Filistin’de bir açık hava hapishanesi: Beyt İksa köyü

Beyt İksa köyü Kudüs'ün kuzeybatısında yer alıyor (Independent Arabia)
Beyt İksa köyü Kudüs'ün kuzeybatısında yer alıyor (Independent Arabia)
TT

Filistin’de bir açık hava hapishanesi: Beyt İksa köyü

Beyt İksa köyü Kudüs'ün kuzeybatısında yer alıyor (Independent Arabia)
Beyt İksa köyü Kudüs'ün kuzeybatısında yer alıyor (Independent Arabia)

Kudüs’ün kuzeybatısında yer alan Beyt İksa köyünde yaşayan üniversite öğrenci Ruba, yaşadıkları hayatı, “Büyük bir hapishanede yaşıyoruz” ifadeleri ile anlatıyor.
İsrailli yetkililerin, 2012 yılında köyün girişine bir kontrol noktası inşa etmesi nedeniyle köy sakinlerinin hareketleri oldukça kısıtlanırken, Beyt İksa dışından insanlar da köye giriş yapamıyor.
Filistinli Ruba, köydeki toplu taşıma araçlarının eksikliği nedeniyle, evden okula sadece belirli zamanlarda gitmek zorunda kalıyor.
Beyt İksa sakini Ruba, kişisel giderlerini sağlamanın yanı sıra köylüler için bir alan yaratmak amacıyla küçük bir ticari proje üzerinde çalışıyor.
Ruba, söz konusu özel projesi için sebze ve gıda maddelerini her gün Ramallah’tan getirmek zorunda. Köyde market, eczane ve fırın da yok.
İsrail askerlerinin, köyün girişindeki kontrol noktasında tüccarlar tarafından köye gıda maddeleri sokulmasına izin vermemesi veya bunlara kısıtlama getirmesi nedeniyle, Beyt İksa köyünde ticari bir proje başlatmak aslında pek de kolay değil.
Bir tüccarın köye gıda malzemesi sokabilmesi için vergi belgelerini göstermesi ve mal girişinin düzenlenmesi için kontrol noktasında bulunması gerekiyor.
Tüccarın ayrıca, tedarikçinin de köye girişi yasak olduğu için malları teslim almak üzere kontrol noktasına gidip bunları teslim alması gerekiyor.
İsrail askerlerinin köye yönelik kısıtlamaları, ısıtma ve yemek için kullanılan hava gazını da içeriyor. Köye her seferinde 20 tüpgaz sokulmasına izin verilirken, bu da haftada sadece iki kez ve bir kişi tarafından yapılıyor.


Beyt İksa sakinleri İsrail askerlerinin kontrol noktasından geçiş izni vermesini bekliyor (Independent Arabia)

