T-rex’in öldürücü ısırığa sahip minik bir kuzeni bulundu: Çakal Tiran

Çakal Tiran'ın nasıl göründüğüne dair tahmini bir çizim (Görsel: Andrey Atuchin)
Çakal Tiran'ın nasıl göründüğüne dair tahmini bir çizim (Görsel: Andrey Atuchin)
TT

T-rex’in öldürücü ısırığa sahip minik bir kuzeni bulundu: Çakal Tiran

Çakal Tiran'ın nasıl göründüğüne dair tahmini bir çizim (Görsel: Andrey Atuchin)
Çakal Tiran'ın nasıl göründüğüne dair tahmini bir çizim (Görsel: Andrey Atuchin)

Bilim insanları Tyrannosaurus rex’in (T-rex) minik kuzeni olduğu düşünülen yeni bir dinozor türü keşfetti.
Suskityrannus hazelae veya “Çakal Tiran” olarak adlandırılan yeni türün yüksekliği, T-rex dinozorlarının kafatasının uzunluğundan biraz büyük.   
Independent Türkçe'nin haberine göre, kuyruğundan başına 2 metre 74 cm olan Suskityrannus’un yerden uzunluğuysa 91 cm.
12 metre boyunda ve 9 ton ağırlığında “Tiran Kertenkele” unvanına sahip T-rex’le karşılaştırıldığında, Suskityrannus sadece 41 kg ağırlığında.
Bilim insanları 92 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen Suskityrannus dinozorlarının tam olarak ne avladıklarından emin değil.
Gıda zincirinin en başında tartışmasız T-rex dinozor türleri bulunurken, Suskityrannus’un o dönemde en avcı hayvan olarak saltanat süren Allosaurus türünün altında yaşamış olabileceği düşünülüyor.
Nature, Ecology and Evolution adlı bilimsel yayında buluş hakkında makale kaleme alan Virginia Tech Üniversitesi’den Dr. Sterling Nesbitt, “Suskityrannus’lar, tiranozorlar’ın gezegenimizi ele geçirmeden önceki evrimleri hakkında bize fikir veriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Nesbitt, fosillerden birini 20 yıldan uzun bir süre önce lise öğrencisiyken ABD'nin New Mexico eyaletinde arkeolojik kaza yaparken keşfetti. Fakat yıllarca elinde yeni bir dinozor türünün bulunduğundan emin olamadı.  
“Suskityrannus kendilerinden sonra gelen ve daha cüsseli olan kuzenleri Tyrannosaurus rex’lerden daha ince kafatasına ve ayaklara sahip” diyen Nesbitt, “Esasen, yıllarca Tyrannosaurus rex’in kuzenini bulduğumuzu bilmiyorduk” ifadesini kullandı.

Dr. Sterling Nesbitt ve 16 yaşındayken bulduğu Suskityrannus hazelae fosil kalıntıları / Fotoğraf: Virginia Tech
Bununla birlikte, daha ince yapılarına rağmen Suskityrannus, tiranozorların çevreye uyum sağladığını gösteren en eski örnek olarak dikkati çekiyor.
Makalenin diğer yazarlarından Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Steven Brusatte, “Suskityrannus, iri kemikleri kıran T-rex gibi dinozorlarla evrimleştikleri daha küçük türleri arasında önemli bir bağlantı” yorumunda bulundu.
Brusatte, şunları kaydetti:
“Yeni türler, tiranozorların kendilerine has kaslı kafası, geniş ağzı ve şok emici ayaklarının daha onlar küçük yaşlardayken, belki de gölgede yaşamaya uyum sağlamak için evrildiklerini ortaya koyuyor.”
Makalenin yazarları, Orta-Kretase Dönemi’nde hayvanların niçin hızlı bir şekilde değiştiğinin bilinmediğine dikkati çekti.
Bilim insanlarının keşfi ayrıca Kuzey Amerika ve Çin’in daha eski tiranozorlarıyla 66 milyon yıl önce meteor çarpmasına kadar hüküm süren daha büyük canlılar arasında evrimsel bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
Orta-Kretase Dönemi tiranozorlarının evrimine dair parçaları bir araya getirmek, Kuzey Amerika’nın doğu ve batı kıyılarını ayıran o dönemin rekor düzeydeki yüksek deniz seviyesi nedeniyle zorlaşıyor.  
Yeni örnekler, birinin New Mexico’nun Zuni Havzası’nda olduğu 2 arkeolojik alanda bulundu.
Söz konusu arkeolojik alanların Zuni Kızılderililerin atalarının bulunduğu topraklar olması yeni dinozor türüne “suski” adı verilmesini sağladı.  
Paleontologlar henüz kol kemikleri olan bir örnek bulamadılar, dolayısıyla Suskityrannus’ların T-rex’in etkileyici özelliğine sahip olup olmadığı gizemini koruyor.



