Abbas: Oslo'dan bu yana kötünün daha kötüsüne doğru yürüyoruz

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Kahire'de Filistinli meslektaşı Mahmud Abbas ile görüştü (AP)
Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Kahire'de Filistinli meslektaşı Mahmud Abbas ile görüştü (AP)
TT

Abbas: Oslo'dan bu yana kötünün daha kötüsüne doğru yürüyoruz

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Kahire'de Filistinli meslektaşı Mahmud Abbas ile görüştü (AP)
Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi, Kahire'de Filistinli meslektaşı Mahmud Abbas ile görüştü (AP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Mısırlı mevkidaşı Abdülfettah es-Sisi, Filistin meselesinin siyasi çözümüne ilişkin resmi Arap makamlarının, "Yüzyılın Anlaşması" olarak isimlendirilen anlaşmanın detayları açıklanmadan önce, Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğuna vurgu yaptı. İki lider, "Uluslararası hukuka göre bağımsız bir Filistin devletinin, başkenti Doğu Kudüs'tür" ifadelerine yer verdi.
Dün Kahire'de düzenlenen Mısır-Filistin zirvesinde Sisi, Kahire'nin Filistin davasını desteklediğini belirterek meselenin kapsamlı bir çözüme ulaşması konusundaki ısrarcı tutumunun altını çizdi.
Filistin Cumhurbaşkanı, sorunu çözmek, Filistin halkının haklarını korumak ve Filistin ulusal birliğini sağlamak için yapılan hamleleri memnuniyetle karşılarken, Filistin halkının sorunlarla mücadele etme ve zorlukları ele almanın yollarını vurguladı.  Abbas, "Son dönemde davaya ilişkin yaşanan gelişmeşer Filistinlilerin konumunu belirliyor" dedi.  Sisi ise Mısır’ın Filistin’in siyasi çözüm çabalarına tam destek verdiğini vurguladı.
Mısır cumhurbaşkanlığından dün yapılan açıklamada "İsrail'in Filistinlilerin mallarına ek koyması Filistin yönetimini zorluyor ve ülke yönetiminin statüsünü olumsuz etkiliyor" denildi. 
Sisi, "Bu bağlamda Mısır, ilgili taraflarla çalışmalarını sürdürmeye istekli. Böylece durumun ağırlaşmasının önlenmesine katkıda bulunuyor"dedi. Toplantıda Mısır'ın Gazze Şeridi'ni istikrara kavuşturma çabalarına değinen Sisi, “Mısır, her zaman öncelikle Filistin halkının güvenliğini ve istikrarını korumayı hedefler. Özellikle Gazze Şeridi'nde insani, sosyal ve ekonomik koşulları iyileştirme gayreti içindeyiz” dedi. Mısır'ın Filistin'deki uzlaşı sürecine yönelik çabalarına devam ettiğini ifade eden Sisi, tüm Filistinli partiler ve gruplar arasında birleşmiş bir vizyon çerçevesinde, Filistin yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki rolünü desteklemek, Batı Şeria ile Gazze Şeridi arasındaki ayrımı derinleştiren herhangi bir girişimi engellemek için uğraştıklarını belirtti.
Mısır Cumhurbaşkanı, Kahire’nin "ilgili taraflarla ve garantör ülkelerle UNRWA’ın finansman krizini çözecek mekanizmalar bulma çabalarını sürdürdüğünü, eğer sonuca ulaşırsa, UNRWA'nın Filistinli mültecilere sunulan hizmetlerin hızını ve kalitesini koruyabileceğini" aktardı.
Öte yandan, Filistin Cumhurbaşkanı Abbas, dün Arap Ülkeleri Birliği'nin merkezindeki liderler toplantısına katıldı ve iktidarın İsrail, ABD ve Hamas ile ilişkisi hakkında konuştu.
Ebu Mazin Arap liderlere, "1993’teki Oslo anlaşmasından bu yana hiçbir şey değişmedi. Kötüden daha kötüye doğru gidiyoruz. Anlaşma yaptığımız İsrailli lider Yitzhak Rabin öldürüldü. Sonra barışa inanmayan Netanyahu geldi ve tüm kapılar kapandı..." diye hitap etti.
Abbas, ayrıca eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert'  ile hiçbir anlaşma yapılamadan cezaevine girdiğini hatırlattı. Abbas, "Bugün, Oslo Anlaşması'na uymayan ya da saygı duymayan İsrail'le herhangi bir bağımız yok. Filistin tarafı ise çoğu zaman her şeye bağlı kalıyor. İsrail, geçtiğimiz günlerde Batı Şeria'daki yerleşim yerlerine yenilerinin ekleneceğini açıkladı. İşgal ettiği bölgelerden çekilmeyeceğini açıklayan İsrail, ve Oslo'daki anlaşmanın bir maddesine uymayacağını kaydetti" şeklinde konuştu.
Ebu Mazin, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı dört toplantının ayrıntılarını da açıkladı. Yarım saat süren son görüşmede Trump ile Abbas, 1967 sınırları, güvenlik ve Doğu Kudüs’te iki devletli bir çözüm üzerinde anlaşmaya vardı. Ancak bundan İki hafta sonra ABD Büyükelçiliği Kudüs'e taşındı, İsrail Devleti'nin başkenti ilan edildi ve yeni yerleşim yerleri yapıldı. Abbas, sözlerini "ABD’nin 'Yüzyılın Anlaşması' dediği şey, Filistin topraklarını İsrail'e vermekten başka bir şey değil!" diye tamamladı.
Hamas meselesine de işaret eden Abbas, “Hamas’ın yasama seçimlerini kazandığı 2006 yılından bu yana sorunlar bitmiyor. Kral Abdullah bin Abdülaziz'in daveti üzerine Suudi Arabistan’a gittik ve Kabe’nin önünde ayrılmaya ve bölünmeye karşı yemin ettik. Ama Hamas, bu söze sadık kalmadı. Arap Birliği'ne döndükten sonra, Mısır arabulucu olarak atandı ve 2011-2012'de hiçbir anlaşmaya varamadık.  Ekim 2017’de Hamas, uzlaşma, ulusal birlik hükümetinin kurulması ve seçimlerin düzenlenmesi isteğini dile getirdi. Bu, devletin, gücün ve silahların birliği anlamına geliyordu. Ardından Gazze’de başbakan ve istihbarat müdürüne karşı bir operasyon yapıldı" dedi.
Filistin Devlet Başkanı, Arap Birliği'ni Filistin halkın kararlılığını desteklemek için bir güvenlik ağı sağlamaya çağırdı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise Filistin meselesinin "Arapların ilk ve merkezi meselesi" olduğuna vurgu yaptı. Ebu Gayt, mevcut durum ayrılıklardanv ve farklılıklardan kaçınmayı gerektiriyor ve önümüzdeki aylarda büyük zorluklarla karşı karşıya kalabileceğimiz gerçek riskleri barındıran Filistin sorununa odaklanmayı hak ediyor" dedi.
Genel Sekreter, "Arap Birliği'nin Filistin davasına yönelik sağlam ve net duruşunun sarsılmayacağını düşünüyorum. Birlik, üye devletlerin kolektif merkezi olacak ve Filistin haklarını savunacak ve hak ettiği vizyonuna taşıyacaktır" diye konuştu.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.