Yemenliler, BM’nin Husilere araç vermesine öfkeli

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), yeni araçları Husi merkezli kuruma teslim etti (Foto: UNDP’nin Facebook sayfası)
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), yeni araçları Husi merkezli kuruma teslim etti (Foto: UNDP’nin Facebook sayfası)
TT

Yemenliler, BM’nin Husilere araç vermesine öfkeli

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), yeni araçları Husi merkezli kuruma teslim etti (Foto: UNDP’nin Facebook sayfası)
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), yeni araçları Husi merkezli kuruma teslim etti (Foto: UNDP’nin Facebook sayfası)

Birleşmiş Milletler’in (BM) Husilere verdiği yeni destek, Yemen’de öfkeye neden oldu. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) uluslararası toplum tarafından Yemen’de Husilerce döşendiği ve temizlemedikleri bilinen mayınların temizlenmesi çalışmalarında kullanılacağı bahanesiyle Sana’daki gruba 20 adet son model SUV teslim edildiğini duyurdu.
Yemenli siyasetçilerin ve aktivistlerin BM’nin Yemen’deki rolünü sorgulamalarına neden olan olay, 2017'de Husilerin mayın temizleme programını desteklemek için 14 milyon doları aşan BM yardımını hatırlattı. Bununla birlikte uluslararası örgüt, mayın temizleme programını destekleme bahanesiyle 2018’de Husilere 20 milyon dolar daha sağlamıştı.
UNDP, resmi sosyal medya hesaplarında uluslararası örgütün bir yetkilisi tarafından 20 adet son model SUV aracın Husi liderine teslim edilirken çekilmiş bir fotoğraf yayınlandı. Ön camlarında BM logolu bayraklar bulunan araçların teslim edildiği fotoğraf Yemenlileri öfkelendirdi.
Yetkili: Kötü bir şaka olmalı
Şarku’l Avsat’a konuşan Yemen Enformasyon Bakanlığı Müsteşarı Abdul Basit el-Kaidi, “BM’nin mayın temizleme çalışmalarına yardımcı olması bahanesiyle Husilere 20 adet araç teslim etmesi kötü bir şaka olmalı” ifadelerini kullandı.
Söz konusu olayın, BM’nin Yemen krizinin karmaşıklığına ve krizin uzamasına katkıda bulunduğunun kanıtı olduğunu söyleyen Kaidi, “Bu, Yemen'i mayın tarlasına dönüştüren darbe grubu lehine atılmış bir adımdır. Bu hibe, Yemen’de mayınların yerleştirilmesinin ve Yemen halkının öldürülmesinin kolaylaştırılması için bir ödüldür” diye şeklinde konuştu.
Kaidi’nin açıklamalarına göre BM, Yemen krizini bir gelir kaynağı olarak görüyor. Bu durum, BM aracılığıyla sağlanan hibe ve yardım konularını çevreleyen yolsuzluk şüphelerinin ötesine geçiyor. Zira şeffaflık esaslarına tabi olmayan milyarlarca dolar, Husilerin oluşturduğu sahte kuruluşlarla savaştan zarar görenlere dağıtılmak yerine Husilerin savaş çabalarını desteklemek için kullanılıyor.
Kaidi, BM’nin arabulucu olarak girdiği çatışmaların çoğunda tarafsız ve adil olmadığını belirttiği açıklamasının devamında şunları söyledi:
“BM’nin tarihi incelendiğinde işleri daha da karmaşık hale getirdiği ve soruna çözüm bulamadığı görülüyor. Dünyada Husilerden başka hiçbir örgüt artık mayın kullanmıyor. Bu da Husilerin mayın konusundaki uzmanlıklarını ortaya koyuyor.”
Suç ortaklığı
Son gelişmelerle ilgili Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan Yemenli siyasetçi ve gazeteci Vaddah el-Celil, BM’nin artık itibarı konusunda endişe etmediğini ve Husilerle “suç ortaklığı” yaptığını söyledi.
Celil, BM’ye yönelik sert eleştirilerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“BM misyonlarının olduğu her yerde yolsuzluk ortaya çıkıyor. Ancak bu durum Yemen'de biraz daha farklı bir boyut kazanıyor. Buna karşın BM, Husileri daha da güçlendiren rolüne gösterilen tepkilerle ilgilenmiyor gibi görünüyor. Uluslararası örgüt son olarak Husilere mayın temizleme çalışmalarında kullanılması için 20 SUV ile destek sağladı. Ancak Yemen’de mayın döşeyen tek taraf yine Husilerdi.”
Yemenli gazetecinin tahminine göre BM, Husileri destekleme, güçlendirme ve onların siyasi ve askeri nüfuzlarını genişletmede gizli veya açıktan katkıda sağlıyor. Husileri fiili bir otorite olarak tanınmak isteyen güçler, daha sonra bölgedeki güvenliğin bozulması, anlaşmazlıkların sürmesi ve dış müdahaleler için bir alan haline dönüşmesi için bu grupların tanınmasını dayatıyor ve empoze ediyor.
İlk resmi tepki
Yemen meşru hükümetinden gelen ilk resmi tepki, Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani’nin Twitter hesabından paylaştığı mesajdı. İryani mesajında şunları söyledi:
“UNDP programı, İran destekli Husi milislerine mayın temizleme çalışmalarını desteklemek amacıyla 20 adet SUV teslim etti. Bu araçların Dali ve Hudeyde’deki çatışmalarda kullanabilecek olan Husilere verilmesi, yeni bir uluslararası skandal ve Yemenlilerin hayatını tehlikeye atan ciddi bir ihmaldir. Dört yıl önce meşru hükümete karşı yapılan darbeden sorumlu Husi milislerinin bir mayın dahi çıkardığını duyurmamasına karşın yüzlerce mayın döşeyen Husilerin liderleri, medya aracılığıyla binlerce sivilin hayatına kast eden mayın ve patlayıcı üretim fabrikalarının tanıtımını yapıyor ve bunu kutluyor.”
İryani ayrıca Yemen’e kardeşlik ve dostluk için yapılan yardımların, BM aracılığıyla İran destekli Husilerin patlayıcı üretim programlarını finanse etmesinin son derece üzücü olduğunu vurguladı.
Uluslararası raporlar ve Yemen hükümetinin açıklamalarına göre Husilerin son 4 yılda Yemen’in 20 iline yaklaşık bir milyon mayın döşedikleri tahmin ediliyor. Bu mayınlar, çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu yüzlerce sivilin ölümüne neden oldu.
Husi liderlerin Hudeyde’de büyük bir mayın fabrikasını ziyaret ettiği görüntüleri hatırlatan İryani, diğer bir fotoğrafta Husilerin mayınlardan sorumlu lideri Abdullah Safra’nın SUV’ları teslim aldığı karenin yansıdığını belirterek “Köklü bir kuruluşun itibarını ve tarihini nasıl feda eder ve teröristlerle suç ortaklığı yapabilir?” diye sordu.
Aktivistler: BM bunu ilk kez yapmıyor
Söz konusu gelişmenin ilk kez yaşanmadığına dikkat çeken Yemenli aktivistler, BM misyonlarının Yemen'de faaliyet gösteren çeşitli programlar aracılığıyla daha önce Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde sağlık sektöründe kullanılmak üzere satın aldığı araçların Husiler tarafından Hudeyde’deki çatışmaların ön saflarına silah ve mühimmat taşınması için kullanıldığını belirtti.
Yemenli gözlemciler, ülkedeki uluslararası müdahalenin Husilerin dört yıldır ayakta kalmalarına ve bir takım ülkelerin desteği nedeniyle savaşın uzamasına fırsat sunduğunu aktardı.
Yemenlilere göre 4 yıldır Sana ve Husilerin kontrolü altındaki diğer bölgelerde köprü, sokak, inşaat veya su ve elektrik gibi alt yapı çalışmaları için hayata geçirilen projelere yatırılan on milyonlarca dolar, Husi liderlerin cebine giden uluslararası bir hizmet haline geldi.



Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı
TT

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi tarafından dün yapılan açıklamada, (BAE) Sudan ordusuna karşı savaşan paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) finanse etmekle suçlanan Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alındığı bildirildi.

Sudan Savunma Bakanı İbrahim Yasin, Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin kararlarını içeren bildiriyi okudu. Kararlar arasında BAE’nin ‘saldırgan devlet’ ilan edilmesi, Sudan’ın BAE ile ‘diplomatik ilişkilerinin kesilmesi, Sudan’ın BAE’deki büyükelçiliği ve başkonsolosluğunun geri çekilmesi yer aldı. Bildiride HDK’nın son günlerde Port Sudan'ı hedef alan saldırılarında BAE tarafından temin edilen silahların kullanıldığı kaydedildi.

Sonuncusu dün olmak üzere son üç gündür Sudan'ın ordu yanlısı hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan'daki havalimanı, bir askeri üs ve bir elektrik santrali dronlarla hedef alındı.

Dün sabaha karşı şehrin havaalanı ve askeri üssünün bombalanmasının ardından dronlar, ana elektrik santralini de hedef alarak elektrik kesintisine neden oldu.

Saldırılardan bir gün önce, bundan kısa bir süre öncesine kadar iki yıldır süren savaştan kaçan yüz binlerce yerinden edilmiş insan için güvenli bir sığınak olan Port Sudan’ın güneyinde ana yakıt deposu vurulmuş, saldırı büyük bir yangının çıkmasına yol açmıştı.

Sudan’ın elektrik dağıtım şirketi, Port Sudan’daki elektrik santraline saldırılar düzenlendiğini ve ekiplerinin hasar tespit çalışmalarına başladığını açıkladı. Şirket tarafından yapılan açıklamada, dün Port Sudan'daki ana elektrik santralinin dronlarla vurulduğu ve ordu yanlısı hükümetin geçici merkezi haline gelen ülkenin doğu kentinde elektriğin tamamen kesildiği belirtildi.

