Yemen'de Hudeyde krizi kronikleşiyor

Hudeyde civarındaki Yemen Ordusu (EPA-Arşiv)
Hudeyde civarındaki Yemen Ordusu (EPA-Arşiv)
TT

Yemen'de Hudeyde krizi kronikleşiyor

Hudeyde civarındaki Yemen Ordusu (EPA-Arşiv)
Hudeyde civarındaki Yemen Ordusu (EPA-Arşiv)

Griffiths’in Hudeyde planını uygulamak üzere Batının meşruiyet üzerindeki baskısı devam ediyor.
Yemenli bir yetkili, hükümet heyetinin bazı meseleleri ve yeniden konuşlanmanın ikinci aşamasını ele almak üzere gelecek hafta Hudeyde’deki Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı General Michael Lollesgaard ile bir araya geleceğini açıkladı.
Hükümet kaynaklarını Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, batılı büyükelçiler de başta şehirlerin idaresi ve güvenliğiyle ilgili meseleler olmak üzere Hudeyde konusunda Griffiths ve Lollesgaard’ın planını yürürlüğe koyulması için Yemen’deki meşru liderliğe baskı uygulamaya çalışıyor.
Hudeyde Valisi Hasan Tahir’in Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre, RRC’deki hükümet heyeti üyeleri, General Lollesgaard’a heyetin komite başkanı ile son toplantılarda ortaya koyulan meselelere dair bazı açıklamalarda bulundu. Ancak söz konusu açıklamalara ilişkin henüz herhangi bir yorum yapılmadı.
Tahir’e göre RRC Başkanı, Hudeyde’ye dönüşünde meşru hükümet ve Husi temsilciler arasında “bir araya gelme” hususunda bir fikir birliğine varılabileceğini belirtti.
Yemen Devlet Başkanı da geçen hafta Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ve Michael Lollesgaard ile yaptığı görüşme sırasında yetkililere barış sürecinin temel taşı olarak nitelendirilen Stockholm Anlaşması’nın uygulanması için darbeci milislere daha fazla baskı yapılması çağrısında bulundu. Devlet Başkanı ayrıca, başarısızlık seçeneğinin Yemenlilerin sürdürülebilir bir barışa ulaşma ve darbeyi sona erdirme umutlarını ortadan kaldıracağını vurguladı.
Devlet Başkanı, söz konusu çağrısından bir gün sonra da Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Yemen hükümeti ve Husi grubun İsveç’te bir araya gelmesinin üzerinden en az 4 ay geçmesine rağmen Stockholm Anlaşması’nın şu ana kadar uygulanmaması konusundaki endişelerini dile getirdi. Husilerin ihlallerinin devam ettiğini vurgulayan Abdurabbu Mansur Hadi, şiddetli çatışmaların Hudeyde ateşkesini de sonlandırabileceği uyarısında bulundu.
Öte yandan Hudeyde valisi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Husilerin son birkaç gün içerisinde Hudeyde’ki Merkez Bankası hazinesinde darbeci milisler tarafından tutulan büyük miktarda fonu dışarı çıkardığını belirtti. Söz konusu fonun hacmi ve tahsilat mekanizmaları hususunda kesin bilgilerin mevcut olmadığı, bu sebeple fonun miktarını ve kaynaklarını bulmak için araştırma yapıldığı ifade edildi.
Diğer taraftan milislerin, Hudeyde’deki sivillere yönelik şiddet eylemleri ve ihlalleri tırmanış gösterdi. Hasan Tahir’in belirttiğine göre Husi milisler, şehirde çukur kazmayı, keskin nişancı konuşlandırmayı sürdürürken, kamu ve özel mülkleri de ele geçirdi.
Meşruiyete yönelik batı baskıları hususunda ise hükümet kaynakları, İngiltere’nin Sana Büyükelçisi Michael Aron’un bu hareketliliği Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi, yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer, Parlamento Başkanı Yahya el-Rai, parlamento başkanlık heyeti ve Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani’den başlayarak meşru liderlikte yürüttüğünü belirtti.
Kaynaklara göre meşru liderler, İngiliz Büyükelçiye Husi milislerin veya herhangi bir isim altındaki yandaşlarının Hudeyde’deki varlığının uluslararası açıdan tanınan devletin ve meşruiyetin egemenliğine bir ihlal oluşturacağını söyledi. Liderler ayrıca, söz konusu varlığın başta 2216 sayılı karar olmak üzere BM kararlarına ve 3 mekanizmaya aykırı olacağını vurguladı.
Aynı şekilde Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Kültür Bakanı ve İsveç istişarelerinde hükümet heyeti üyesi Mervan Demac, Griffiths ve Lollesgaard’ın geçen günlerde Riyad’a taşıdıkları planın, Husilerin İsveç Anlaşması’na dair yorumuyla uyumlu olduğunu, yani Hudeyde’nin ve limanlarının Husilere devredilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Yemen’deki resmi kaynaklar, Devlet Başkanı Hadi’nin geçen çarşamba günü İngiltere’nin Sana Büyükelçisi Michael Aron ile bir araya gelerek, ortak öneme sahip bir dizi mesele hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu açıkladı. Bu çerçevede görüşme sırasında Körfez Girişimi ve yürütme mekanizması, Ulusal Diyalog sonuçları ve 2216 sayılı karar başta olmak üzere uluslararası kararlar uyarınca güvenlik ve istikrarı sağlamak üzere atılan adımların da ele alındığı belirtildi.
Yemen’de yayınlanan SABA haber ajansına göre Hadi, görüşme sırasında meşru hükümetin barışa yönelik bağlılığının devam ettiğini söylerken, darbecilerin ciddiyetsizliğine rağmen Hudeyde konulu Stockholm Anlaşması’nın uygulanması hususunda da olumlu etkileşimler olduğuna dikkati çekti.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.