Irak: İdam cezası verilen Fransızlara dair herhangi bir anlaşmamız yok

DEAŞ üyesi olmaktan idama mahkum edilen Fransızlar. (AFP)
DEAŞ üyesi olmaktan idama mahkum edilen Fransızlar. (AFP)
TT

Irak: İdam cezası verilen Fransızlara dair herhangi bir anlaşmamız yok

DEAŞ üyesi olmaktan idama mahkum edilen Fransızlar. (AFP)
DEAŞ üyesi olmaktan idama mahkum edilen Fransızlar. (AFP)

Irak yargısından bugün yapılan açıklamada Irak ve Fransa hükümeti arasında, DEAŞ’a bağlı olma suçuyla idam cezasına çarptırılan Fransız vatandaşlarının cezalarının hafifletilmesi konusunda herhangi bir anlaşma olmadığı duyuruldu.
Açıklama Irak Yüksek Yargı Konseyi Sözcüsü Abdussettar Bayrakdar tarafından yapıldı.
Bayrakdar gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Irak mahkemelerinin uyguladığı yaptırımlar yalnızca Yargıtay tarafından incelemeye tabidir. Yargıtay, kanun uyarınca bu cezayı her suçun durumuna göre başka bir cezayla değiştirme yetkisine sahiptir. Bu hükümetler arasındaki anlaşmalara bağlı değildir.”
Irak yargısı Suriye’nin kuzeyinden Irak’a sevk edilen Fransız asıllı 12 DEAŞ üyesini idam cezasına çarptırmıştı.
Her ne kadar bu cezalarda birçok kez ayrımcılık yapıldığı öne sürülse de Fransa yaptığı açıklamalarda Irak’ın egemenliğine saygı duyduğunu bildirdi.
Fransa Adalet Bakanı Nicole Belloubet, bu ayın başlarında yaptığı açıklamada Avrupa ülkeleri ile DEAŞ’a katılan yabancı teröristlerin yargılanması için Irak’ta uluslararası mahkeme kurulmasını görüştüklerini belirtti.
Fransız Bakan ayrıca bunun içişleri ve adalet bakanlarıyla Avrupa düzeyinde ileri sürülen bir konu olduğunu kaydetti.
Ancak Iraklı hukuk uzmanlarına göre Irak anayasası buna izin vermiyor.
Fransa, 1981 yılında idam cezasını kaldırdı ve uluslararası alandaki idam cezalarını kınayarak söz konusu uygulamanın terk edilmesi çağrısında bulundu.
Dün Suriye’nin kuzeyindeki kamplarda yaşayan 12 yetim çocuğu teslim alan Fransız yargısı bugün de 9 çocuk ve 3 DEAŞ üyesini Türkiye üzerinden aldı.
Bir başka kaynak söz konusu çocukların ve DEAŞ üyelerinin sınır dışı edilmeden önce Türkiye'deki bir gözaltı merkezinde tutulduğunu aktardı.
Yargıya yakın kaynaklar, 3 DEAŞ unsuzu arasında 36 yaşlarında iki kadın olduğunu ve ihtiyati gözetim alında bulunduklarını bildirdi. Yapılan açıklamalar mayıs ayının sonlarından bu yana 277 kişinin Fransa’ya iade edildiği yönünde.
Yargı kaynaklarına göre DEAŞ üyesi şahıs, eşi ve çocuklarını da yanına alarak Suriye’ye gitti. Ardından bir daha evlenen adam ikinci eşinin de çocuklarını yanına aldı.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.