Yemen hükümeti darbecileri ekonominin çöküşüne sebep olmakla suçluyor

Eski Sana pazarındaki dükkanladişrdan birinde alışveriş yapan Yemenliler (AFP)
Eski Sana pazarındaki dükkanladişrdan birinde alışveriş yapan Yemenliler (AFP)
TT

Yemen hükümeti darbecileri ekonominin çöküşüne sebep olmakla suçluyor

Eski Sana pazarındaki dükkanladişrdan birinde alışveriş yapan Yemenliler (AFP)
Eski Sana pazarındaki dükkanladişrdan birinde alışveriş yapan Yemenliler (AFP)

Yemen hükümeti, Husi milislerini,Yemen Merkez Bankası’nın aldığı tedbirler sayesinde son dönemde tanık olunan nispi bir istikrarın ardından, ülkenin ulusal para birimine yönelik spekülasyonlarda bulunmakla itham etti. Ayrıca grubu ülke ekonomisini bütünüyle çöküşün eşiğine sürüklemeye çalışmakla suçladı. Hükümetin bu açıklamaları, milislerin kontrolü altında bulundurdukları tüm alanlarda vatandaşları hedef alan baskıcı kampanyalarını yoğunlaştırdığı bir zamanda geldi.
Şarku’lAvsat’a konuşan Sana sakinleri, Husi grubu lideri tarafından kurulan Zekat Genel Kurumu için zekat ve fitre bağışı yapmaları amacıyla vatandaşlardan söz konusu ödemeleri tahsil edecek ekipler oluşturulduğunu aktardı.
Öte yandan, Sana ve milislerin kontrolü altında bulunan diğer şehirlerdeki kaynaklar, milislerin mübarek Ramazan Bayramı günlerinde akaryakıt fiyatlarını yükselterek bir krize sebep olacaklarını kaydettiler. Milis unsurlarının Yemen başkentindeki tüccarlardan ve dükkanlardan yoğun bir şekilde haraç kesmeye başladıklarını kaydeden kaynaklar, geçici başkent Aden'deki Merkez Bankası tarafından basılan Yemen para biriminin dolaşımda olduğu bahanesiyle başkent Sana’daki en büyük ticari pazarı kapattıklarını belirttiler. Ayrıca Husiler, Aden Merkez Bankası'nda basılan paralarının piyasada dolaşımının önüne geçmek için Sana’daki yerel bankaları, ticari şirketleri ve akaryakıt istasyonlarını kamulaştırdı.
Sana’daki bankacılık kaynakları, milislerin dükkan sahiplerinden ve büyük tüccarlardan haraç toplayıp bu paraları kendi unsurlarına dağıttıklarını veya bu paraları gizlice meşru hükümet kontrol alanlarına sokmaya çalıştıklarını aktardılar.
Şarku’lAvsat’a konuşan Sana’daki tüccarlar, fiyatlarının yüksek olması ve vatandaşların bunları alamaması nedeniyle mallarının ellerine kaldığını dile getirdiler. Tüccarlar bunun sebebinin, ‘gümrük, vergi, savaş ve temizlik’ vs. gibi bahaneler adı altında toplanan vergilerin iki katına çıkarılması olduğunu söylediler.
İran yanlısı grup, nüfusun zorlu yaşam koşullarını ve Birleşmiş Milletler (BM) ile insani yardım örgütlerinin ülkedeki yaygın yoksulluk nedeniyle yaptığı yardım çağrılarını görmezden geliyor. Milisler, sadece liderlerini zenginleştirmeye, kendi saflarında çarpışan savaşçıların maaşlarını ödemeye çalışıyor ve Kızıldeniz aracılığıyla kaçak silah satın alıyor. Bununla birlikte kontrolü altında bulunan kurumlarda çalışan personelin maaşlarını ödemeyi reddediyor.
Husiler tarafından kontrol edilen alanlara yönelik uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan insani yardımların hacminin genişliğine rağmen, kuruluşların kendilerinin de şahitliğiyle yardımların çoğu muhtaç olan kimselere ulaşmıyor, bilakis milis unsurlarının ve destekçilerinin eline geçiyor.Sana’dakiinsani yardım işçilerine göre,grup yakın zamanda, fırınların zekat vermeyi reddettikleri bahanesiyle başkentte yüzlerce ailenin beslenmesine katkıda bulunan bazı yardım kurumlarını kapattı.
