BMGK, Sudan ordusundan yönetimi sivillere teslim etmesini istedi

Dün Askeri Konsey’in açıklamasına karşı düzenlenen protestolarda oğlunu omuzlarında taşıyan bir gösterici (AFP)
Dün Askeri Konsey’in açıklamasına karşı düzenlenen protestolarda oğlunu omuzlarında taşıyan bir gösterici (AFP)
TT

BMGK, Sudan ordusundan yönetimi sivillere teslim etmesini istedi

Dün Askeri Konsey’in açıklamasına karşı düzenlenen protestolarda oğlunu omuzlarında taşıyan bir gösterici (AFP)
Dün Askeri Konsey’in açıklamasına karşı düzenlenen protestolarda oğlunu omuzlarında taşıyan bir gösterici (AFP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Sudan’daki değişimin ‘barışçıl doğasını korumasını’ talep etti. Yönetimin sivillere geçişinin sağlanması ve şiddete götürecek her şeyden kaçınılması gerektiğinin altı çizildi. Sudan halkının meşru taleplerinin anayasanın ruhuna ve ülkede yürürlükte olan medeni kanunlara uygun olarak karşılanmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Öte yandan Sudan BM Daimi Temsilcisi Yasir Abdullah Abdusselam, Askeri Konsey’in şu anki geçiş dönemini kısaltma olasılığının bulunduğunu açıkladığını ifade etti.
BM Güvenlik Konseyi, dün ABD ve konseydeki Avrupa Birliği (AB) üyesi 5 ülkenin talebi üzerine kapalı oturumda toplandı.
BMGK’daki diplomatlar Şarku'l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Sudan’da gerçekleştirilen geniş çaplı barışçıl protestolar ve Askeri Geçiş Konseyi’nin, Devlet Başkanı Ömer el- Beşir’i görevden almasının ardından 15 üyenin yönetimin sivillere geçmesinin gerekliliği konusunda hemfikir olduğunu açıkladı. Başta Rusya olmak üzere bazı ülkeler, BMGK’nın mevcut durumda herhangi bir resmi tavır sergilemesini reddetti. Öte yandan Avrupa ülkeleri bu Arap-Afrika ülkesindeki ‘geçici durum’ konusunda ortak bir tutum sergiledi.
BMGK’da gerçekleştirilen toplantıda BM Barışı Koruma Operasyonları Genel Sekreter Yardımcısı Bintou Keita, son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Toplantıda, “Avrupalı ​​üye devletler durumu yakından izleyen ortak bir pozisyonda bulundular” dedi. BMGK üyelerinden bir diplomat, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada Rusya’nın yönetimin sivillere geçmesi gerektiğini belirttiğini ancak şu aşamada Konsey’in Sudan’a resmi bir müdahalede bulunması taraftarı olmadığını söyledi. Batılı ülkeler, BMGK’nın yalnızca toplanmasını, Sudan'daki aktif güçlere kuvvetli bir mesaj olarak değerlendiriyor.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Şarku'l Avsat’a, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Sudan’daki gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade etti. En önemli meselenin vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin korunması olduğuna vurgu yapan Dujarric, ülkenin güvenliğini ve istikrarını zayıflatan veya insani yardımın sağlanmasını engelleyen faaliyetlerden kaçınılması gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Darfur Misyonu’nun ülkedeki durumu yakından takip ettiği belirtildi.
İngiltere’den açıklama
İngiltere BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce yaptığı açıklamada, “Sudan’daki durumu yakından gözlemliyoruz. Sivil yönetime mümkün olan en kısa sürede dönmenin bir yolunu bulmak önemli. Durumu, Sudan'ı ve tüm Afrikalı ortaklarımızı burada izlemeye devam edeceğiz. Umarım bu sona ulaşılmasını sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Sudan'da sükûnet ve gösterilerde gözaltına alınan sivillerin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Bachelet, Cenevre ve New York’ta dağıtılan yazılı açıklamada, Sudan'daki yetkili makamlara, insan haklarının korunması ve şiddetten kaçınmaları konusundaki genel yükümlülüklerine değindi.
"Bu, Sudan için çok kritik ve değişken bir an ve derin belirsizlik ve tedirginlik var." ifadesini kullanan Bachelet, ülkedeki gelişmeleri yakından takip ettiklerinin altını çizdi.
Bachelet ayrıca, Sudan güvenlik güçlerini ve adalet mercilerini uluslararası insan hakları hukukunun gereğini tam olarak yerine getirmeye çağrısında bulundu.
Sudan'da sükunet çağrısı yapan ve yetkili makamları barışçıl gösteriler sırasında gözaltına alınanları serbest bırakmaya davet eden Bachelet, geçtiğimiz Aralık ayından bu yana göstericilere karşı aşırı güç kullananlar hakkında bağımsız, hızlı ve etkin bir soruşturma başlatılması gerektiğini belirtti.
İnsan Hakları Konseyi Başkanı Coly Seck ise Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada “Hepimizin istediği barışçıl protesto ve demokratik geçiş sağlanması. Bunlar bizim için önemli şeyler. Durum, insanların barışçıl bir şekilde ortaya çıkmasına izin veriyor” dedi. İnsan Hakları Konseyi ve Güvenlik Konseyi'nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin çok sayıda Sudanlı yetkiliyle yapılan suçlamalarla ilgili konuları takip ettiği vurgulandı. Öte yandan Arap Devletleri Birliği Genel Sekreteri Sözcüsü Büyükelçi Muhammed Afifi de birliğin gelişmeleri yakından takip ettiğine dikkat çekerek, Sudan halkının ülkenin yararı konusunda hemfikir olmasını umduklarını ifade etti.
Bahreyn Krallığı, Sudan Cumhuriyeti'ndeki güncel gelişmeleri büyük bir ilgiyle takip ettiğini vurguladı. Bahreyn Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Manama'nın Sudan'ı destekleyen duruşunun sabit olduğunun vurguladığı belirtildi.



