Huawei'nin kurucusu: ABD gücümüzü hafife alıyor

Bangkok’ta bulunan bir Huawei mağazasındaki iki çalışan (EPA)
Bangkok’ta bulunan bir Huawei mağazasındaki iki çalışan (EPA)
TT

Huawei'nin kurucusu: ABD gücümüzü hafife alıyor

Bangkok’ta bulunan bir Huawei mağazasındaki iki çalışan (EPA)
Bangkok’ta bulunan bir Huawei mağazasındaki iki çalışan (EPA)

Huawei’nin kurucusu Ren Zhengfei, Çinli şirketin küresel düzeydeki faaliyetlerini durdurmak için aylardır çalışan ABD Başkanı Donald Trump’a yanıt vererek “ABD hükümeti bizi hafife alıyor” dedi.
Sözcü Ren, Washington’un ABD şirketlerinin Huawei’de dahil olmak üzere ulusal güvenlik için tehdit oluşturan yabancı şirketleri ile çalışmasını engellemeye karar verdiğini açıklamasının ardından konuştu. Ren, “ABD’li siyasetçilerin şu anki uygulaması gücümüzü küçümsüyor” dedi.
Pekin ve Washington arasındaki ticaret savaşının ve teknolojik rekabetin bir parçası olarak, Trump yönetimi 2018’den bu yana, dünyanın 5G iletişim ağı teknolojisinde lider olmayı hedefliyor.
Ren açıklamasında, “Huawei’in 5G’si kesinlikle etkilenmeyecek. 5G teknolojisi açısından bakıldığında diğerleri Huawei’e iki ya da üç yıl içinde yetişmeyi başaramayacak” ifadelerini kullandı
Huawei kara listeye alındığından bu yana, dünyanın en büyük akıllı telefon hizmeti Google, Çin grubuyla olan tüm işlemlerini durdurmaya başlayacağını söyledi.
Huawei artık, Gmail ve Google Haritalar da dahil olmak üzere artık tüm Google hizmetlerine erişemeyebilir.
Washington'un kararı da çok sayıda ABD şirketini etkiliyor. Bloomberg’ın haberine göre, Qualcomm ve Intel gibi büyük elektronik üreticileri, çalışanlara Huawei ürünleri tedarik etmeyi bırakacaklarını açıkladı.
Ren bugün yaptığı açıklamada, “Kolayca vazgeçmeyeceğiz. Bu şirketlerle birlikte büyümeliyiz. Fakat tedarikte zorluk çekiyorsanız alternatif çözümlerimiz var. Bizi dünyadan izole edemezler” diye konuştu.
Uzmanlar ABD tarafından uygulanan ticari ambargonun Çinli şirketten tedarik sağlayan ABD şirketlerine büyük oranda zarar verebileceğini ifade etti.
Endpoint Technologies Associates şirketinden bir analist, “Bu durum Huawei üzerinde yıkıcı bir etkisi olabilir. Finansal direnci yoksa bu onu ölümcül bir çembere götürebilir. Fakat cepleri doluysa hayatta kalabilirler” dedi.
Dünyadaki pek çok akıllı telefon kullanıcısı, cihazlarında hala Google hizmetlerine erişip erişemeyeceklerini sorguluyor.
Bu korkularla birlikte ABD Ticaret Bakanlığı, kara listeye soktuğu Huawei'ye uygulanan ticari kısıtlamaların bir kısmını 90 günlüğüne askıya aldığını açıkladı.
Ren, Huawei’nin Google ile ticari ilişki yasağı karşısında çözüm aramak için görüşmeler gerçekleştirildiğini söyleyerek, bu kararın çok önemli olmadığını belirtti.
Huawei 2018'den bu yana, mobil verileri Çin istihbarat servislerinin kullanmasına izin verdiğini iddia eden Washington’un suçlamalarına maruz kalıyor.
Ancak Donald Trump, her şeyden önce şirketin gelişimini sınırlamak istiyor.
Çin, Washington’un talebi üzerine Huawe’nin üst düzey yöneticisi Meng Wanzhou'yu tutuklayan Kanada ile de diplomatik bir krizle karşı karşıya kaldı.
Huawei kurucusu Ren yaptığı açıklamada, “Kendimizi ve ailelerimizi, zirvede olma idealimiz için feda ettik. Bu ideale ulaşmak, eninde sonunda ABD ile çekişme yaratır” dedi.



Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
TT

Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK), ABD'ye Irak işgalinin Tony Blair'ın başbakanlığına mal olabileceği uyarısında bulunduğu belirtiliyor.

Londra'daki Ulusal Arşivler tarafından yayımlanan yeni belgelere göre Blair'ın dış politika danışmanı David Manning, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice'la 2003'te yaptığı görüşmede şunları söyledi:  

ABD, Londra'da yönetimin değişmesi pahasına Bağdat'ta rejim değişikliğini desteklememelidir.

Guardian'ın haberinde Manning ve Rice arasındaki görüşmenin, Blair'in 31 Ocak 2003'te dönemin ABD Başkanı George W. Bush'u ziyaret etmesinden önce gerçekleştiği aktarılıyor.

Irak işgalinden iki ay önce gerçekleşen bu görüşme sırasında Washington, Irak işgaline yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) ikinci bir karar çıkarılması için harekete geçip geçmemeye henüz karar vermemişti. Blair'ın hedefinin, Bush'u ikinci BMGK kararı için ikna etmek olduğu belirtiliyor.

BMGK, 8 Kasım 2002'de düzenlenen oturumda 1441 sayılı kararı kabul etmişti. Bu karar, Saddam Hüseyin yönetiminin silahsızlanma yükümlülüklerini yerine getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyordu. Ancak herhangi bir askeri müdahale yetkisi verilmemişti.

BMGK'da veto hakkına sahip Fransa ve Rusya, Irak işgaline yetki verecek olası bir ikinci kararı reddedeceklerini bildirmişti. Haberde, Washington'ın "Fransa ve Rusya'nın isteksizliği nedeniyle gün geçtikçe sabırsızlandığı" yazılıyor.

Blair'ın, BK Parlamentosu ve kamuoyundaki savaş karşıtı seslere karşı işgali meşru kılmak için ikinci kararda ısrarcı davrandığı, ABD'yi diplomatik kanalları açık tutması için ikna etmeye çalıştığı aktarılıyor.

Manning'in 29 Ocak 2003'te Blair'e gönderdiği gizli notta şu ifadeler yer alıyor:

İkinci BMGK kararı, iç siyaset bağlamında sizin için politik bir gereklilik. Bu olmadan askeri harekat için kabine ve Parlamento'dan destek alamazsınız. Rice, böyle bir şey yapmayı denerseniz görevden alınabileceğinizi anlamalı.

Manning, aynı notta Rice'la konuşmasına dair, "Ona, Bush'un kumar oynamayı göze alabileceğini söyledim. İkinci BMGK kararını Bush da istiyordu ama bir açıdan bu onun için o kadar da önemli değildi. Zaten Kongre'den onay almıştı" ifadelerini kullanıyor.

Ancak Bush'ın, Blair'ın ziyaretinden kısa süre önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasının, Londra yönetimine manevra yapacak alan bırakmadığı aktarılıyor.

Buna ek olarak BK Savunma Bakanlığı'nın, Bush'la görüşmesinden önce Blair'a şu notu ilettiği belirtiliyor:

Saddam'ın iktidarının zayıflaması ciddi bir iç savaşa yol açabilir.

Bush yönetimi, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve BMGK kararını ihlal ettiğini öne sürmüş fakat buna yönelik kanıt bulunamamıştı. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, 2004'te Irak'ta kitle imha silahları iddialarının yanlış olduğunu kabul etmişti. Irak'ta kurulan bir komisyon da 2005'te yayımladığı raporda ülkede kitle imha silahı olmadığı sonucuna varmıştı.

Bush, Kongre'nin onayladığı Askeri Güç Kullanma Yetkisi'yle (AUMF) 20 Mart 2003'te Irak işgalini başlatmıştı.

İşçi Partili Blair'ın öncülüğünde Parlamento'da düzenlenen oylamada 149'a karşı 412 oyla ülkenin savaşa katılmasına karar vermişti. Ancak karşı oyların 139'unun İşçi Partili parlamenterlerden gelmesi dikkat çekmişti.

BK'de Gordon Brown yönetiminin başlattığı ve 2016'da yayımlanan Chilcot Raporu'nda, Blair'ın Parlamento'ya eksik ve yanıltıcı bilgi verdiği ve Savunma Bakanlığı'nın "iç savaş" uyarılarını görmezden geldiği ortaya konmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Financial Times