5G teknolojisi hava tahmininde kaosa yol açarak hayati tehlike yaratabilir

The Independent
The Independent
TT

5G teknolojisi hava tahmininde kaosa yol açarak hayati tehlike yaratabilir

The Independent
The Independent

ABD Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) uyarısına göre yeni nesil iletişim ağı 5G, uyduların hava durumunu doğru bir şekilde tahmin edebilme kabiliyeti üzerinde yıkıcı etkilere neden olabilir. Yapılan analizlere göre, 5G’nin piyasaya sürülmesi, hava tahmin sistemlerini onlarca yıl geriye götürebilir.
Independent Türkçe'nin haberine göre, NOAA, Federal İletişim Komisyonu (FCC) tarafından 5G sinyallerine radyo frenkansı spektrumunu açmasının, elektromanyetik girişime neden olarak uyduların su buharını algılama kabiliyetini düşüreceğini iddia ediyor. Bu girişimin etkisi meteorologların kasırgalar gibi önemli hava olaylarını tahmin etme kabiliyetini ciddi şekilde kısıtlayabilir.
NOAA Yönetici Vekili Neil Jacobs, geçen hafta Temsilciler Meclisi Bilim Komitesi oturumunda ajans ve NASA tarafından hazırlanan modellere atıfta bulunarak bilgi verdi. Jacobs, FCC planlarının yürürlüğe girmesinin, hava uyduları için yüzde 77 veri kaybına neden olacağı konusunda uyardı:
"Bu, tahmin becerisini yüzde 30 civarınd azaltacaktır. Tahmin yeteneğimizin günümüze göre kabaca yüzde 30 daha az olduğu dönem 1980'lerdi. Bu, kasırga tahmin süresinin yaklaşık iki ila üç gün azalmasıyla sonuçlanacak.”
Ulusal Kasırga Merkezi'nden alınan rakamlara göre, 2018'de Atlantik kasırga mevsiminde 170'den fazla ölüm gerçekleşti. 2017 Atlantik kasırga mevsimi ise, Harvey, Irma ve Maria gibi büyük fırtınalar sonucunda 3350'den fazla ölümle sonuçlanan daha yıkıcı bir seneydi.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) erken uyarı sistemleri olmadan, bu rakamın daha da yüksek olacağını söyledi.
Örgütün kasırga mevsimi değerlendirmesinde, WMO'nun direktörlerinden Mary Power, “Kasırgaların gelişini görebildiğimiz için en büyük kasırgalarda ölüm oranları kesinlikle azalmıştır” diye yazdı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tahmin modelleri, kasırga istikametini ve aşırı yoğunlukları günler önceden doğru bir şekilde öngördü. Bu, kasırganın etkisindeki bölgelerde toprak kaymalarından iki gün öncesine kadar acil durum ilan edilmesine imkan tanıdı."



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news