Köpek sahipleri kedi besleyenlere göre daha mutlu

Köpek sahipleri kedi besleyenlere göre daha mutlu
TT

Köpek sahipleri kedi besleyenlere göre daha mutlu

Köpek sahipleri kedi besleyenlere göre daha mutlu

İnsanlar köpeklerin en iyi arkadaşları olduklarını söyler ve yapılan yeni bir araştırma bu sözleri haklı çıkarıyor.
The Independent'tan Olivia Petter'ın haberine göre, Chicago Üniversitesi bünyesindeki sosyal araştırma organizasyonu NORC tarafından geçen yıl nisan ve kasım ayları arasında yapılan Genel Toplumsal Araştırma (GSS), köpek sahiplerinin yüzde 36’sının “çok mutlu” olduklarını ortaya koydu. Araştırmaya göre, kendini “çok mutlu” şeklinde tanımlayan kedi besleyenlerin oranı ise yüzde 18’de kaldı.
The Washington Post'ta yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, köpek sahiplerinin evlenme ve ev sahibi olma ihtimalleri kedi besleyenlere göre de daha yüksek. Evlenme ve ev sahibi olmanın, kişinin yaşam doyumuna katkı sunan faktörler olduğu biliniyor.
Son zamanlarda yapılan ve 2 bin yetişkinin katıldığı başka bir araştırma, köpek sahiplerinin yılda ortalama bin 400 km. yürüdüklerini belirledi. Ayrıca araştırma bu kişilerin, köpek sahibi olmayanlara göre daha fit olduklarını, ruh sağlığı seviyelerinin geliştiğini ve stres düzeylerinin de azaldığını ortaya koydu.
Öte yandan 2016’da yapılan başka bir çalışma da köpek sahiplerinin mutluluklarının her yönden kedi sahiplerine göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaştı.

Ancak kedi besleyenler umutsuz olmamalı.
Elbette kedi gibi hayvanlar sizi bazen göz ardı edebilir. Ancak bir önceki araştırma, herhangi bir evcil hayvan sahibi olmanın zihinsel ve fiziksel faydalarını da ortaya çıkardı.
Geçen yıl kedi ve köpek sahibi 55 yaş üstü bin kişinin katıldığı bir araştırma, evcil hayvan besleyenlerin işlerinde daha tatmin olduklarını ve hiçbir zaman da kendilerini yalnız hissetmediklerini belirledi.
Bazı araştırmalar da evcil hayvana sahip olmanın kalp sağlığını geliştirdiğini, tansiyonu düşürdüğünü ve depresyonun yatıştırılmasına yardımcı olduğunu öne sürüyor.



İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
TT

İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)

Bilim insanları ilk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfetti. İlk kez bir gezegenin, yıldızını bu şekilde etkilediği gözlemlendi. 

Dünya'dan yaklaşık 400 ışık yılı uzaktaki HIP 67522 adlı yıldız ve yörüngesindeki iki gezegen uzun zamandır takip ediliyor. Sadece 17 milyon yaşındaki yıldız, 4,5 milyar yaşındaki Güneş'e kıyasla daha büyük ancak daha soğuk. 

Yıldızın HIP 67522 b adlı gezegeni, şaşırtıcı derecede yakın bir yörüngede dönüyor. Ötegezegen yıldızın etrafındaki bir turunu sadece 7 günde tamamlıyor; yani gezegende bir yıl, Dünya zamanıyla sadece bir hafta sürüyor.

Hollanda Radyo Astronomi Enstitüsü'nden Ekaterina Ilin, "Daha önce HIP 67522 gibi bir sistem görmemiştik; gezegen bulunduğunda, yıldızının yörüngesinde 10 günden daha kısa bir sürede döndüğü bilinen en genç gezegendi" diyor.

Ilin ve ekip arkadaşları bu nedenle NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) ve Avrupa Uzay Ajansı'nın ötegezegen uydusu CHEOPS'u kullanarak sistemi daha yakından incelemeye karar verdi. 

Araştırmacılar HIP 67522 b'nin yıldızıyla  kurduğu sıkı etkileşim nedeniyle kendi sonunu hazırladığını tespit etti. 

Devasa plazma topları olan yıldızların yüklü parçacıkları, yüzeydeki hareketleriyle güçlü manyetik alanlar yaratıyor. Manyetik alan çizgileri birbirini kesemediğinden, bazen bunlar düğümlenip aniden koparak güneş patlamaları adı verilen radyasyon patlamalarına yol açıyor.

Bilim insanları, Dünya gibi pek çok gezegenin de manyetik alanı olduğu için yıldızına yakın gezegenlerin, yıldızlardaki manyetik alan patlamalarını tetikleyip tetiklemediğini merak ediyordu. 

HIP 67522 sistemini inceleyen ekip, yıldızdaki patlamaların gezegen onun önünden geçerken sıklaştığını saptadı. Araştırmacılar bu nedenle patlamaları gezegenin tetiklediği sonucuna vardı. 

Normalde yıldızların, yörüngelerindeki gezegenlerden etkilenmediği düşünülüyordu. Ancak araştırmacılar HIP 67522'nin yaşı nedeniyle ve güçlü bir manyetik alanı olması durumunda bunun mümkün olduğunu söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmaya göre gezegen yakın yörünge dönüşü sırasında enerji biriktiriyor ve bunun bir kısmını, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca bir kırbaç misali, dalgalar halinde geri gönderiyor. Bu şok dalgası, manyetik alandan yıldızın yüzeyine geçtiğinde muazzam bir patlama yaşanıyor.

Ancak bu güçlü kozmik ışınların büyük bir kısmı uzaya savrulmak yerine gezegene geri dönüyor. Bilim insanları HIP 67522 b'nin bugüne kadar bulunan ilk "eceline susamış gezegen" olduğunu söylüyor. 

Ilin "Gezegen özellikle enerji yüklü patlamaları tetikliyor gibi görünüyor" diyerek ekliyor: 

Gezegenin, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca gönderdiği dalgalar belirli anlarda patlamaları başlatıyor. Ancak patlamaların enerjisi dalgaların enerjisinden çok daha yüksek. Dalgaların oluşmaya hazır patlamaları tetiklediğini düşünüyoruz.

Araştırmacılar halihazırda yaklaşık Jüpiter büyüklüğündeki HIP 67522 b'nin, 100 milyon yıl içinde Neptün'e yakın bir boyuta geleceğini tahmin ediyor.

Bilim insanları sistemi incelemeye devam ederek patlamalarda ne tür enerji salındığını anlamayı umuyor. Ayrıca bu türden benzer sistemlerin var olup olmadığını araştırmak için çalışmalarını genişletmeyi planlıyorlar.

Ilin, "Aklımda milyonlarca soru var çünkü bu tamamen yeni bir fenomen, dolayısıyla ayrıntılar hâlâ net değil" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, NASA, Nature