3 Semavi dinin kutsal günü aynı güne denk geldi: Berat Kandili, Kutsal Cuma ve Hamursuz

19 Nisan 2019'da, üç Semavi din kendi kutsalında birleşti (Pixabay)
19 Nisan 2019'da, üç Semavi din kendi kutsalında birleşti (Pixabay)
TT

3 Semavi dinin kutsal günü aynı güne denk geldi: Berat Kandili, Kutsal Cuma ve Hamursuz

19 Nisan 2019'da, üç Semavi din kendi kutsalında birleşti (Pixabay)
19 Nisan 2019'da, üç Semavi din kendi kutsalında birleşti (Pixabay)

Bugün, yani 19 Nisan 2019 günü 3 Semavi din için de kutsal.
Müslümanlar için en mübarek gecelerden biri olan Berat Kandili bu gece kutlanıyor. 
İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biri olan Berat Kandili, Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gece kutlanıyor. 
Berat Arapça'da temize çıkma anlamına geliyor. İslam inancına göre, Berat Kandili’ne bereketli bir gece olması sebebiyle Mübarek Gece, günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Berat Gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet Gecesi gibi isimler verildi. Müslümanlar bu geceyi ibadet edip dua ederek geçiriyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Hristiyanlar da bugün Hz. İsa’nın çarmıha gerilip 3 gün sonra dirilişini anıyor. Hristiyanların, Paskalya pazarından önceki “Kutsal Cuma” anmaları da yine bugüne denk geldi.  Dünyanın pek çok yerindeki Hristiyanlar Kutsal Cuma anmaları nedeniyle hem dini ayinler yapıyor hem de Hz. İsa’nın çarmıha gerilişini anlatan canlandırmalar yapıyor
19 Nisan günü Museviler için de önemli bir gün. Çünkü Museviler bugünü Hz. Musa’nın Mısır’dan ayrılıp mucizevi bir şekilde Kızıldeniz’i geçmesini anlatan Hamursuz Bayramı olarak kutluyor. Pesah ya da Fısıh olarak da bilinen Hamursuz Bayramı  Yahudi takvimindeki Nisan ayının 15. günü başlıyor ve 7 veya 8 gün kutlanıyor. Hamursuz Bayramı aynı zamanda Yahudi bayramları içinde en bilineni.



Musul'da nadir rastlanan bir Asur taş levhası bulundu

Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
TT

Musul'da nadir rastlanan bir Asur taş levhası bulundu

Taş levhanın bir parçası (Schmitt)
Taş levhanın bir parçası (Schmitt)

Arkeologlar Irak'ta, MÖ 7. yüzyılda yaşamış bir Asur imparatorunu, Mezopotamya uygarlığında tapınılan tanrılarla çevrelenmiş halde tasvir eden ilginç bir antik taş levhayı gün yüzüne çıkardı. 

Yaklaşık 5,5 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğindeki dev levha, Musul yakınlarında yer alan Ninova antik kentindeki Kral Asurbanipal'ın Kuzey Sarayı'nın taht odasında keşfedildi.

Kuzey Mezopotamya'nın en önemli bölgelerinden biri kabul edilen antik kent, MÖ 8. yüzyılın sonlarında Kral Sanherib döneminde Asur İmparatorluğu'nun başkenti olmuştu.

Son kazıda yer alan araştırmacılar taş levhayı sadece büyüklüğünden dolayı değil, aynı zamanda tasvir ettiği sahneler açısından da "olağanüstü" buluyor.

Bunun başlıca nedeni, Asur İmparatorluğu'na ait bugüne kadarki dini kabartma resimlerinde tanrılara pek yer verilmemesiydi.

Prehistorya, Protohistorya ve Antik Yakın Doğu Arkeolojisi Enstitüsü'nden Aaron Schmitt, "Bildiğimiz Asur saraylarına ait çok sayıda kabartma resim arasında büyük tanrıların tasvirleri yok" diyor.

o9p0thyj
Kabartmanın 3D modelinde rekonstrüksiyon koyu renkte gösteriliyor (Michael Rummel)

Kral Asurbanipal'ın yaptırdığı Kuzey Sarayı'nın merkezi bir bölümündeki kazılar 2022'den bu yana devam ediyor. Yeni ortaya çıkarılan levhanın merkezinde, Asur İmparatorluğu'nun son büyük hükümdarı Asurbanipal'ın, iki yüce tanrı tarafından çevrelendiği tespit edildi: Aşur ve Ninova'nın koruyucu tanrıçası İştar.

Ayrıca tanrılara ve hükümdara kurtuluş ve hayat bahşeden balık benzeri bir tanrının yanı sıra büyük olasılıkla bir akrep-adam olarak restore edilmesi gereken, kollarını kaldırmış bir destek figürü de yer alıyor.

Dr. Schmitt, "Bu figürler, kabartmanın üzerine ilk başta devasa bir kanatlı güneş diskinin yerleştirildiğine işaret ediyor" diyor.

defrgthyu
Antik Ninova'daki kazı çalışmaları (Schmitt)

Araştırmacılar gelecek aylarda levhayı detaylıca incelemeyi, tasvirlerin ardındaki bağlamı bulmayı ve sonuçları bilimsel bir dergide yayımlamayı umuyor.

Levha ilk başta, araştırmacıların saraydaki en önemli yer olabileceğini söylediği taht odasının ana girişinin karşısındaki bir alandaydı.

Levhanın parçaları bu girintinin arkasındaki toprak dolu bir çukurda ortaya çıkarıldı.

Araştırmacılar bu çukurun MÖ 3. ya da 2. yüzyılda Helenistik dönemde kazıldığından şüpheleniyor.

Dr. Schmitt şu ifadeleri kullanıyor: 

Britanyalı arkeologların yüz yıldan uzun bir süre önce bunları bulamamasının nedenlerinden biri, kuşkusuz bu parçaların gömülü olmasıydı.

Independent Türkçe