ABD'nin desteğiyle çeyrek asır sonra üst düzey Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
TT

ABD'nin desteğiyle çeyrek asır sonra üst düzey Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)

Suriye-İsrail ilişkileri, İsrail'in hava saldırıları ve Suriye'nin iç işlerine, özellikle de Suveyda vilayetine doğrudan müdahalesine rağmen normalleşme yolunda hızla ilerliyor. Ayrıca ABD yönetimi, Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack aracılığıyla, iki tarafı, özellikle de İsrail'i uzlaşma yoluna yönlendirmek için çaba gösteriyor gibi görünüyor.

Bu bağlamda Paris perşembe akşamı, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında 4 saat süren bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Dermer, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya çok yakın ve Washington'a zor görevler için gönderilen bir elçi. Toplantı, Tom Barrack'ın himayesinde gerçekleştirildi. Barrack, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu akşam (perşembe) Paris'te Suriyeli ve İsrailli yetkililerle bir araya geldim. Toplantının amacı diyalog ve gerginliğin azaltılmasıydı ve bunu gerçekten başardık. Tüm taraflar bu çabaları sürdürme taahhüdünü teyit etti” ifadelerine yer verdi. Barrack, görüşmelerin başarılı olduğunu ve amacına ulaştığını vurguladı.

Olağanüstü toplantı

Toplantı, sadece süresi açısından değil, gerçekleştiği düzey açısından da olağanüstüydü. Son benzer toplantı 25 yıl önce, 2000 yılında eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın, Suriye Dışişleri Bakanı Faruk eş-Şara ve İsrail Dışişleri Bakanı Ehud Barak'ı, iki taraf arasında barış anlaşması sağlanması çabaları kapsamında bir araya getirdiği toplantıydı. Ancak hedef gerçekleştirilemedi. Başkan Donald Trump, tamamen farklı koşullarda bu tür bir başarıya ulaşmaya çalışıyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (AFP)Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (AFP)

Toplantıya katılanların, Suriye ile İsrail arasındaki gerginliği azaltacak ve güvenlik konusunda mutabakat sağlayacak düzenlemeler üzerinde odaklandıkları öğrenildi. Söz konusu düzenlemeler, geçtiğimiz günlerde Suveyda'da çıkan çatışmalara İsrail'in Dürzileri korumak gerekçesiyle müdahale etmesi, ordunun mevzilerini bombalaması ve daha fazla müdahale tehdidinde bulunması gibi olayların tekrarlanmasını önleyecek. Toplantıya yakın kaynaklar, görüşmelerde her iki tarafın ‘güven artırıcı önlemler’ olarak adlandırılan konulara odaklandığını bildirdi. Kaynaklara göre, İsrail'in Suriye'nin çıkarlarını hedef almaktan çekinmemesi endişe vericiyken, Suriyeli yetkililer açıkça kimseyle savaşmak istemediklerini, iç durumlarını düzeltmek istediklerini ve İsrail ile yakınlaşmaya karşı olmadıklarını söylüyorlar.

