Çin’de yarasa kanatlı yeni bir minik dinozor türü keşfedildi

Çin’de yarasa kanatlı yeni bir minik dinozor türü keşfedildi
TT

Çin’de yarasa kanatlı yeni bir minik dinozor türü keşfedildi

Çin’de yarasa kanatlı yeni bir minik dinozor türü keşfedildi

Çin’de yarasa benzeri kanatlara sahip yeni bir yırtıcı, küçük dinozor türü keşfedildi.
Paleontologlar 163 milyon yaşındaki bir canlıya ait fosil kalıntılarını açığa çıkarttı. Bu canlı yaklaşık olarak bir saksağan boyutunda ve sadece 300 gram ağırlığında.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre Ambopteryx longibrachium ismi verilen tür, yarasa benzeri zarsı gerilmiş bir deriden oluşan kanatlara sahip. Daha önce yırtıcı teropod dinozorlar arasında gözlenmemiş kanat türünün keşfi, dinozorların uçmaya başlamadan önce pek çok farklı kanat yapısıyla denemeler yaptığını gösteriyor.

Çin Bilimler Akademisi’nden baş araştırmacı Min Wang The Independent’a yaptığı açıklamada bulgunun, “dinozorların evrimi hakkındaki fikirlerimizi tümüyle değiştirdiğini” söyledi.
Wang, “Dinozorların (sadece) tüylü kanatlara sahip olduğunu hayal ediyorduk ancak bu son keşif uçuşun tarihini hakkındaki fikirlerimizi değiştirdi. Muhtemelen epey vahşiydi” dedi.
Bu dinozorların geç Jura döneminde, bugün kuzeydoğu Çin’deki Liaoning eyaleti sınırları içerisinde kalan bölgede yaşadığı biliniyor.
Ambopteryx longibrachium, Nature isimli akademik yayında yer alan makaleye göre zamanının çoğunu ağaçlarda geçiriyordu ve tüylü kanatlara sahip dinozorlarla yaklaşık aynı dönemde ve bölgede yaşadı.
Tüylü kanatların nihayetinde daha başarılı olarak kuşların evrimine önayak olduğu belirtilen çalışmada, yarasalarınsa 66 milyon yıl önce dinozorların soyu tükenene kadar evrimleşmediği ortaya kondu. 
Canlının fosilleşmiş mide içeriğinde bulunan sindirilmemiş kemik kalıntılarının, türün başka hayvanları avladığını gösterdiği de bulgular arasında.
Araştırma yeni türün Scansoriopterygidae ismi verilen aileye ait ve çok uzun el ve parmaklarıyla ağaca tırmanıcı türler olduğunun da altını çizdi.
Ambopteryx, 2007’de Çinli bir çiftçinin bulduğu ve Yi Qi ismi verilen benzer bir dinozorla yakın türlerdi. Yi Qi yarasa benzeri kanatların bulunduğu ilk örnekti.
Dr. Wang açıklamasında şunları söyledi:
“Aynı dönemde yaşamış en az 8 ila 10 dinozor türü tüylü kanatlara sahipken sadece 2’si zar benzeri kanada sahipti (…) Fosil kalıntıları bütün halde değil ve tüylü kanata daha geniş bir alanda rastlanıyor. Bu nedenle muhtemelen daha erken evrimleştiğini düşünüyorum.”



"Bizim mahallemizdeki" gaz devine dair güçlü kanıtlar bulundu

 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
TT

"Bizim mahallemizdeki" gaz devine dair güçlü kanıtlar bulundu

 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)
 Gaz devi 4 ışık yılı uzaklıkta (NASA)

Bryony Gooch 

Gökbilimciler Güneş'e yakın bir yıldız sistemindeki bir yıldızın yörüngesinde dönen dev bir gaz gezegenine dair güçlü kanıtlar buldu.

Dünya'dan 4 ışık yılı uzaklıktaki üçlü yıldız sistemi Alpha Centauri, bilim insanlarının Güneş Sistemi dışındaki dünyalara yönelik araştırmalarında uzun zamandır cazip bir hedef oldu. Bilim insanları astronomik açıdan Dünya'ya yakın bir komşu olabilecek ve hatta yaşamı destekleyen uydulara sahip olabilecek, yaşam barındırmayan bir gezegen buldu.

Geçen yıl tespit edilen bu potansiyel gezegen, daha sonraki gözlemlerde ortadan kaybolmuştu. Ancak gökbilimciler NASA'nın güçlü James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak yeni işaretler saptadı.

Eğer varlığı doğrulanırsa bu cisim, Güneş benzeri bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde dönen, Dünya'ya en yakın gezegen olacak.

Oxford Üniversitesi'nde uzay araçları alanında öğretim üyesi olan Dr. Carly Howett, BBC'ye yaptığı açıklamada, "4 yıl uzun bir yol ama galaktik açıdan çok yakın; bu cisim bizim mahallemizde" diyor.

Güneş'e benzeyen, yaklaşık aynı sıcaklık ve parlaklıkta bir yıldızın etrafında dönüyor. Yaşanabilir dünyaları düşünmek istiyorsak bu gerçekten çok önemli.

Öte yandan bilim insanları, gezegen adayı bir gaz devi olduğu için bildiğimiz anlamda yaşamı desteklemeyeceğini söylüyor.

NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı ve Caltech'in IPAC astronomi merkezindeki NASA Ötegezegen Bilimleri Enstitüsü'nden Charles Beichman "Bu sistemin bize bu kadar yakın olması nedeniyle, keşfedilen herhangi bir ötegezegen, bizimki dışındaki gezegen sistemleri hakkında veri toplamada en iyi fırsatı sunacak" diyor.

Beichman "Ancak bu yıldızlar çok parlak, yakın ve gökyüzünde hızla hareket ettiğinden dünyanın en güçlü uzay teleskobuyla bile bu gözlemleri yapmak son derece zor" diye ekliyor.

Yıldızlar muazzam miktarda parlak ışık üreterek yakındaki nesneleri örtebilir ve bu da potansiyel gezegenin neden kaybolmuş gibi göründüğünü açıklayabilir.

Beichman "Webb evrendeki en uzak galaksileri bulmak üzere tasarlandı ve optimize edildi. Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'ndeki operasyon ekibinin sadece bu hedefe özel bir gözlem dizisi oluşturması gerekti ve ekstra çabaları olağanüstü bir şekilde sonuç verdi" diye ekliyor.

Bu cisim şimdiye kadar görülenler arasında yıldızına en yakın gezegen olacağı için potansiyel gezegenin doğrulanması, ötegezegen görüntüleme çalışmalarında yeni bir dönüm noktası anlamına gelecek.

Ekibin araştırmasını ele alan iki makalenin ortak başyazarı olan, Caltech'ten doktora öğrencisi Aniket Sanghi, "Aynı zamanda sıcaklık ve yaş bakımından Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlere en çok benzeyen ve evimiz Dünya'ya en yakın olanı" diyor.

Birbirine yakın iki yıldız içeren bir sistemde bulunması, gezegenlerin kaotik ortamlarda nasıl oluştuğu, hayatta kaldığı ve geliştiğiyle ilgili anlayışımıza meydan okuyacak.

Gökbilimciler yeni teknolojileri test etmek için özel ekipmanlarla donatılan ve Mayıs 2027'de fırlatılması beklenen NASA'nın Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu adlı yeni teleskobunu yeni yaşam arayışında kullanmayı umuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news