Hong Kong’da Çin karşıtı dev protestolar sürüyor

Hong Kong’da yüzbinlerce kişi sokağa çıktı (AFP)
Hong Kong’da yüzbinlerce kişi sokağa çıktı (AFP)
TT

Hong Kong’da Çin karşıtı dev protestolar sürüyor

Hong Kong’da yüzbinlerce kişi sokağa çıktı (AFP)
Hong Kong’da yüzbinlerce kişi sokağa çıktı (AFP)

Hong Kong’ta dün yüz binlerce kişi kentteki suçluların Çin’e teslim edilmesinin önünü açan yasa tasarısını protesto etmek için sokağa döküldü. Söz konusu yasa tasarısı, birkaç sene yıldır Pekin yanlısı yerel yönetime karşı aralıklarla protestolar gerçekleştiren halkın büyük tepkisini çekti.
Yüksek hava sıcaklığına aldırış etmeyen yaklaşık yüzbinlerce kişi kentin ana caddesini doldururken yönetimden suçluların teslim edilmesine ilişkin yasa tasarısını iptal etmesini istedi. Protestoların organizatörleri gösterici sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu söylese de resmi rakamlar henüz açıklanmış değil.
Pekin yanlısı Hong Kong yönetimi, bölgedeki suçluların bu hususa ilişkin anlaşma yapılmayan her ülkeye teslim edilmesinin önünü açan yasa tasarısının parlamentodan geçmesi için çalışıyor. Hong Kong’da kafe işleten Marco Nog (26) dükkânını kapatarak protesto gösterilerine katılacağını belirterek “Şehrimiz bizim için işimizden daha önemli” ifadelerini kullandı. Nog Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamanın devamında “Hükümetin endişelerimize kulak vermesi için sesimizi yükseltmekten başka çaremiz yok” dedi.
Hong Konglu öğrenci Iwan Wong (18) “Halkın sesi duyulmuyor” dedi. Wong “Bu tasarı uluslararası bir finans merkezi olarak sadece Hong Kong’un değil yargı sisteminin de itibarını zedeleyecek. Geleceğimizi olumsuz etkileyecek” ifadelerini kullandı.
Söz konusu yasa tasarısı, halkın büyük bir kesimin tepkisine rağmen kabul edilirken bu gelişmenin ardından halk sokaklarda indi. 2014 yılında da demokrasi yanlısı gösteriler yapılmış, kentin bazı bölgeleri iki ay boyunca kalabalıktan felç olmuştu. Son haftalarda da bazı avukatlar siyah elbiseler giyerek sokağa çıkmış, önde gelen hâkimler kimliklerini açıklamadan bazı medya kuruluşlarına demeç vermiş ve hukuk kuruluşları ile avukat sendikaları kanunun gözden geçirilmesini talep etmişti.
Söz konusu yasa tasarısı iş dünyasını da sarstı. Ticari kuruluşların endişe duyduğunu belirttiği yasa tasarısı; ABD, Kanada, İngiltere (Bölgedeki eski işgalci güç) ve birçok Avrupa ülkesi tarafından eleştirildi.
Halk tarafından seçilmeyen Hong Kong yönetimi söz konusu yasa tasarısının belirli boşlukların kapatılması ve kentin diğer bölgelerden kaçan suçluların geldiği bir sığınak haline gelmemesi için gerekli olduğunu söylüyor.
Yönetim, muhaliflerin ve kendilerini eleştirenlerin kentten uzaklaştırılmadığını ve bir kadını öldürmesinden dolayı Tayvan tarafından aranan bir suçlunun sınır dışı edilmesi için yasa tasarısının hızlı bir şekilde kabul edilmesini istediklerini söyledi. Bu adımı eleştirenler ise tasarının insanları belirsiz ve Çin tarafından siyasallaştırılmış bir yargı sisteminin kurbanı haline getireceğini düşünürken hükümetin eşini öldüren bir suçluyu gerekçe göstermesinin Truva atına eşdeğer olduğunu belirtti. Bölge yönetimindeki Pekin yanlısı vekiller, çarşamba günü mecliste ikinci defa görüşülecek olan yasa tasarısın kabul sürecini hızlandırmak istiyor.
Hükümet yasa tasarısının temmuz ayı sonlarında yürürlüğe girmesini planladıklarını belirtirken tasarının tartışıldığı meclis oturumlarda muhalifler arasında büyük tartışmalar yaşanıyor. Organizatörler, Pazar günü yapılacak protesto gösterisi ile kentin büyük bölümünün tasarıya karşı çıktığını göstermek istediklerini belirtti.
Yasa tasarısına olan büyük tepki, tasarının meclisten geçmesi için siyasi itibarını tehlikeye atan Hong Kong’un yeni lideri Carrie Lam için büyük bir sorun teşkil ediyor. Tasarının kabul edilmesi protestoların artmasına belki de 2014’teki gerginliğin yeniden yaşanmasına sebebiyet verebilir. Bunun aksine tasarının iptal edilmesi muhaliflerin konumunu güçlendirir ve Pekin’i öfkelendirir.
Çin Komünist Partisi'ndeki yetkililer Hong Kong’taki yasa tasarısına destek verdiklerini açıkladı. Lam hükümeti büyük tavizler vererek Çin’e teslim edilmeyi gerektiren ihlaller listesinden 9 mali suçu kaldırdı.  Hükümet sınır dışı kanununun sadece hapis cezası en az 7 yıl ve üzerinde olan mahkûmlar için uygulanacağını ancak asıl metinde bunun 3 sene olarak belirlendiğini söylüyor. Hong Kong yönetimi sadece Çin’deki yüksek yargı makamlarından gelen teslim taleplerini değerlendireceklerini söylüyor.
İş dünyası bu adımları ihtiyatlı karşılasa da diğer kesim verilen tavizlerin Çin yargısının şeffaf olmadığının üstü kapa bir şekilde kabul edilmesi olduğunu söylüyor. Göstericiler ise hükümetin “muhalifleri Çin’e teslim etmeyeceğiz “sözüne sadık kalacağına inanmadıklarını söylüyor.
İnşaat işçisi Johny Vayne (57) yaptığı açıklamada “Hükümet halk tarafından seçilmedi. Kendilerine yönetimi veren güç için çalışıyorlar” dedi. Vayne “Onurumuz, kendimiz için savaşmamızı gerektiriyor” dedi.
Hong Kong’ta aktivist ve milyarderler gibi önde gelen bazı kişilerin bir süre gözden kaybolduktan sonra Çin hapishanelerinde ortaya çıkması Çin’e karşı şüpheleri artırdı. Göstericilerden Liu Vayne konu hakkında açıklamalarda bulunarak önde gelen kişilerin kaybolmasının ürkütücü olduğunu belirterek “Yasa tasarısı onaylandığı vakit bunun nasıl gerçekleştiğini bir daha görmemiz mümkün” ifadelerini kullandı.
Hong Kong’da 2014 yılında gerçekleştirilen protestolara hiç karşılık vermeyen buna üstelik protesto liderlerini hapseden ve bazı muhalif vekillerin görev almasına yasak getiren Hong Kong yönetime olan güven oldukça azalmış durumda.



