Müzik dinlerken tüyleriniz diken diken oluyorsa, özel bir beyniniz olabilir

The Independent
The Independent
TT

Müzik dinlerken tüyleriniz diken diken oluyorsa, özel bir beyniniz olabilir

The Independent
The Independent

Güzel bir şarkı dinlerken, kollarınızdaki tüylerin diken diken olduğunu hiç hissettiniz mi?
Ben şahsen, 16 yaşındayken, Stourbridge’den kalkan 9 numaralı otobüste, Led Zeppelin’in “Whole Lotta Love” şarkısını dinlediğimde bu hissi yaşadığımı çok net hatırlıyorum.
The Independent'tan Greg Evans'ın haberine göre, Harvard mezunu Matthew Sachs geçen yıl, bu hissin nasıl tetiklendiğini görmek için müzikten benzer şekilde etkilenen bireyler üzerinde çalıştı.
20 öğrenci üzerinde yapılan araştırmada öğrencilerin hepsine beyintaraması yapıldı. Öğrencilerin yarısı benzer deneyimi yaşadığını söylerken, yarısı müzikten bu şekilde etkilenmediğini belirtti.
Çalışmanın sonucunda Sachs, müzikle duygusal ve fiziksel bağ kurmayı başaranların beyin yapılarının daha farklı olduğunu keşfetti.
Oxford Academic adlı bilimsel yayında yer verilen araştırma, bu kişilerin işitsel korteksini beynin duyguları işleyen bölümüne bağlayan sinirlerin daha yoğun ve hacimli olduğunu ortaya çıkardı. Buna göre, söz konusu bireylerdeki işitsel korteks ve beynin ilgili kısmı, çok daha iyi iletişim kuruyor.
Sachs konuyla ilgili, “İki bölge arasında daha fazla sinir olduğu fikri, bu bölgeler arasında daha verimli işlem yapıldığını gösterir” dedi.
Belirli reaksiyonları tetikleyen şarkıları dinleyen bireylerin beyin aktivitesini inceleyeceği ileri araştırmalar yapmaya hazırlanan Sachs, bu reaksiyona neden olan nörolojik aktivitenin psikolojik tedavilere yardımcı olmasını umduğunu söyledi.
Sachs sözlerine şöyle devam etti:
“Depresyon, gündelik yaşantıdan zevk almanızı önlüyor. Belki bir terapist olarak müziğe başvurmak, bu yetiyi geri getirebilir.”



Dünyadaki yaşamın uzay kökenli olabileceğine dair yeni kanıtlar bulundu

(NASA)
(NASA)
TT

Dünyadaki yaşamın uzay kökenli olabileceğine dair yeni kanıtlar bulundu

(NASA)
(NASA)

Andrew Griffin 

Bilim insanları, Dünya'daki yaşamın tohumlarının uzaydan gelmiş ve evrenin geri kalanına yayılmış olabileceğini söylüyor.

Büyük bir atılıma imza atan araştırmacılar, bir "protostar"ın (önyıldız) etrafındaki diskte karmaşık organik moleküller buldu. Bu moleküller, yaşamın yapıtaşlarının öncüleri olarak görülüyor. Sonrasında bunlar şekerler ve aminoasitler haline gelip birleşerek bizi çevreleyen karmaşık flora ve faunaya dönüşüyor.

Araştırmacılar daha önce başka yerlerde de bu tür karmaşık organik moleküller bulmuştu. Ancak yeni bulgular gizemli bir eksik bağlantıyı tamamlıyor ki bu da yaşamın bilinenden daha bereketli olduğunu öne sürebilir.

Soğuk protostar, bir toz ve gaz diskiyle çevrili genç bir yıldız haline gelirken yoğun radyasyon ve gazın dışarı fırlamasını içeren şiddetli bir süreç yaşanır. Araştırmacılar, bu sürecin yoğun doğasının bir yıldızın etrafında bulunan kimyasal bileşikleri "sıfırlamasından" endişe ediyordu zira bu da bu bileşiklerin aynı zamanda gezegenleri oluşturan disklerde oluşmaları gerektiği anlamına gelir.

Ancak yeni bulgular, karmaşık moleküllerin bu süreç boyunca etrafta kalabileceğini, yani sonrasında oluşacak disklere miras bırakılabileceğini gösteriyor.

Bulgular, The Astrophysical Journal Letters adlı bilimsel dergide yayımlanan "V883 Ori'nin ön gezegen diskinde derin Kompleks Organik Molekül arayışı" başlıklı yeni bir makalede bildirildi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/space