Açıklamada, ekiplerin hasarı değerlendirmek üzere Port Sudan elektrik santrali sahasına konuşlandığı ve dronların Kızıldeniz’e kıyısı olan bu liman kentini üç gündür hedef aldığı vurgulandı.

Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabiri, sabaha karşı patlama sesleri duyduğunu ve liman ile güneydeki bir yakıt deposundan şehrin üzerine duman bulutlarının yükseldiğini bildirdi. AFP’nin objektifine yansıyan görüntüler, saldırının ne denli büyük olduğunu gösterdi.

İngiltere merkezli deniz güvenlik şirketi Ambrey dün yaptığı açıklamada, Sudan'ın başlıca liman kentinin adını taşıyan Port Sudan Limanı’nda meydana gelen bir olaydan haberdar olduğunu belirterek, olayı araştırdığını ve daha fazla bilgi edindikçe duyuracağını ifade etti.

Savaş nedeniyle El-Cezira eyaletinde yerinden edilenlerden biri olan Hüseyin İbrahim (64), sokak durup yangının neden olduğu yoğun dumanı izlerken “Dün ve bugün yaşananlar bize bu savaşın her yere ulaşacağını gösterdi” dedi.

Port Sudan’daki havaalanı yetkililerinden biri, askeri üssün ilk kez hedef alınmasından iki gün sonra Port Sudan Havaalanı’nın sivil bölümünün dronla hedef alındığını söyledi.

Sudan ordusundan bir kaynak başka bir dronun ordunun şehir merkezindeki ana üssünü hedef aldığını söylerken, görgü tanıkları da dronun bir otelin yakınlarına düştüğünü bildirdi.

Askeri üs ve otel, 2023 nisanından bu yana eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK'ya karşı iktidar mücadelesi veren Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın karargahına yakın bir konumda bulunuyor.

Üçüncü bir saldırı ise Birleşmiş Milletler’in (BM), insani yardım kuruluşlarının ve yüz binlerce insanın başkent Hartum'dan ayrıldıktan sonra yerleştiği şehrin kalabalık merkezindeki Port Sudan limanının güney kısmına yakın bir yakıt deposunu vurdu. Şehrin kuzeyindeki görgü tanıkları bir askeri üsten uçaksavar ateşi duyulduğunu bildirdi.

HDK, Hartum'un neredeyse tamamı dahil olmak üzere toprak kaybettiğinden beri dronları kullanarak ordunun kontrolündeki bölgelerin derinliklerindeki mevzilere saldırılar düzenliyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres pazartesi günü yaptığı açıklamada, Port Sudan’a yönelik saldırının ‘sivillerin korunmasını ve insani yardım faaliyetlerini tehdit eden endişe verici bir gelişme’ olarak nitelendirdi.

Kıtlık ilan edilen ve yaklaşık 25 milyon kişinin ciddi gıda güvensizliği yaşadığı Sudan'a yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu Port Sudan üzerinden dağıtılıyor.

Port Sudan Havaalanı’ndaki bir yolcuya göre bombalamanın ardından havaalanındaki bazı kısımlarda yangın çıktı. Ordu kaynağı ise saldırının Port Sudan Havaalanı’ndaki yakıt tanklarını hedef aldığını söyledi.

HDK, son birkaç hafta içinde ülkenin kuzeydoğusunda ordunun kontrolündeki çeşitli bölgelerde sivil altyapıyı bombalayarak milyonlarca insanın elektriksiz kalmasına neden oldu.

BM’ye göre Sudan'daki savaş on binlerce kişinin ölümüne, 13 milyon kişinin yerinden edilmesine ve bazı bölgelerde kıtlık yaşanmasına yol açarak dünyanın ‘en kötü insani krizine’ dönüştü.

Müttefikleriyle birlikte batıdaki Darfur bölgesinin çoğunu ve güneydeki bölgeleri kontrol eden HDK, Hartum ve Sudan'ın orta kesimlerindeki askeri mevzilerini kaybettikten sonra son zamanlarda dronlar ve uzun menzilli toplarla saldırılarını yoğunlaştırdı.

HDK, Sudan ordusunun BAE'yi tedarik etmekle suçladığı hem doğaçlama hem de gelişmiş dronlar kullanıyor. Sudan Enformasyon Bakanı Halid el-İsa bir kez daha BAE'yi HDK'ya saldırılarda kullanılan dronları tedarik etmekle suçladı.

Sudanlı Bakan, yaptığı açıklamada, “Bugün erken saatlerde, BAE tarafından vekili olan terör örgütü HDK'ya sağlanan dronlar kullanılarak gerçekleştirilen bir suç ve terör saldırısına maruz kalan Port Sudan'ın güney limanındaki yakıt depolarını ziyaret ettim” dedi.

Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı (UAD) pazartesi günü Sudan'ın ‘HDK’yı destekleyerek soykırıma suç ortaklığı yaptığı’ gerekçesiyle BAE aleyhine açtığı davayı reddetti. Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, bu kararın BAE'nin 2005 yılında BM Soykırım Sözleşmesi'ne yaptığı çekince nedeniyle alındığını belirterek karara saygı duydukları belirtildi.