1,5 kilometre derinlikte görebilen balıklar bulundu

Fotoğraf: Gümüş spinyfin balığı (Alexandra Viertler - Basel Üniversitesi)
Fotoğraf: Gümüş spinyfin balığı (Alexandra Viertler - Basel Üniversitesi)
TT

1,5 kilometre derinlikte görebilen balıklar bulundu

Fotoğraf: Gümüş spinyfin balığı (Alexandra Viertler - Basel Üniversitesi)
Fotoğraf: Gümüş spinyfin balığı (Alexandra Viertler - Basel Üniversitesi)

Bilim insanları, okyanusun derinliklerinde yaşayan balıkların, karanlıkta dolaşabilmelerini sağlayan olağanüstü bir görüş yeteneği geliştirdiğini keşfetti.
Yüzeyin yaklaşık 1,5 km altında yaşayan bu yaratıklar, neredeyse tamamen karanlıkta bile renkleri görebiliyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre bu canlıların ışık yayan organizmaların sinyallerini (biyolüminesans) tespit etmelerini sağlayan özel genlere sahip olduğu biliniyor.
Science adlı akademik yayında yer verilen çalışmaya katılan Queensland Üniversitesi'nden Dr. Fanny de Busseroll, "Derinlikler tek renklidir ve burada çoğu balık sadece mavi ışığı algılar. İşte bu noktada olağanüstü istisnalar keşfettik” dedi.
Bu bağlamda, Basel Üniversitesi'nden Profesör Walter Salzburger başkanlığında 100'den fazla balık genomu analiz edildi.
Bunun sonucunda, söz konusu balıklarda bulunan rodopsin adındaki genin gelişerek, olağanüstü görüş yeteneği sağladığı keşfedildi.
Gün ışığı ile mümkün oluyor
Retinadaki koni hücrelerinde bulunan fotopigmentler, omurgalıların renkleri ayırt etmesini sağlıyor. Her fotopigment belli bir dalga boyuna tepki veriyor. Bu dalga boyları insanlarda kırmızı, yeşil ve mavi.
Bununla birlikte, renklerin görülebilmesi, yalnızca gün ışığıyla mümkün oluyor.
Omurgalılar, karaklıkta ışık partiküllerini tek bir rodopsin türünü içeren hücrelerle algılıyor. Bu nedenle, neredeyse tüm omurgalıların geceleri renk körü olduğu biliniyor.
Rodopsin proteinleri üzerinde fonksiyonel deneyler yapan zoologlar, bu balıkların fazladan rodopsin genine sahip olduğunu tespit etti.
38'den fazla rodopsin geni sayesinde en iyi görüşe sahip olan gümüş spinyfin balığı, karanlık sularda muhtemelen bir çok rengi görebiliyor.
Aynı zamanda bu genler, söz konusu balıkların biyolüminesansla üretilen ışığın dalga boyu aralığını algılayabilmesini sağlıyor. Bu nedenle, hayatta kalmak için bir “silah” olarak evrimleştiği düşünülüyor.
Queensland Üniversitesi'nden Dr. Fabio Cortes konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"Karanlık sularda, biyolüminesansla üretilen birçok renk var. Ve orada hayatta kalmak istiyorsanız, gördüğünüz rengin potansiyel avcı mı potansiyel av mı olduğuna hızlıca karar vermeniz gerekir."



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news