Bu şartlar, özellikle kış aylarında köyün ihtiyaçları için yeterli olmuyor. Bu arada köye, toptancı, perakendeci ve teknisyenlerin girmesi de yasak.
Sınırlı ulaşım
Köy sakinleri, özel araç sahibi olmayanların hareket etmesinin çok zor olduğunu dile getiriyor. Otobüsler belirli saatlerde çalışıyor. Otobüslerin son seferi öğleden önce hareket ediyor ve akşam üzeri köye geri dönüyor.
Toplu taşıma araçlarına bağımlı olan herkesin, köyün girişindeki kontrol noktasının kapanma ihtimali ve köye girenlerin kimliklerini doğrulamak amacıyla yapılan denetimlerde harcanan zamanı da göz önüne alarak,  hayatlarını bu saat aralığına uyacak şekilde düzenlemesi gerekiyor.
Ruba, geçen kış üniversitedeki bazı derslerinin uzaması nedeniyle köye giden son otobüsü yakalayamadığını, bu nedenle Beyt İksa yakınlarındaki bir köye gitmek zorunda kaldığını ve burada yaklaşık iki saat bekledikten sonra yoldan geçen özel bir araç ile köyüne gidebildiğini anlattı.
Bütün bu kısıtlamalar nedeniyle sekiz ay önce köyü Beyt İksa’dan ayrılan Ahmed ise, bir keresinde İsrail askerlerinin genç kızların üstünü aramak istemesi ve köye giriş yapmak için bekleyenlerin buna itiraz etmesi nedeniyle kontrol noktasının kapatıldığını, bu nedenle köyüne girebilmek için dört saat beklemek zorunda kaldığını ifade etti.
Sağlık ve eğitim hizmetlerinin bozulması
Beyt İksa köyündeki klinikler saat 14.00’a kadar çalışıyor. Bu ise acil bir durum yaşanması halinde köyün dışına çıkmak için ambulansa ihtiyaç olduğu anlamına geliyor.
Köy sakinlerinden biri, ambulansın gecikmesi nedeniyle akrabalarından birisinin hayatını kaybettiğini anlattı.
Beyt İksa Konsey Başkanı Suad el-Hatib, bu sorunu çözmek için modern bir sağlık merkezi inşa etme yönünde çalıştıkları bilgisini verdi.
Köyün eğitim imkânları ise pek farklı değil. Köyde sadece iki okul ve bir anaokulu bulunuyor.
Bununla birlikte, köyün dışında yaşayan öğretmenler burada çalışmak istemiyor. Öğretmenlerin köye girişleri için özel izinleri olmasına rağmen, askerler tarafından girişleri geciktiriliyor veya engelleniyor.
Ziyaretçiler köye nasıl giriyor?
Beyt İksa Konsey Başkanı el-Hatib, misafiri gelecek kişilerin konsey ile koordinasyon içinde hareket etmesi gerektiğini söyleyerek, köy sakinlerinin ziyaretçileri geldiğinde de kontrol noktasına gidip onları karşılaması gerektiğini belirtti.
El-Hatib ayrıca, köye gelen ziyaretçilerin kontrol noktasında kimliklerini bırakmaları gerektiğini ve gece 23:45'ten önce köyden ayrılmaları gerektiğini de aktardı.
Tüm bu koordinasyon faaliyetlerine rağmen, bazı durumlarda ziyaretçilerin köye girişleri engelleniyor. Bu da, köylüler ile akrabaları ve arkadaşları arasındaki sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor.


Beyt İksa beldesindeki eski mahalle (Independent Arabia)

Diğer taraftan, Beyt İksa köyünde yaşayan gençlerden biri, başka köyden bir kızla evlenmek istediği takdirde, diğer köyden gelen genç kızın köye girip çıkabilmesi için kimlikteki ikamet yerini değiştirmesi gerekiyor.
Ancak bu seçenek her zaman kabul edilmiyor veya çok zaman alabiliyor.
Bu durumda, başka köyden gelin olarak gelen genç kız, evliliği ve ikametini kanıtlamak için konseyden alınan belgeleri yanında taşıması veya köye her döndüğünde eşinin kendisine eşlik etmesi gerekiyor.
Beyt İksa sakinleri köylerini terk ediyor
Beyt İksa köyünde nüfus git gide azalıyor. Üç yıl önce 2 bin 200 olan köy nüfusu, geçen yıl bin 800'e geriledi.
İsrail merkezli insan hakları örgütü B'Tselem’in Saha Araştırma Direktörü Kerim Cibran, köy nüfusundaki bu düşüşe; İsrail’in bu bölgelerde yürüttüğü, giriş ve çıkışları kontrol etmenin yanı sıra, burayı İsrail açısından stratejik öneme sahip C bölgesi olarak ilan ederek inşaatı yasaklaması gibi köy halkına topraklarını terk ettirmeye yönelik politikalarının neden olduğunu öne sürdü.
Beyt İksa Konsey Başkanı el-Hatib, Beyt İksa'nın yaklaşık 14 bin dönüm olduğunu belirterek, İsrail tarafından, yakındaki yerleşim birimlerini genişletmek ve bir demiryolu inşa etmek için 12 bin dönümüne el konulduğunu ifade etti.
El-Hatib, köy girişinde bulunan kalıcı kontrol noktasının ise, köyün Kudüs'ten beş dakika uzaklıkta olması nedeniyle, köy sakinlerini kendi topraklarıyla sınırlama amacı taşıdığına dikkat çekti.
Kudüs ile köy arasında bir duvar olmamasına rağmen, köye giriş yasak ve aradaki yollar kameralar ile kontrol ediliyor.
İsrail hükümeti ise, kontrol noktası ve köylülerin maruz kaldığı diğer kısıtlamaların güvenlik gerekçesi ile gerçekleştiğini iddia ediyor.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.