İsrail'in bu hamlesi, Netanyahu'yu sert bir şekilde eleştiren Trump'ı öfkelendirdi. Alman haber ajansı DPA, ismini vermediği bir İsrailli yetkiliye dayanarak, güvenlik düzenlemelerinin yanı sıra, toplantının ‘Suriye'nin İsrail ile diplomatik adımlar atmaya daha hazır hale gelmesini’ sağlamayı da amaçladığını aktardı.

Paris toplantısı, her iki tarafın da bir sonuç elde etmek için acele ettiğini gösteriyor. Bu toplantı, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Türkiye'ye yakın bir ülke olan Azerbaycan'a yaptığı ziyaret vesilesiyle düzenlenen bir toplantının ardından gerçekleşti. İsrail Kanal 12 televizyonu bu toplantıyı ‘tarihi bir zirve’ olarak nitelendirdi.

Fransa – ABD – Suriye toplantısı

Dün Paris'te, Fransa ve Suriye dışişleri bakanları ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’nin katıldığı, türünün ilk örneği olan bir başka toplantı daha düzenlendi. Bu toplantının önemi, Paris'in Suriye'de bir konuma sahip olmak istediğini, Şam'ı ağırlayan tek Batı başkenti olduğunu ve Suriye ekonomisini desteklemek için bir konferans düzenleyen tek ülke olduğunu hatırlatmasıdır. Paris, Suriye'ye uygulanan Avrupa yaptırımlarının kaldırılması için uğraşan en güçlü destekçilerden biriydi. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile birlikte Şam'ı ziyaret eden ilk Batılı bakan olmuştu. Paris, Barrack'ın üçlü toplantıyı kabul etmesini, ülkedeki rolünün ‘tanınması’ olarak görüyor.

 Suveyda'nın sokaklarından birinde asılı olan Dürzi bayrağı, 25 Temmuz 2025 (Reuters)Suveyda'nın sokaklarından birinde asılı olan Dürzi bayrağı, 25 Temmuz 2025 (Reuters)

Toplantının ardından, Suriye'deki gergin bölgelerde diyalog ortamının oluşması ve gerginliğin azaltılmasına yönelik büyük çabanın vurgulandığı ortak bir bildiri yayınlandı. Bildiri, geçiş sürecinin başarıya ulaşması için hızlı bir şekilde harekete geçilmesini öngören 6 mutabakat veya karar içeriyordu. Son aylarda, bir bölgeden diğerine yayılan kanlı olayların ardından bu süreçle ilgili birçok soru ve endişe ortaya çıktı. Batı'yı özellikle ilgilendiren önemli noktalardan biri, her türlü terörle mücadele ve Suriye devletinin ve kurumlarının güvenlik sorunlarıyla başa çıkma kapasitelerinin desteklenmesi. Batı'nın korktuğu şey, DEAŞ'ın geri dönüşü ve bunun Suriye'deki mültecilerin Avrupa'ya göç etmesine yol açması.

Bildiri, siyasi geçiş sürecinde Suriye hükümetine destek olunması ve Suveyda ile ülkenin kuzeydoğusunda (Kürt bölgeleri) ulusal uzlaşmanın sağlanması çağrısında bulundu. Bildiri ayrıca, Suriye'nin bölgenin istikrarını korumak için komşularının güvenliğine herhangi bir tehdit oluşturmama taahhüdünü ve aynı zamanda komşu ülkelerin de Suriye'nin istikrarına herhangi bir tehdit oluşturmaması gerektiğini belirtti. Kürt heyetinin katılımıyla yapılması planlanan dörtlü toplantının iptal edilmesi nedeniyle, bildiride Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Paris'te mümkün olan en kısa sürede bir görüşme turu düzenlenmesinin önemi vurgulandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Fransız bir kaynak, ‘Şam ile Suriye halkının (başta Kürtler olmak üzere) çeşitli bileşenleri arasında diyalog çerçevesinin yeniden başlatılması gerektiğini’ vurguladı. Kaynak, “Bu bağlamda ABD ve Fransa, diyaloğun gerçekleşmesini ve Suriye'deki geçiş sürecini güçlendirecek barışçıl bir müzakere çözümüne yol açmasını sağlamak için son derece proaktif bir şekilde hareket etmeye devam ediyor” dedi. Barrack, X platformunda Washington'un ‘dostları ve ortaklarıyla iş birliği içinde Suriye'de refah için çalışmaya devam edeceğini’ yazdı ve ‘istikrarlı, güvenli ve birleşik bir Suriye'nin büyük komşular ve müttefikler temelinde inşa edileceğini’ belirtti. Barrack, geçen hafta başında Suriye'yi ziyaret ettikten sonra Beyrut'a geçmişti.