Nüfusun, milislerin baskıcı eylemlerini tırmandırmalarından bunalırken, milis unsurları, gazetecileri tutuklamaya ve hükümet yanlısı liderlerin evlerini yağmalaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Yardımcısı Necib Gulab, daha önce yaptığı açıklamada, başkentin güneyinde bulunan evinin milisler tarafından basıldığını ve yağmalandığını belirtmişti.
Yemen hükümeti tarafından oluşturulan ekonomi komitesinin yaptığı resmi açıklamada, darbeci milislerin kendi kontrolü altındaki bölgelerdeki mali durumu sömürdükleri, döviz piyasasına yönelik spekülasyonlarda bulundukları ve yerel para biriminin değerinin yeniden düşmesine sebep oldukları belirtildi. Komite, milisleri ‘ulusal ekonomiyi çöküş aşamasına doğru sürüklemekte ısrar etmek, tüm finansal kurumlara ve mesleki kuruluşlara baskı yapmak, ana planlarını gerçekleştirmek için para biriminin değerindeki çöküşü kullanmak ve uluslararası toplum ile e insani yardım kuruluşlarının önünde vatandaşların acıları üzerinden siyasi entrikalar çevirmekle’ suçladı.
Komite tarafından yapılan açıklamada, merkez bankasının döviz sağlama görevini yerine getirmeye devam ettiği kaydedilerek, kendi kontrolleri altında bulunan bölgelerdeki vatandaşların acı çekmelerine sebep olan milislerin ulusal para biriminin değerinin çöküşünden sorumlu tutulması gerektiği belirtildi. Ayrıca açıklamada, milislerin ulusal para biriminin çöküşünün yol açtığı insan acılar üzerinden siyasi rant devşirmeye yönelik girişimlerinin durdurulması için uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuldu.
Açıklamada, milislerin ulusal para biriminin çöküşüne, insani durumun bozulmasına ve vatandaşların acı çekmelerine sebep olmalarına karşılık, Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi’nin talimatlarıyla meşru hükümetin yetkili kurumları aracılığıyla bu sıkıntıların üstesinden gelmeye yönelik çaba sarf ettiği kaydedildi.
Ayrıca açıklamada, sarf edilen çabaların hedeflerinin ‘ulusal para biriminin istikrarını korumak, para biriminin yeniden eski değerine ulaşmasını sağlamak ve buna olan güvenini yeniden tesis etmek, kara para aklama ve terörle mücadeleyle mücadeleye karşı uluslararası kuralları etkinleştirmek, ülkedeki petrol türevlerinin yasa dışı ticaretini önlemek ve gıda ve yakıt ürünlerinin ithalat ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda döviz sağlamak” olduğu ifade edildi. Ayrıca milislerin kontrolü altında bulunan bölgelerdeki döviz artışının kurtarılan bölgelerdeki orana nazaran çok daha fazla olmasının hükümet tarafından sarf edilen bu çabaların başarısının kanıtı olduğu kaydedildi.
Ulusal para biriminin çöküşünün kaçınılmaz olarak tüm insani yardım çabalarınıve acil ekonomik kalkınmayı olumsuz olarak etkileyeceği gerçeğinin tam anlamıyla farkında olunduğunun belirtildiği açıklamada, bu çöküşün farklı bölgelerdeki tüm vatandaşların daha fazla acı çekmesine neden olacağı ve Yemen'in ihtiyaç duyduğu kalkınma ve yeniden yapılandırma çabalarının maliyetini arttıracağı ifade edildi.