ABD istihbarat servislerine Grönland emri

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Grönland'da (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Grönland'da (AFP)
TT

ABD istihbarat servislerine Grönland emri

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Grönland'da (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Grönland'da (AFP)

Geçen hafta ABD istihbarat kurumlarına,  Grönland ve Danimarka'ya bağlı özerk adanın bağımsızlığını destekleyen grupla ilgili casusluk faaliyetlerini artırmaları söylendi.

The Wall Street Journal'ın konuyla ilgili bilgi sahibi iki kişiye dayandırdığı haberine göre, geçen hafta CIA, Savunma İstihbarat Ajansı ve Ulusal Güvenlik Ajansı gibi kurumlar, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'a bağlı yetkililerden Grönland'la ilgili istihbarat konusunda "toplamaya vurgu mesajı" aldı.

İstihbarat toplamanın kısmen Grönland ve Danimarka'da Trump yönetiminin adayı ele geçirme isteğini destekleyen kişileri tespit etmeye odaklanacağı bildiriliyor.

Bu amaçla ABD casus uyduları, iletişim dinlemeleri ve insan istihbaratı kullanabilir.

Gabbard, gazetenin haberine cevaben "Wall Street Journal, gizli bilgileri siyasileştirerek ve sızdırarak Başkan'ın altını oymaya çalışan derin devlet aktörlerine yardım ettiği için utanmalı" dedi.

Yasaları çiğniyor, ulusumuzun güvenliğini ve demokrasisini baltalıyorlar.

The Independent cevap hakkı için CIA, NSA, DIA ve Danimarka Başbakanlık Ofisi'yle iletişime geçti.

Sözkonusu istihbarat bildirimi, yönetimin Trump'ın adayı ele geçirme isteğini ilerletmek için attığı ilk büyük adımlardan biri.

Hafta sonu NBC News'e verdiği röportajda Trump, ABD'ye kutup su yollarına ve nadir minerallere stratejik erişim sağlayabileceğini söylediği bu hedefe bağlılığını yineledi.

Trump, "Grönland'a çok ihtiyacımız var" dedi.

Grönland'da çok az sayıda insan yaşıyor, onlara iyi bakacağız ve onları el üstünde tutacağız. Ancak uluslararası güvenlik için buna ihtiyacımız var.

Başkan, adayı ilhak etmek için askeri güç kullanma ihtimalini "reddetmediğini" de sözlerine ekledi ki bu, NATO müttefiki tarafından kontrol edilen bölgeye karşı çarpıcı bir gelişme.

Danimarka ve Grönland'daki yetkililer, ABD kontrolüne boyun eğmeyeceklerini söylüyor.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance martta adayı ziyaret ederek buradaki ABD üssünü gezmişti.

Salı günü Kanada Başbakanı Mark Carney'nin Beyaz Saray ziyareti sırasında yayılmacı tavrını sürdüren Trump, bir kez daha Kanada'nın 51. Amerikan eyaleti olabileceğini iddia etti.

Independent Türkçe