericilerin sayısı yüz binleri bulurken, aynı şekilde Hartum'un çeşitli bölgelerinde ve Sudan'ın diğer şehirlerinde de yüzbinlerce kişi sokaklara döküldü. Göstericilerin sayısının 1 milyonu aştığı tahmin ediliyor. Ayrıca Özgürlük ve Değişim Koalisyonu’nun çağrısına cevap veren on binlerce kişi, Vad Medeni, Port Sudan, Kassala, Atbara ve bir dizi diğer şehir ve bölgede bir araya geldiler.
Protestocular, “Tek ordu Tek halk” gibi Nisan 1985 devriminde kullanılan sloganlar ile birlikte “Artık git!” ve “Devrim, halkın seçimidir” gibi Aralık ayından bu yana devam eden Beşir rejimi karşıtı gösteriler sırasındaki sloganları kullandılar. Güvenlik güçleri, sabahın erken saatlerinde dükkanların kapattı ve sokak satıcılarına şehir merkezinden ayrılmalarını emretti. Bir dizi göstericinin şehir merkezinde barikat kurmasının ardından güvenlik güçleriyle göstericiler arasında vur-kaç çatışmaları yaşandı.
Öte yandan, bir süredir devam eden halk hareketine öncülük eden Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) protestoculara, komutanlığın önünde oturma eylemi yapmaları çağrısında bulundu ve vatandaşlardan eylem yapan kimseler için su ve yiyecek temin etmelerini talep etti. SPA tarafından yayınlanan ve Hartum vatandaşlarına, su şirketlerine, restoranlara ve halka ait kafeteryalara hitap edilen acil bir bildiride, “Hartum güneşi altında protestolarda bulunan devrimcilere yardımcı olmanızı talep ediyoruz” ifadesi yer aldı.
Dün yayınlanan bir diğer bildiride ise Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı'nın önünde gerçekleştirilen protestoların, özgürlük ve onur için bir zafer olduğu kaydedildi. Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin devrilmesine dek eyleme devam edilmesi çağrısında bulunulan bildiride, “Sudan halkının iradesini yenebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Bugün uzun zamandır beklenen vaat edilmiş gündür. Yaşlılar, gençler, erkekler ve kadınlar olarak meydanlara çıktınız. İktidarı gasp eden rejimin istifa edeceği güne dek geri adım atmamanın zamanı geldi” ifadeleri kullanıldı.
Vatandaşlara alanları terk etmemeleri çağrısında bulunan SPA, “Bu sokaklar sizin kararlılığınız, sabrınız ve iradeniz ile özgürleşti. Sizi, Hartum'daki komutanlık genel merkezi sokağı boyunca oturuma eylemi gerçekleştirmeye davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Ayrıca bildiride silahlı kuvvetlere övgüde bulunuldu ve tiranları takip etmeyen bu kuvvetlerin protestoculara kötü bir muamelede bulunmadıkları kaydedildi.
Dün gösteriler başlamadan önce yüzlerce göstericiyi tutuklayan güvenlik güçleri onları bilinmeyen yerlere götürürken, protestocular gösterilerin başlamasından bu yana ilk kez Hartum şehir merkezindeki sokakları kapattılar ve göz yaşartıcı gazlarla kendilerine saldıran güvenlik güçleriyle çatışmalara girdiler. Protestocuların sayılarının artması ve gösterilen yoğunlaşması ile birlikte güvenlik makamları, Hartum’a ulaşan Mavi Nil Köprüsü, Silahlı Kuvvetler Köprüsü ve Beyaz Nil Köprüsü’nü kapattılar. Köprülerin kapatılması ile birlikte on binlerce kişinin protestolar için belirlenen yere gelmelerine engel oldu.
6 Nisan 1985 Devrimi
Sudanlılar, dün ülkede yaşanan durumun 1965 ve 1985’te iki askeri rejime karşı Sudan halkı tarafından gerçekleştirilen devrimlerin bir tekrarı olduğu değerlendirmesinde bulundular. Her iki devrim sırasında gerçekleştirilen kitlesel halk protestolarıyla rejimin devrilmesinde başarılı olunmuştu.
Eski Sudan Cumhurbaşkanı Cafer Muhammed el-Numeyri, 6 Nisan 1985'te, Sudan Meslek Grupları Birliği’ne (SPA) benzer bir sendikanın öncülüğünde gerçekleştirilen gösterilerin ardından silahlı kuvvetlerin göstericilerin yanında yer almasıyla birlikte istifa etmek zorunda kaldı. Süreç içerisinde tüm ülkeyi tamamen felç eden sivil itaatsizliğin sonucunda ordu, Numeyri rejimine müdahale etmek zorunda kaldı ve rejimi istifaya zorladı. Aynı durum Ekim 1964'te General İbrahim Abud döneminde de yaşandı. Her iki seferde de askeri rejimin çöküşünün ardından bir geçiş dönemi yaşandı, seçimler yapıldı ve bir sivil hükümet kuruldu.
Öte yandan, Sudan Kurtuluş Hareketi Sözcüsü Muhammed Abdurrahman el-Nayer, Sudan hükümetine bağlı milislerin Darfur'un merkezinde bulunan Zalinci şehrine saldırdıklarını, milisler tarafından açılan ateşin sonucunda 19 yaşındaki bir kızın hayatını kaybettiğini ve aralarında bir çocuğun da bulunduğu 4 kişinin yaralandığını açıkladı.
Hareketinin, 6 Nisan devriminin yıldönümünde gerçekleştirilen gösterilerin yanında durduğunu dile getiren el-Nayer, “Sudan halkının iradesi kazandı. Halk, rejimin zorbalığına, baskıya, tutuklama operasyonlarına ve ölüme karşı meydan okudu. Vatandaşlar geri döndürülemez bir şekilde korku engelini kırdılar ve maruz kaldıkları şiddette rağmen barışçıl protestolarla taleplerini dile getirdiler” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte binlerce Sudanlı, Londra, Paris ve diğer Avrupa kentlerindeki Sudan elçiliklerinin önünde gösterilerde bulundular. Ayrıca Hartum'daki ve Sudan'ın diğer şehirlerindeki gösterilerle eş zamanlı olarak Avustralya ve Yeni Zelanda'da da bir araya gelen vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ve hükümetinin istifa etmesini talep ettiler.
Sudanlılar, dün sabah Londra'daki Sudan Büyükelçiliğine ulaştılar. Sonrasında vatandaşlar, İngiliz hükümetinin Hartum yönelik desteğinin kesilmesini, diyalogun durdurulmasını ve Beşir’in istifa etmesi için baskı yapılmasını talep ettikleri bildiriyi İngiltere Başbakanı'na teslim etmek üzere yola çıktılar.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.