Yapay zekanın bulduğu malzeme, bataryalarda devrim yaratabilir

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Yapay zekanın bulduğu malzeme, bataryalarda devrim yaratabilir

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Bilim insanları, yapay zekanın bataryaları dönüştürebilecek yeni malzemeler keşfettiğini iddia ediyor.

Batarya teknolojisi, daha sürdürülebilir bir dünyaya doğru ilerlemenin anahtarı olabilir. Araştırmacılar, bataryaların daha iyi elektrikli araçların yanı sıra telefonlar gibi daha küçük teknolojik aletleri de dönüştürmenin önemli bir yolu olabileceğini umuyor.

Ancak mevcut batarya teknolojimiz de kusurlu. Cihazlarımızın çoğuna güç veren lityum iyon piller nispeten düşük yoğunluklu, zamanla enerji kaybediyor ve ısıyla diğer değişikliklere karşı hassas.

Araştırmacıların bu sorunları çözeceğini umduğu şeylerden biri, çok değerlikli bataryalar. Bu bataryalar, lityum iyon pillere kıyasla daha kolay bulunabilen elementler kullandığından, daha ucuz, daha kolay ve daha temiz üretilebilir.

Dahası, onları çalıştıran teknoloji, bu bataryaların mevcutlara kıyasla daha verimli ve daha yüksek kapasiteli olacağını gösteriyor.

Ancak bataryada kullanılan çok değerlikli iyonların daha büyük boyutu ve daha yüksek elektrik yükü, bunların bir pile dahil edilmesini zorlaştırabilir.

Araştırmacılar, ChatGPT gibi sistemlerde kullanılana benzer bir teknoloji olan üretken yapay zekayı, bu sorunu çözebilecek yeni malzemeler bulmak için kullandı.

New Jersey Teknoloji Enstitüsü'nden Dibakar Datta, "En büyük engellerden biri umut vadeden batarya kimyalarının eksikliği değil, milyonlarca malzeme kombinasyonunu test etmenin imkansızlığıydı" dedi.

Bu uçsuz bucaksız alanda araştırma yapmak ve çok değerlikli pilleri gerçekten pratik hale getirebilecek birkaç yapıyı tespit etmek için hızlı ve sistematik bir yol olarak üretken yapay zekaya yöneldik. Bu yaklaşım, binlerce potansiyel adayı hızla keşfetmemizi sağlayarak, lityum iyon teknolojisine daha verimli ve sürdürülebilir alternatifler arayışımızı önemli ölçüde hızlandırıyor.

Araştırmacılar, farklı olası malzemeleri ve bu tür pillerde işe yarayıp yaramayacaklarını incelemek için bir yapay zeka sistemi kullandı.

Profesör Datta, "Yapay zeka araçlarımız, olağanüstü umut vadeden 5 yepyeni gözenekli geçiş metali oksit yapısını ortaya çıkaran keşif sürecini önemli ölçüde hızlandırdı" dedi.

Bu malzemeler, bu hacimli çok değerlikli iyonları hızlı ve güvenli bir şekilde hareket ettirmek için ideal olan geniş ve açık kanallara sahip ve bu, yeni nesil piller için kritik bir atılım.

Malzemeleri yapay zekayla bulan araştırmacılar, gerçek dünyada kullanabileceklerinden emin olmak için daha geleneksel simülasyonlarla kontrol etti.

Çalışma, Cell Reports adlı akademik dergide yayımlanan "Generative AI for discovering porous oxide materials for next-generation energy storage" (Yeni nesil enerji depolama için gözenekli oksit malzemeleri yapay zekayla keşfetmek) başlıklı yeni makalede yer alıyor.

Independent Türkçe