İsrail, Batı Şeria'daki bir çiftlikte “tehdit oluşturan” 200’den fazla timsahı itlaf etti

İsrail sivil yönetimi, Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşiminde bulunan bir çiftlikte 200'den fazla Nil timsahını itlaf ettiğini açıkladı (EPA)
İsrail sivil yönetimi, Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşiminde bulunan bir çiftlikte 200'den fazla Nil timsahını itlaf ettiğini açıkladı (EPA)
TT

İsrail, Batı Şeria'daki bir çiftlikte “tehdit oluşturan” 200’den fazla timsahı itlaf etti

İsrail sivil yönetimi, Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşiminde bulunan bir çiftlikte 200'den fazla Nil timsahını itlaf ettiğini açıkladı (EPA)
İsrail sivil yönetimi, Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşiminde bulunan bir çiftlikte 200'den fazla Nil timsahını itlaf ettiğini açıkladı (EPA)

İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) işgal altındaki Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşim birimindeki bir çiftlikte ‘tehdit oluşturan’ 200'den fazla Nil timsahını itlaf ettiğini açıkladı.

Öte yandan çiftlik sahibi buna karşı çıkarken olay hayvan hakları örgütleri tarafından eleştirildi.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye göre COGAT, timsahların ‘terk edilmiş bir kafeste, hayvan istismarı kapsamına giren korkunç koşullarda tutulduklarını, yeterli yiyecek alamadıkları için birbirlerini yemeye başladıklarını’ söyledi.

COGAT, veteriner uzmanlarla yaptığı görüşmelerin ardından ‘bölge sakinlerinin hayatına yönelik gerçek bir tehdidin derhal ortadan kaldırılması gerektiği’ sonucuna vardığını açıkladı. Ancak hayvanların nasıl itlaf edildiği konusunda ayrıntılı bilgi vermedi.

Timsah çiftliği, 1990'lı yıllarda Ürdün Vadisi'ndeki Petza'el yerleşim biriminde açılmış, ancak İkinci Filistin İntifadası’nın patlak vermesiyle ziyaretçi sayısının azalması üzerine ticari bir çiftliğe dönüştürülmüştü.

Çiftlik 2013 yılında, vahşi hayvanların derileri için yetiştirilmesini yasaklayan bir yasa nedeniyle kapatıldı ve terk edildi.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’a konuşan çiftlik sahibi Gadi Petan, pazar günü gerçekleştirilen itlaf öncesinde kendisinin haberdar edilmediğini söyledi.

Bu çiftliği 30 yıldır yönettiğini belirten adam, “Bu açıkça bir infazdı” ifadelerini kullandı. Çiftlik sahibi, hayvanların itlafı sırasında bir çalışanının cep telefonuna el konulduğunu da belirtti.

Çiftlik sahibi sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu hayvanlar sağlıklıydı, besleniyordu ve çiftlikte herhangi bir ciddi kaza bildirilmedi.”

İsrail'deki ‘Hayvanları Yaşatın’ adlı hayvan hakları örgütü de olayı kınadı. Örgüt, olayı ‘koruma altındaki hayvanlara yönelik korkunç ve haksız bir katliam’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in nesli tükenmekte olan türlerin uluslararası ticaretine ilişkin anlaşmaya taraf olduğunu belirten örgüt, derhal soruşturma açılmasını talep etti.

Geçtiğimiz bahar ayında yayınlanan bazı videolarda İsrailli gençlerin çiftlikteki timsahlara taş attığını görüldü.

Çiftliğin resmi olarak kapatılmasından bu yana, bazı timsahların birkaç kez kaçtığına dair haberler basında yer aldı. Bu haberler, çevredeki doğa koruma alanlarındaki sakinleri ve ziyaretçileri tedirgin ediyordu.